1/10

36 6 16
                                    

yalvarıyorum, bakın yalvarıyorum duyar kasmayın hoşunuza gitmeyen bi yer gördüğünüz an çıkın kitaptan kütüphanenizden çıkarın beni de engelleyin lütfen ama duyar kasmayın

"Güller niye kırmızı?" Joe Tanrı'ya gözlerini kısarak baktı ve daha sonra bundan pişman olup önüne döndü. Birbirlerine geçmiş parmaklarını seyrediyordu merakla şimdi.

"İçindeki likopen yüzünden. Bir tür kromoplast."

Tanrı'nın ilahi sesine kaşlarını çattı küçük Joe. Likopen neydi Tanrı aşkına?

"Bir plastit çeşidi Joe. Neden gidip koyun arkadaşlarınla oynamak yerine Tanrı'yı rahatsız eden sorular soruyorsun?"

Küçük Joe omuzlarını silkti. "Sanırım dünyayı neden yarattığını merak ediyorum. Ve nasıl? Gerçekten, her şeyi hiçbir şey yokken mi yarattın?" sesi şaşkındı. Merak ettiği soruları ardı ardına sıralarken gözlerini kocaman açmıştı.

"Dünya kazayla oldu." Dudaklarını birbirine bastırdı Tanrı ancak kimse onu göremedi. Çünkü o bir ışık hüzmesiydi. Ne yaptığını asla anlayamazdınız. "Sonsuzlukta meleklerimle birlikte yaşarken bir anda yasak elmadan yerken buldum kendimi. Daha sonra o sarhoşlukla dünyayı yapmışım. Dinozorlar falan. Görmen lazım ama, nasıl kafa."

"Nasıl yani? Eve ve Adam değil miydi yasak elmayı yiyen?"

"Ah, saçmalama Joe. Bendim. Kitaplara Tanrı hata yaptı mı yazsaydım? Onu neden oraya koyduğumu da bilmiyorum gerçi. Cidden, bir sürü gereksiz şey yaratmışım."

"Ama sen çok fazla hata yapıyorsun zaten."

"Burada bunlar hakkında konumayız Joe."

"Beni neden aç bıraktın? Altı yaşımda açlıktan ölmek zorunda değildim."

"Hepsi Tanrı'nın planının bir parç- Ah, dur. Buna benim cevap vermem gerekiyor sanırım. Şimdi bak, o olay öyle değil. Olması gerekiyordu oldu. Her şeyi de kontrol edemem ya."

"Sarah'ı seviyordum. Evlenecektik. Ama sen bize engel oldun."

"İstersen sana bir sürü Sarah yaratabilirim. Cennet böyle bir yer. Dünyada çektiğin bütün sıkıntıların keyfini süreceksin."

"Saçma. Ben kendi Sarah'ımı istiyorum."

"Sus çocuk."

"Susmayacağım. Beni neden açlıktan öldürdün Tanrı'm? Ve Tim? Babası neden ona tecavüz etti? Daha üç yaşındaymış. Ameliyatlara dayanamamış ve ölmüş."

"Hepsi bir sınav. Babasını cehennemde yakacağım ve Tim de burada mutlu olacak."

"Yaşadığı şeyleri nasıl unutacak? Ben altı yaşımda neden tecavüz kelimesini biliyorum?"

"Unutmanı sağlayabilirim."

"Hayır, koyun olmak istemiyorum."

"Peki."

"Yasak elmadan yersem beni de dünyaya tekrar gönderir misin?"

Tanrı duraksadı. "O işler öyle olmuyordu sanırım."

"Neden? Yiyeceğim. Ve Sarah'la evleneceğim."

"Sus çocuk."

"Sana bir soru sormak istiyorum."

"Sadece bir tane mi?"

"Hayır."

"Of, sor."

"Hani amca Adam geldiğinde birkaç adet emir göndermiştin ya,"

"Evet."

"O zaman dil ve yazı yoktu. İnsanlar konuşamıyordu bile." Joe ağzıyla garip sesler çıkardı. "Böyle sesler yüzünden anlaşamıyorlardı. Annemin söylediğine göre maymunlardan gelmişiz. Hatta daha öncesinden. Bir sürü şey evrimleşmiş ve biz oluşmuşuz. Neden yazıyı tekrar bulmamızı asırlarca ileriye attın?"

"Hatırlat da anneni öldürüp yakayım."

"Neden?"

"Çünkü bana inanmıyor."

"Neden sana inanmayanları yakıyorsun?"

Duraksadı. "Çünkü korumam gereken bir otoroitem var."

"Her şeyin sahibinin ego problemleri mi var? Wow," diye mırıldanıp geri çekildi. 

"Çocuk, öyle değil o-"

"Sanırım annem haklı. Siz gerçek değilsiniz Bay Tanrı. Adınız var mı?"

"Evet, bir sürü. Ve ben gerçeğim çocuk."

"Adlarınızdan birisini benimle paylaşır mısınız?"

"Hayır."

"Tüh. Neyse. Ben melek arkadaşlarımla oyun oynayacağım. Bir şey ister misin?"

"Sessizlik, Tanrım!" 

Daha sonra durakladı. "Ah, kendi kendime yakındım. Dur bir saniye, bana yakınanları yakıyorsam-" Gözleri irice açıldı ancak kimse bunu göremedi. "Ah, Tanrım!"

cennet veya dünyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin