KURAL

Bölüm 4

Medyaya Ege'yi koydum.
Fotoğrafa düşmüş olabilirim 🤤💗

Medyadaki şarkı Mercan kuşumuzun derste uyuyakalınca kulaklığında çalan şarkı.

Şarkı ve çevirisi de çok hoş. Pek rastlanan türden bir şarku değil. Huzur veriyor ama aynı zamanda ürpertiyor da. Dinleyen anlar zaten.

🦋

Öğretmen hararetle ders anlatırken geleni görünce bir an duraksadı. Asabi halinden çıkıp yüzüne sahte bir gülücük yerleştirdi.

Kimdi bu genç adam? Neden ona saygı duyuyorlardı?

Yazardan

Sınıfa girmesiyle öğretmenin ve sınıftaki herkesin ona bakması bir oldu. Bir şey söylemeden öylece sınıfın içine doğru ilerlemeye başladı. Öğretmenin masasına bir şey bıraktı ve sınıfa bir göz gezdirdi. Tüm gözler onun üzerindeydi. Derin bir uykuya dalmış olan Mercan'ı saymazsak.

Öğretmenleri masasına bırakılan kağıda bir göz attı. Bir not gibiydi. Daha çok bir izin kağıdı. Müdürden geliyor olmalıydı.

"Sen Do-" derken genç adam onu susturmuştu.
"Ben yeni öğrencilerdenim." Asıl kimliğini belirtmek istemiyordu. Onu tanıyanlar vardı fakat konuşurlarsa başlarına gelebileceklerin farkındalardı. Öğretmeni ona anlamsız bir bakış atarken "Geç otur boş bir yere." diye tersledi daha sonra.

"Bir sonraki ders yine benim. Kendinizi tanıtacaksınız. Ben sınıfınızdan sorumlu olan öğretmeninizim. Branşım edebiyat. Yani sizin edebiyat derslerinize ben giriyorum. Evet şimdi geç otur bakalım bulduğun yere."

Sınıfta onunla beraber beş tane daha yeni gelen öğrenci vardı. Oturabileceği bir sıra bakınırken tüm kızlar ona yanını gösteriyorlardı. Şansına sadece üç sıra boştu ve özel okul olmasına rağmen sıralar iki kişilikti. Kızlar yanlarını gösterirken birden biri ona doğru seslendi.

"En arkadaki sıra boş. Oraya geç istersen." Kafasını hafifçe çevirip ona seslenen çocuğa baktı. Esmer ve sıska bir çocuktu. Ona başıyla teşekkür ettikten sonra arkaya doğru yöneldi. Kızlardan belli belirsiz homurtular ve esmer çocuğa küfürler yükseliyordu.

Sıraya yaklaştığındaysa önünde durdu. Kulağında kulaklık sıraya kafasını koymuş uyuyan bir kız vardı karşısında. Başını hafifçe çevirip öğretmenine baktı genç adam. Bir yandan ön sırada oturan çocuklar kızı dürterek uyandırmaya çalışıyorlardı. Kızın yaptığı tek şey homurdanmak oluyordu.

Genç adamın ona baktığını gören öğretmen kafasını oraya doğru çevirdi. Sırada uyuyan bir adet Mercan görünce bitkinlikle oraya doğru ilerledi.

"Bırakın uyusun derdim ama birazdan horlamaya başlar bu. Dürterek uyandırın uğraşmayayım ben şimdi." Diyerek ön sırada oturan çocuklara baktı. Daha sonra tekrar genç adama dönünce "geç otur oğlum sen de." dedi soğuk olmaya özen göstererek. Diğer öğrencilere davrandığı gibi davranıyordu tüm öğretmenler ona. Bu konuda babasının sıkı tembihi vardı onların üzerlerinde.

"Kalk lan hadi." Deyip ensesine patlatmıştı öndeki çocuk. Kız homurdanarak ofladı birkaç kez. En sonunda masasına oturmuş onları izleyen öğretmenlerine bakıp ondan onay aldıktan sonra bir mendile su sıkıp mendili kızın ensesine yapıştırdı çocuk. Kız tekrar homurdandı sadece.

Önde oturan kıvırcık çocuk geçti bu sefer harekete. Mercan'ın ensesine ıslak peçete yapıştıranın yanındaki.

Kızın daha sonra yapacaklarını düşününce bir an yapacağı şeyden vazgeçmiş olacak ki artık yeni yerine oturmak isteyen yeni çocuk ne yapacağını anlayıp eliyle korkak kıvırcığa 'ver' işareti yaptı. Sarışının yüzünü ufak bir sırıtış kaplarken kıvırcığın verdiği su şişesini aldı elinden. Kıvırcık konuştu "Adım Kutay." Sonunda da minik bir gülümsemeyle elini uzattı. "Ege." Diyerek karşılık verdi yakışıklı sarışın da.

Mercan hala uyurken Ege Kutay'ın suyunun kapağını açmış Mercan'a doğru tutuyordu. Kızın yüzünün Ege'ye dönük olması Ege'nin daha çok işine geliyordu. Birden tüm suyu kızın kafasından aşağıya boşalttı. Mercan nefes nefese kafasını yukarı kaldırdığında sesli bir küfür etmişti. Ege' nin kızı gördükten sonra yüzünde oluşan şokla kızın ettiği küfüre gülememişti bile. Bu o kızdı...