⚜b2~uçurum⚜

11 4 6
                                    

bölüm 2
uçurum,

"Ayaklarım çamur oldu, senin yüzünden!"

Pınar'a göz devirdiğimde bana daha çok sinirlendi. Bana dik dik bakmaya başladığında ondan korktum.

"Lütfen gözlerimi oyma!"

Sahile inmiştik, bu havada! Kıçımın çözülmesi için dev bir kamp ateşine ihtiyaç vardı.

"Hadi Aksel gidelim.. Sen de üşüdün zaten."

Pınar'la neredeyse eksilere düşen hava sıcaklığına nazaran bir-bir buçuk saattir burdaydık.

Neyimi bekliyorduk? Aytaç'ı. Sınıftan çıkarken bana onu sahilde beklememi söylemişti.

Bana güveniyordu. Çoğu zaman bana destek olan nadir kişilerdendi.

Evet, ama ben ona güvenmiyorum.

Pınar, çok güçlü ve sert kızdır. Eğer Aytaç'ın ters bir hareketi olursa ona saldıracaktı.

Tabi ki de şiddeti ne olursa olsun savunmuyorum, sadece bana bir şey yapmasından korkuyordum.

Pınar'ı da, Aytaç'ın bana karşı ters bir hareketi olmayacağına dair temin etmiştim.

Sıkıla sıkıla geçirdiğimiz artı yarım saat sonrasında sonunda Aytaç geldi.

Bisikletini eski sandalın yanına fırlatıp yanıma geldi. Pınar ise çoktan iskelenin arkasına saklanmıştı.

"Aytaç umarım söyleyeceklerin çok önemlidir."

Aytaç huzursuz bir şekilde etrafına baktı. Anlam veremeden ona baktığımda, eli ensesine gitti.

"Sanırım sınıftan İlhan'a ters bir hareketin olmuş, çevresi senin açığını bulmaya çalışıyor."

Şaşkınlıktan dilim tutulmuştu adeta.
Şimdi birde zorbalarla mı uğraşacaktım.. Geçen sene yeterince benimle uğraşmışlardı.

Dudağımı patlatmış, kollarımı morartmış ve kolumu çatlatmışlardı.

Karakolluk oldular tabii.. Tabi dünya adaleti, sadece rehber öğretmenine yönderilmişlerdi.

Çünkü fazla küçüklermiş.

ÇOCUK HAPİSHANESİ NE GÜNE DURUYOR?

Bu tür çocuklar bu yaşta, bu şekilde istedikleri gibi insanlara şiddet uygulamaktaysa;gelecekte neler yaparlardı bilemiyorum.

Bana sadece fiziksel değil, ruhsal olarakta zorbalık yapmışlardı.

Onlar yüzünden benim tam tamına 6 ay boyunca sınıfta, hiç arkadaşım olmamıştı. Evet travmatik bir olay değildi ama şöyle düşünün; grup olmak gereken bir derste tek başıma kalıyordum ve dişimi sıka sıka kırk dakika boyunca dersin bitmesini bekliyordum.

Kendimi savunuyordum, ezdirmezdim. Çoğu zaman kendi düşüncelerimiz sorulduğunda, sınıftaki herkese ama herkese ters düşerdim, düşerim. Hâlâ da öyle çünkü.

Duru, her zaman benim düşüncelerimi çürütür ve dediklerimin tersini kendi lehine kullanırdı.

Sınıfta hemen ona hak verirdi.

Eğer bir sürüye göre hareket edersen ileride görebileceğin tek şey kuyruk olur.

Anlayacağınız, bakış açıları kısıtlı, önyargılı, sığ insanlarla birlikte yaşıyoruz.

Onlar bizden korkuyorlar.

Unutma kendin ol. Eğer onların olması istediği gibi biri olursan her zaman içinde bir kırıklık olacak.

Kendimden nefret etmek istemem, o yüzden her zaman ne olursa olsun kendim olacağıma dair yemin ettim.

Sonunda düşüncelerimden sıyrıldığımda, Aytaç'ın kaşındaki yara izini gördüm.

Ne yani, ona da zarar vermişlerdi? Şaka gibi... Ama gerçek.

"Aksel... Ben duymamam gereken bir şey duydum.. O yüzden yaptılar bunu. Sanırım bisikletine bir şey yapacaklarmış."

Sinirle sağ gözümü kırptım. Bu sinirlenince olan bir tikimdi.

Aytaç kararsız bir şekilde bana bir şeyler anlatmak için ağzını açtı ki, arkama odaklandı. Pınar dişlerini sıka sıka yanıma geldi.

"Nerede?"

Pınar'ın sözlerini normalde anlamazdım ama bu sözünü
çok iyi anlamıştım.

"Uçurumda," dedi Aytaç tedirgin bir şekilde, "bisikleti uçurumdan aşağı atmayı planlıyorlar."

453

⚜Sokaklar Bizim⚜Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin