「❛0.5|❝işte, tam benim kafadan... bir deli.❞」

1.3K 124 117
                                    

•düzenlendi•

iyi okumalar ♡

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

iyi okumalar ♡

「❝işte, tam benim kafadan... bir deli.❞」

10 Eylül 1972 | Pazar

'Ailenize ilk hafta mektup yazmalısınız.'

Ailenize ilk hafta mektup yazmak sanırım Hogwarts'ta yazılı olmayan bir kuraldı. 

Charon'un dediğine göre diğer haftalarda mektup yazmaman o kadar sakıncalı değilmiş ama ilk hafta yazmayıp aileni merakta bırakmak ise ona göre pek akıl kârı bir davranış değil.

Hoş, Charon birinci sınıftayken ilk iki hafta mektup falan göndermemişti ama bu ona pahalıya patlamıştı. Ailem ona bir çığırtkan göndermişti. Komik olan ise sadece annemle babama göndermemişti. Bize ise ilk hafta mektup yollamıştı.

Benim ise bu sıralar hiç mektup yazasım yok. Hogwarts'a alışmaya çalışırken mektup yazmaya pek vakit ayıramıyorum. Çünkü bu aralar bir telaş içindeyim. Bir yerlere yetişme telaşı...

Ve derslere girmektense ders sınıfını bulmak benim için daha yorucu oluyor. Bu noktada hareket eden merdivenlerde bana pek yardımcı olmuyor. Bir kez bir hayaletten yol bulma konusunda yardım bile almıştım ama hayaletin nasıl olduğu hakkında hiçbir fikrim yok. Kafa karışıklığıyla hayalete dikkat etmemiştim.

Slytherin'de geçirdiğim ilk gün benim için çok dolu geçti. Bavulumu boşalttım ve Hogwarts'ı öğrenmeye başladım. Açıkçası öğrenicek o kadar mekan var ki hepsini bilmem uzun zaman alıcak gibi duruyor.

Derslerde ise pek bir sıkıntı olmadı. Sadece birkaç kez dersliği bulamadım ve derse geç kaldım ama öğretmenler bunu sıkıntı etmedi. Henüz...

Ayrıca benden size bir tavsiye: Öğrenci cüppesi giymeyen insanların kim olduğunu bilmeden onlarla konuşmaya geçmeyin. Çünkü ben bunu zor yoldan öğrendim. Mesela Profesör Flitwick'in öğretmen olduğunu bilmeden boyu hakkında bir şey söyleyince -sadece kısa olmasının geçici mi olduğunu sorduk- gerçeği öğrendiğinizde dumura uğruyorsunuz. Bir de ceza almanız kaçınılmaz oluyor. Tıpkı ben, Lestrange ve Rosier'ın yaptığı gibi...

Aslında boyu hakkında gerçekten dalga geçmemiştik ama sizi dinleyen pek olmuyor.

Bir de Profesör Sprout var. O kadın herboloji ile kafayı bozmuş olabilir ama çok sevecen biri. En azından birinci sınıflara karşı. -Slytherin'leri bu olayın içine alamıyorum- Bir de bu dersi çok sevmesemde Profesör Sprout'u dinliyorum, ne olur ne olmaz.

𝐭𝐡𝐞 𝐨𝐫𝐝𝐢𝐧𝐚𝐫𝐲 𝐥𝐢𝐟𝐞 𝐨𝐟 𝐜𝐚𝐥𝐥𝐢𝐬𝐭𝐚┃𝐫𝐞𝐠𝐮𝐥𝐮𝐬Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin