Bölüm 4: Aynı Kalp Çarpıntısı

951 41 9
                                    

Kaya uçaktan ineli bir saat olmuştu, havaalanındaki işlemleri bitirip oteline yerleşmişti. Akşam gideceği yemek için birkaç evrağı inceliyordu. Oda servisinden bir şeyler istemiş, sabah kahvaltı edememiş olmanın açlığını bastırmaya çalışıyordu.

Ender, Halit'in bu emrivakilerinden artık acayip sıkılmıştı. Bütün bir yıl boyunca yalnız kalmak istediği tek gün vardı! Tek bir gün! O günü eski kocasına ve hiç tanımadığı bir CEO'ya harcıyacaktı!
Ender'in kalbi o gün farklı çarpıyordu... Farklı bir şey vardı sanki, onu heyecanlandıran bir şeyler.
Ender üstüne kan kırmızısı bir elbise giydi, derin sırt ve göğüs dekoltesi olan, ipli bir elbise. Bu elbise çok eskiydi... Yıllardır sadece 7 Temmuzda giyerdi. Madem bugün aptal bir iş yemeğine denk gelmişti, o elbiseyi oraya giderken giyecekti.
Elbisesini giydi, rujunu sürdü ve siyah topuklu ayakkabılarını giyerek evden çıktı.

Kırmızı Elbisenin Hikayesi:
İlişkilerinin ilk yılını kutlamak için gidecekleri bir yemek için hazırlanıyordu Ender. Kapı çaldı, kimse yoktu tek bir kutudan başka...
Ender kutuyla içeri girdi, kutuyu açtı ve içinden kırmızı bir elbise çıktı, dekoltesi olan -baya dekoltesi olan-  ip askılı bir elbise... Üzerindeyse bir not: "Sahile gel sevgilim, gözlerinin mavisiyle denizi, dudaklarının kırmızısıyla elbiseyi birleştir, sahilde bekliyorum;)"
Ender elbiseyi giydi ve sahile indi, belkide dünyanın en salaş sofrası ve dünyadaki en sevdiği adam... Onu bekliyordu. Ender, Kaya'ya doğru yürüdü, ellerini birbirlerine kenetlediler ve birbirlerinin dudaklarına kısa kısa öpücükler kondurdular. Kırmızı şarap; Ender'in en sevdiği... Bütün gece kırmızı şarap içip sohbet ettiler... Ender başını Kaya'nın göğsüne yasladı ve güneşi birlikte doğurdular...

Ender, yemek yiyecekleri restauranta varmıştı, içinde hala bir kalp çarpıntısı sebebini bir türlü çözemediği....
Halit gelmişti ama yeni CEO hala ortada yoktu anlaşılan. Halit'in karşısına oturdu ve şirketle ilgili bir şeyler konulmaya başladılar.

Kaya neden bu kadar heyecanlı olduğunu bilemiyordu, anlayamıyordu bir türlü. Restauranta yaklaştıkça artıyordu kalbinin çarpıntı...
Restauranttan içeri girdi. Halit Bey'i görünce ona el salladı. Halit Bey'in önünde kırmızı elbiseli bir kadın oturuyordu, belli ki eski karısıydı... Hem ortağı hem eski karısı. Bunu düşününce gülümsedi Kaya, bu adamın özel hayatını bir türlü anlayamamıştı...

Kaya: Merhaba Halit Bey!
Ender hala arkası dönük bir şekilde: ne? yok artık iyice saçmaladım ben

Halit: Gevelemeyi kes Ender bak yeni CEO'muz geldi. Hoş geldin Kaya.

Kaya: Hoşbulduk Halit Bey
Halit Ender'e döndü ve onu tanıtmaya hazırlandı.

Halit: Ortağım Ender.
Ender bunu duyunca masadan kalktı ve arkasını döndü. Onu gördü, kalbi öyle hızlı atıyordu ki...

Kaya Ender'i görünce şoka uğradı, hem Ender'i hem de elbiseyi... Bir görüşte tanımıştı.
Kaya: Merhaba Ender Hanım. Kaya ben.
Ender ona uzatılan eli, eli titreyerek sıkmaya çalıştı.
Ender: Merhaba, Ka-Kaya bey.

İkiside beyninden vurulmuşa dönmüştü. Mecburen sofraya oturdular.  Halit eliyle garsona işaret etti.
Garson: Ne içersiniz efendim?
Halit: Ben bir kırmızı şarap alayım. Sizler?
Kaya: Bende, -endere bakarak- kırmızı şarap lütfen...
Ender: Beyaz, ben beyaz şarap alayım.

Kaya şaşırmıştı, Ender'in en sevdiği içki kırmızı şaraptı, neden içmiyordu?

Kaya: Siz kırmızı şarap sevmiyor musunuz Ender Hanım?

Ender: Hayır, sevmediğimden değil ama içmiyorum yıllardır, çok hoşlandığım anılar bırakmadı bende...

Halit bu anlamsız sohbeti kesmek için işle ilgili şeyler anlatmaya başladı. Kaya gözünü ne Ender'den ne de kırmızı elbiseden alamıyordu... Demek hala saklıyordu, demek hala unutmamıştı...
Ender için inanılmaz gergin geçen bir yemeğin sonuna gelinmişti, herkes arabalara geçerken vedalaştılar.
Kaya, arabaya binince saate bakmak için telefonunu çıkardı, ama saaten başka bir şey dikkatini çekmişti... Bugün, bugün 7 Temmuzdu...

Ender & Kaya: Sen Beni Ömrünce UnutamazsınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin