(4 ay sonra)
Ofise girerken heyecanlıydım. Her şeyiyle bana ait olduğunu hissettiğim dergim, bana yine güzel bir hediye verecekti. Belli aralıklarla yaptığımız röportajlardan biri olacaktı.
Aslında böyle zamanlar beni geriyordu. Her ne kadar peri kulaklı devimi özlesem de, üyeleri zor durumda bırakmak istemiyordum.
"Kolay gelsin."
Yanımdan geçen Seolhyun bir kez daha gerilmeme sebep olmuştu. Henüz bir aydır burada çalışıyordu ve patronun sevgilisiydi. Sanırım dergide işe alınma sebebi buydu.
Sık sık bana baktığını görüyordum. Anlaşılan varlığımdan ve burada çok iş üstlenmemden rahatsız oluyordu.
"Teşekkürler."
Patronun odasına ilerlerken tebessüm etti. Tüm güzelliğine rağmen beni ürperten bir karanlık tarafı vardı. Belki de bu sadece benim uydurmamdı.
Arkasından bakarken masamda duran telefonum çaldı. Sıçramam için telefon sesi yeterli olmuştu. Ne zaman onunla ilgili böyle garip düşüncelerim olsa aniden bir şey olur ve beni korkuturdu.
"Sehun, konuşmalıyız."
"Şimdi mi?"
"Derhal."
Odasına girdiğimde jaluziler kapalıydı. Seolhyun da koltuklardan birinde oturuyordu.
Aslında merakıma yenilip sormak istiyordum. Fakat onun çıkmasını bekliyor olabilirdi. Dergide görsel düzenleme dışında hiçbir şey yapmayan sevgilisinin her şeyi bilmesine gerek var mıydı?
"Otur Sehun."
Seolhyun'un tam karşısına oturup patronuma baktım. Anlaşılan sevgilisini göndermeye niyeti yoktu.
Bazen böyle bir adama tüm dergilerin yönetimini neden verdiklerini anlamıyordum. Sevgilisini sırf yanında tutmak için işe alan biriydi.
Dikkatimi çekmek için öksürdüğünde ona döndüm. Anlaşılan konu düşündüğümden çok daha ciddiydi. Beni tam olarak neyin beklediğini bilmiyordum.
Yalnızca, bizi öğrenmemiş olması için dua ediyordum. Chanyeol ve ben... Zarar görürsek yaşayamazdım.