"Annemi özledim."
"Az kaldı, bekle."
"Efendim?"
"Yok bir şey çocuk."
Joe elindeki bitmeyen boyama kitabını dizlerine bıraktı ve bıkkın bir nefes aldı. "Sıkıldım."
"Dur bakalım, daha ilk haftandasın."
"Ben sonsuza kadar burada kalmak istemiyorum. Burası çoooook sıkıcı."
"İstediğin her şeyi önüne getiriyorum. Daha iyi neresi olabilir ki?"
"Dünyada olmak istiyorum. Ah, bekle bir dakika. Cennette istediğimiz her şey oluyorsa, dünyada olmayı istesem o da olur mu?"
Tanrı duraksadı.
"Onun öyle olmaması gerekiyor. Bekle, meleklere bir sorayım."
"Patron sen değil misin?"
"Şş," Tanrı ona arkasını dönüp solunda bekleyen sonsuz sayıda melekle küçük bir tartışmaya girdi. Bu tartışma yıllar yıllar sürdü ancak zamanı yavaşlattığı için sorun olmadı. Joe bu süre zarfında boyama kitabında Örümcek Adam'ı dördüncü kez boyamıştı. Sanki sonsuz olması iyi bir şeymiş gibi, sonsuzdu. Sonsuz olan her şey sıkıcıydı.
Babasının onu götürdüğü papazı hatırladı. Ona ölümün neden olduğunu sorduğunda papaz küçük Joe'ya "Sonsuza kadar bu dünyada yaşamak sıkıcı olur dostum," demişti. Ama anlamadı. Onlar dost değildi ki? Ve sonsuza kadar dünyada yaşamak sıkıcı, cennette yaşamak eğlenceli miydi? Hiç sanmıyordu.
Ardından o papazın küçük oğlunu dövdüğünü hatırladı. Aynı okula gidiyorlardı ve Sam bu sırrı Joe'ya verdiğinde çok şaşırmıştı. İnsanlara zarar vermenin günah olduğunu sanıyordu ancak bunu çok iyi bilen ve diğerlerine de öğreten kişi yapıyordu. Daha sonra anne ve babasını düşündü. Onlar ibadet etmiyordu. Ama iyi insanlardı.
"Tanrım," dedi bir anda. Sonsuza kadar gidecekmiş gibi gelen tartışmalarını böldü bu meraklı ses. Tanrı bıkkınlıkla başını ona çevirdi. Sesi kabaydı. "Ne?"
"Annem ve babam sana inanmıyor. Ama çok iyi insanlar. Onları da cehennemde yakacak mısın?"
"Evet."
"Ama, neden?" Küçük Joe'nun gözleri dolmuştu.
"Kendin söyledin. Çünkü bana inanmıyorlar."
"Ama çok iyiler. Ceza çekmeyi hak etmiyorlar."
"Sus çocuk. Sen anlamazsın."
"Tanrım, küçük kalbimi kırıyorsun."
"İstersen eski haline getirebilirim."
"Hayır, teşekkürler. Sizin kötü biri olduğunuzu unutmak istemem."
Tanrı umursamazca omuzlarını silkti. "Bana birçok lakap takılıyor. Hepsini yakacağım Joe, merak etme."
"Tanrım, bir şeyi merak ediyorum."
"Sadece bir şeyi mi Joe?"
"Sanırım bu sorunun cevabını bilmeniz gerekirdi. Sonuçta, Tanrısınız."
"Bu sorunun cevabını Tanrı olmayan biri de bilebilir Joe."
Omuzlarını silkip sorusunu sormak için hevesle dudaklarını ıslattı. "Dünya bir sınavdan ibaret demiştiniz. Ben o sınavı geçmişim. Gerçi, bir şey yaptığımı da hatırlamıyorum ama. Tim çok küçüktü, düşünemiyordu bile. Tecavüze uğraması kimin için sınav? Babası mı yoksa yürüyemeyen bir çocuğun mu? Babasının sınavı ne peki? Öz çocuğuna karşı penisini pantolonunda tutamamak mı? Neden onun sınavının cezasını Tim çekiyor?"
Tanrı duraksadı.
"Sen nasıl bu kadar çok şey biliyorsun?"
"Bilmiyorum. Dördüncü duvarı yıkmamı ister misin?"
"Hayır, teşekkürler. Yazarı tanımak istemiyorum. Çıldırmış olmalı. Bütün bu düşüncelerle yatakta rahat uyuyamıyor olmalı."
"Başka insanların yaptığı şeyler onu üzüyor."
"Ne diyebilirim ki? Bu soruya bir cevabım yok sanırım. Benim kötü biri olduğumu düşünmeme sebep oluyorsun Joe."
"Öylesin çünkü."
"Dur, buldum. Yeni gelen bir bilgiye göre, eğer Tim'i öldürmeseydim ileride azılı bir seri katil olacakmış." Gururla gülümsedi ama kimse görmedi. "Dengeyi sağlamışım."
"Eğer babası ona tecavüz etmeseydi, iyi bir ailede yetişseydi katil olacağını zannetmem Tanrım. Tim iyi bir çocuk."
Tanrı tekrar duraksadı.
"Kötü kararlar vermemizin tek sebebi biz değiliz. Neden sadece biz cezalandırılıyoruz? Mesela süper erkek diye bir şey var. Tam üç tane gonozomu var Tanrım, inanabiliyor musun? XYY. Ve bu insanlar dünyadaki bütün canilerin yüzde birini oluşturuyor. Bu insanlar katil olmak için doğmuşlar. Yani şey, sen yaratmışsın. O şekilde. Onları da cezalandıracak mısın?"
"E-Evet. Yani, sanırım. Tanrım, ne kadar çok şey yapmışım öyle."
"Kötü birisiniz Bay Tanrı."
"Sanırım öyleyim Joe."
"Üzülmeyin. Dünyada da birçok kötü insan var. Sanırım buradakiler sizinle baş edebilir."
"Kötü biri olmak istemiyorum Joe."
"Sanırım, kendinizi öyle yaratmışsınız Tanrım. Size bol şans. Ben Peter Parker'larla çay partisi yapacağım. Katılmak ister misiniz?"
"Çay partisi kızlar içindir."
"Bu cinsiyetçi tabirleri de mi siz yarattınız?" Joe yaşadığı şokla birlikte açılan dudaklarını elleriyle kapattı. "Siz gerçekten kötüsünüz Tanrım. Şeytanı size tercih edebilirim."
"Benim gerçek olmadığıma inanıp şeytana nasıl inanıyorsun Joe?"
"İnanmıyorum. Şu an bir rüyada olduğuma bahse girebilirim."
"Tanrı bahis oynamaz. Günah."
"Size beş gün boyunca soru sormam."
"Kabul."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cennet veya dünya
Cerita PendekKüçük Joe o şekilde ölmek için hangi günahı işlediğini bilmiyordu.