Bölüm 12: Anılar

1K 41 12
                                    

Ender, şirketten mesai bitiminden önce çıkmış eve gitmişti. Caner'den yalnız kalmak istediğini söyleyerek bu akşam için izin istemiş ve onu bu akşam orada kalması için Emir'in evine yollamıştı. Caner henüz ablasının Kaya'yla yeniden beraber olduğunu bilmiyordu. Ender bunu yakın çevresine ilan etmeden, onların sorularıyla boğuşmak zorunda kalmadan önce geçen 17 yılın biraz da olsa hasretini gidermek istiyordu Kaya'yla, hakeza Kaya'da aynı fikirdeydi.
Ender eve gelir gelmez sıcak bir duş aldı, komodinin çekmecesinde duran fotoğrafı komodinin üstüne koydu, yıllar evvel Kaya'nın ona aldığı kırmızı elbiseyi giydi. (ilk bölümde olan elbise). Madem eskiyi yad edeceklerdi, anılarını tekrar canlandıracaklardı, o zaman o anılardan belki de en özeline şahit olmuş bu elbiseyi giymenin doğru olacağını düşünmüştü kadın. Elbisesini giyip aşağı inince hemen etrafı yoklamaya başladı. Nereye ne koyacaktı? Kutuyu kapalı şekilde bırakmalı mıydı, yoksa her anıyı başka bir köşeye mi koymalıydı? Mum olmalı mıydı ortamda, yoksa sadece loş bir ışık mı? Bunları düşünürken olması gerektiğine inandığı tek bir şey vardı: Kırmızı şarap.
Ender, evet yıllardır sadece Kaya'yla ayrıldıkları için, hayat koşulları o acıyı başka günler değil sadece tek bir gün yaşamasına izin verdiği için 7 temmuzlarda içerdi kırmızı şarabı. Bir içkinin bir çift aşıkta ne kadar büyük bir anlamı olabilirse o kadar büyüktü o anlam onlar için. Dolaba gittiğinde evde kırmızı şarabın kalmadığını fark etti Ender. Hala şirkette bir dava dosyasıyla ilgili toplantıda olan Kaya'ya mesaj attı:
"Evde şarap kalmamış, gelirken alır mısın sevgili?"

Kaya toplantıdayken gelen bu mesaja sadece;

"Toplantıyı yarıda kesip yanına gelmemek için zor tutuyorum kendimi, şarap bende merak etme :)"
diyerek cevap verdi, hangi şarap diye sormaya ihtiyaç duymadı, çok iyi biliyordu çünkü...

Ender uzun düşünceler sonucu bahçeyi hazırlamaya karar verdi. Caner'in bir davet için aldığı ağaç ışıklarını buldu çıkardı depodan, hepsini özenle astı. Bahçede yine Caner ve biricik arkadaşı Emir yüzünden biri bir tarafta diğeri diğer tarafta dağınık duran yer minderlerini topladı, bir ağacın dibine koydu ve rahat bir oturma yeri yaptı. Çok büyük sayılmayan, ayaklı bir tepsiye ufak ufak atıştırmalıklar koydu. Bahçenin hazırlığı bitince Ender, salonun bahçeye açılan kapısından evin içine girdi, bütün perdeleri sıkıca kapattı. Evet, Kaya bu akşam geçmişi konuşmaya geliyordu ve bu konuşma bahçede olacaktı, ama sevgilisine yemek hazırlamayalı o kadar uzun zaman olmuştu ki Ender kendini tutamadı ve öyle mükemmel olmayan, birlikte yemekten keyif aldıkları birkaç yemeği hazırlayıp samimi bir sofra kurdu. Bu akşam Kaya için kremalı patates, somon ve salata yapmıştı Ender. Masada eksik var mı diye kontrol ederken kapı çaldı.
Kaya kapının açılmasıyla içeri bir adım attı, başını Ender'in boyun çukuruna sokarak sarıldı sevgilisine...

"Toplantı bir bitemedi... Çok özledim seni, çıkarkende uğramadın yanıma saatlerdir sensizim resmen..."

"Yaaa demek çok özledin beni öyle mi?"
Kaya muzipce gülümseyerek;

"E herhalde!"

"E iyi geç madem içeri, sofrayı görünce bu tatlı sitemlerin devam edecek mi göreceğiz Kaya Bey:)

Kaya sofrayı görünce gerçekten de sitem edecek hali kalmamıştı, bütün gün bir şey yemediği aklına geldi ve sevgilisini belinden tutup kendine çekti ve yanağına kocaman bir öpücük kondurdu.

"Döktürmüşsün yine"

"E malum yemeklerime hasret kalmışsındır diye öyle bir şeyler yapıverdim;)"

"Sana dair hasret kaldığım tek şey yemeklerin değil Ender..."

Bu cümle dudaklarından çıkarken Kaya, sevgilisini romantik bir şekilde süzdü ve muzipçe gülümsedi ona.
Ender'in yıllar önce kendisinin ona hediye ettiği elbiseyi giydiğini fark edince sevgilisine takılmak istedi:)

Ender & Kaya: Sen Beni Ömrünce UnutamazsınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin