✿|0.8

2 2 2
                                    

ne yapmalıydım izin vermeli miydim çiçeklerimi koparmasına

***

Üst katta odamdaydım yatağa oturdum pencereden gözüken arka bahçeye baktım kadının haline üzülmüştüm hava gittikçe kararıyordu -o sokak arasında mı kalıyordu-
Sinirle saçlarımı ellerime geçirdim ve karıştırdım istemiyordum kimsenin çiçeklerime dokunmasını istemiyordum ama o kadının buna ihtiyacı vardı -istemediğim şeyi yapma zorunluluğunda hissediyordum üstelik öyle bir zorunluluğum olmadığı halde-
Ellerimle tişörtümün uç kısımlarını tutup tek haraketle çıkarttım gün batımının son ışıkları yüzüme vuruyordu gözlerimi kapattım ve annemi hayal ettim eşsiz güzelliğini, narin sesini, baharda açan bir çiçek gibi taze kokusunu, bana karşı olan derin sevgisini hissettim gözlerimi açmadan sırtımı arkamdaki yatakla buluşturdum -dünya benim için hep karanlıktı gündüz ve gece aynıydı karanlık. benim dünyam gözlerim kapanınca aydınlanıyordu gözlerimi kapattığımda annem hep ışığım oluyordu belki hiç açmamalıydım gözlerimi böyle kalmalıydım ölmeliydim ama yapamazdım söz vermiştim annem ölüm döşeğindeyken ona söz vermiştim

~8.08.2010~
Kadın yakalandığı amansız hastalığın sonucu ateşler içinde hastane yatağında yatıyordu oğlu annesinin başından hiç ayrılmamıştı
Hasta kadının elini sımsıkı tutuyordu .
Hoseok göz yaşlarını içine akıtıyordu çünkü biliyordu o ağlarsa anneside ağlardı güçlü durmalıydı. Doktor artık bir şey yapamayacağını söylemişti hoseok delirecek gibi hissediyordu ama gizliyordu duygularını.
Hastane yatağının yanında sandalyeye oturmuş annesinin elini tutarak adeta ölmesini bekliyordu. Hasta kadın ateşin sebep olduğu terli yüzüyle oğluna baktı hoseoksa annesine o hala çok güzeldi sesi hala sevgi doluydu hala çok güzel kokuyordu genç çocuğun gözleri dolmaya başladığında kadın oldukça kısık bir sesle zorla konuştu

"Çiçeğim, Ben her zaman seninleyim"

Demişti hoseoksa artık farkındaydı içi o kadar çok dolmuştu ki gözyaşları sonunda küçük soğuk yanaklarını bulmuştu annesinin zayıf elini sıkıca tuttu

"Seni yalnız bırakmayacağım anne,
çiçeklerini seninle birlikte cennet bahçesinde yetiştireceğiz"

Kadın burukça gülümsedi bu gülüşün ardında korku yatıyordu çünkü kadın biliyordu kendisi öldüğünde oğlunun ters işler yapacağını

"Hayır"

Dedi

"Hayır, sen buradaki çiçeklere bakacaksın bense cennetekilere her gün gelip ziyaret edeceğim bahçeni"

Hosek yanaklarındaki ıslaklığı elinin tersiyle sildi bir yandanda olumsuzca kafasını sallıyordu

"Hayır anne, anne-"

Boğazı düğümlenmişti canı acıyordu vücudu sızlıyordu tekrar anne dediğinde sesi sanki boğazını yırtmıştı son anne diyişiydi. Ardından hıçkırıklı ağlayışı doldurdu soğuk hastane odasını kadında sessizce ağladı
Hoseok yüzünü saklamaya çalıştı kadın tekrar konuştu

"Bana söz ver çiçeğim benim için smeraldoyu koru"

Hoseok ıslak bakışlarını annesine dikti -istemiyordu bir vede konuşması bu durumu kabullenmek istemiyordu - Kadın zorla yutkundu

"sen yaşadıkça bende yaşayacağım sen benim çiçeğimsin ve smeraldo senin çiçeğin yaşat onu"
"bizim çiçeğimiz"
"O zaman onu yaşat"

Hoseok sıkıca tuttuğu eli dudaklarına götürdü ve narin bir öpücük bıraktı

"Söz veriyorum"

Demişti kadın gülümsedi biliyordu oğlu bir söz verirse kesinlikle tutardı

"Sen seviyorum çiçeğim-"

Ve o ses hayatta olduğumuzu gösteren yaşam çizgisinin dümdüz olduğu zaman çıkan o kulak çınlatan ses hoseoku göz yaşlarına boğan onu yalnız bırak hayatını alt üst eden her şeyini kaybetmesine sebep olan ses o günden sonra annesinin uzak bir akrabası olan yalnız yaşayan yaşlı bir kadınla büyümüştü orada baktı smeraldosuna sonra o kadında öldü ve tüm mirası hoseoka kalmıştı hoseoksa insanlıktan uzak yere taşındı

Hwa yeong un ağızından
Alışmıştım sabahın köründe bu yaşlı adamın bahçesinde bulunmaya bu çiçeklerin arasında dolaşmaya eskiden içimde olan gerginlik gitmişti huzur almıştı yerini korkmuyordum yaşlı adamdan beni farkederse koşarak kaçardım oradan sonuçta yaşlıydı koşamazdı sabah rutinim haline gelmiş olan çiçek toplama işine tekrar başladım sepetimi güzel kokulu çiçeklerle dolduruyordum

Hoseok un ağızından
Kadının çiçeklerimi toplaması için kendime izin vermiştim yine sinirleniyordum ama o kadın için üzülüyordum
Sabah kahvemi alıp mutfaktaki yerimi aldım onu gözleyecektim smeraldodan uzak durmalıydı tahmin ettiğim saatte geldi o delikten zayıf vücuduyla bahçeme girdi gülümsüyordu istemsizce gülümsedim ve şekersiz olan kahvemden bir yudum aldım
Kadını siyah perdenin ardından izlemeye devam ettim

SMERALDO-🥀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin