Mucizelere inanır mısınız ? Ben inanacağım hiçbir şey kalmamışken; bütün umudumu yitirmişken tam da penceremin önüne gelen yaralı bir kuş sayesinde küllerinden yeniden doğan Yade Fermandar. Sahi iliklerinize kadar yalnız hissettiğiniz oldu mu hiç ?
Ben son zamanlarda hep böyle hissediyordum. Bir çıkış yolu bulmak ya da bir aralık kapıdan dış dünyaya açılmak. Artık bazı şeyleri içimde tutmak zor geliyordu. Soğuk Nevşehir'in ayazında yine bıkmadan penceremin önünden gökyüzünü izlerken bir anda önüme bir kuş geldi. Öyle güzeldi ki nasıl anlatayım ? ama yaralıydı. Gözlerime öyle bir bakışı vardı ki ölsem unutamam derler ya öyleydi. Tabi merhametli yüreğim onu oracıkta öylece bırakmaya el vermedi. Gel zaman git zaman yaralarını iyileştirdim. Bana umut veren, küllerimden doğmamı sağlayan tek şey olmuştu. Halam ben küçükken Anka kuşunun hikayesini anlatırdı hep. Hikayesinde kendisinin olduğunu nereden bilebilirdim ki ? Bana hep ''Zümrüt gözlüm Anka kuşu gibi ol ne yaşarsan yaşa, acılarının,dertlerinin seni ele geçirip yakmasına izin ver. Sonra da küllerinden yeniden doğ güzel kızım'' derdi. Ne zaman umudumu yitirirsem bu söz gelir aklıma ve durulurdum ya da ben öyle zannederdim.
Ben kendi içimde düşüncelere dalmışken içeriden annem seslendi. '' Yade kızım bak kim geldi yine seni görmeye , hiç görüşmediğin biri '' deyince başımın belası; dostum, sırdaşım, Berfin'in geldiğini anlamıştım. Çünkü orada bir ima sezmiştim. Kesin yine abisi ile kavga etmişti. Üzerimi değiştirip aşağıya indim. Berfin hızlı bir şekilde koşarak bana sarıldı. Seninle acil konuşmalıyız diyerek, anneme odaya geçeceğimizi söyledi. Ben ise bu kadar önemli olan konuyu içten içe merak etmeye başlamıştım. Odaya geldiğimizde '' Dökül bakalım başımın belası nedir bu kadar önemli olan konu '' deyince ağzından çıkan tek bir söz beni yerle bir etmekle kalmayıp eski ama benim içimde hiç eskimeyen,eksilmeyen, bende iz bırakan geçmişin tozlu sayfası yeniden açılmıştı...
'' Baran Amerika'dan geri dönmüş ''