Arkama yaslanıp gülümsedim. Bir sorun olmamalıydı. Olumlu düşünüp, olumlu yaşama felsefesini benimsemiştim ben. Kolayca olumlu şeyleri çağırabilirdim.
"Bir sorun yok, değil mi? Bu kadar önemli olan nedir?"
"Bugün EXO ile röportajın var, değil mi?"
Soruma soruyla karşılık verince durakladım.
"Aslında..."
"Tamam, bu dergilerin tamamı o şirkete ait ve bazı kurallar var. Fakat bazen bazı durumlarda sözümüzü çiğnememiz gerekir."
"Ne demek istediğinizi anlamadım."
"Üyelerden birinin sevgilisi olduğunu öğrendim Sehun. Gizlice görüşüyormuş. Henüz hangi üye olduğu bilinmiyor."
"Ne?"
"Seolhyun da EXO'yla ilgili. Fakat o da bilmediğini söylüyor."
Dönüp ona baktığımda ilk kez sevimli bir gülümsemeyle karşılaştım.
"Yani tam olarak ne istiyorsunuz?"
"Röportaj sırasında onlara bunu sor."
"Ne?"
"Onları biraz sıkıştır. Belki biri ağzından kaçırır. Onları gerçekten zorlamanı istiyorum senden."
"Bakın, bu dergi onlar sayesinde satılıyor. Üstelik şirket röportaj soruları konusunda hassas. Bu ihanet olmaz mı?"
Seolhyun araya girdi.
"Zaten soruları kontrol ediyorlar. Böyle bir şey olduğunu anlarlarsa engel olurlar."
"Buna katılıyorum. Üstelik yasaklı soruları sormamız veya onlardan habersiz soru eklememiz Bay Lee'yi sinirlendirebilir."
Patronum sevgilisine ve bana bakıp omuzlarını düşürdü.
"Ben biraz daha düşünüp bir çözüm arayacağım."
Beyaz bayrağı göstermiş sayılırdı. Bu rahatlamama sebep olmuştu.
Her ne olursa olsun onları tehlikeye atacak hiçbir şeye izin veremezdim. En çok da peri kulaklı koca bebeğimi korumak istiyordum. O kocaman gülümseme, daima parlamaya devam etmeliydi.