Gözüm tanıdık bedene takıldı. Kollarını göğsünde birleştirmiş beni izliyordu gülümseyerek. Sonra sessizce ağzını oynattı sadece.
"seninle gurur duyuyorum."
Hastamı hazırlayıp normal odaya götürürken, sedyeyle gidişini izledim ilk önce sonra eşinden ayrılıp gözlerinin içindeki mutluluğa baktım.
"onu şimdi normal odaya aldık, tahmini dört saat sonra uyanır." dedim, kafasını salladı ve sedyenin arkasından ilerlemeye başladı. Jungkook, yalnız kaldığımda yanıma gelmişti.
"çok iyi iş çıkardın, Hae Young. Tebrik ederim." dediğinde utancımdan başımı yere eğmiştim. Hep duyduğum bir sözdü bu, niye bu kadar utanmıştım? Neyeydi bu utancım?
Elini çeneme koydu ve kendisine bakmamı sağladı. "utandın mı sen?" dediğinde gözlerinin içine bakmaya başladım.
"başka işin yoksa odana çıkalım mı?" dediğinde başımı olumlu anlamda salladım ve birlikte yürümeye başladık. Beynimin büyük bir kısmına beni öptüğü gerçeği düşünce yanaklarımın pembeleşmeye başladığını hissettim.
Jungkook beni öpmüştü! Jungkoook! Beni öpmüştü ve bu benim ilk öpücüğümdü!
Artık onunla aynı evde kalmak benim için bir yandan iyi olacaktı lakin artık rahat edemeyecektim çünkü her bana karşı olan hareketi, utangaç bir insan olduğumdan, beni utandıracaktı.
"ne düşünüyorsun?" dediğinde düşüncelerimden sıyrıldım ve "hiçbir şey." diye yanıtladım onu.
"sen işe gitmeyecek misin?" dediğimde başını olumsuz anlamda sağa sola salladı.
"Sang Min beni pekâlâ idare edebilir, sonuçta onu bugünler için yetiştirdim."
Sang Min'i önemsiyor ve ona güveniyor olmalıydı.
"ona güveniyorsun sanırım." dedim ve kapıyı açıp içeriye girdim, Jungkook da içeri girip ardından kapıyı kapatıp karşımdaki sandalyeye oturdu.
"evet, fazlasıyla güveniyorum ve şuana kadar gram yamuğu olmadı." dediğinde onun adına çok sevinmiştim, çünkü yirmi birinci yüzyılda güvenilir insan bulmak zorlaşmıştı. Zaten güvenilir şnsan bulmak zordu lakin bu dönemde ekstra zorlaşmıştı.
Başımı olumlu anlamda salladım ve önüme dönüp bilgisayarla uğraşmaya başladım.
"doktor olmak nasıl bir duygu, Hae Young?" dediğinde başımı bilgisayardan kaldırıp direkt göz kontağı kurmuştum kendisiyle.
"kendim adına konuşuyorum." deyip otuşurumu düzelttim.
"doktor olmak o kadar kolay bir şey değil tabii ki, yoruluyorum ve bu sadece fiziksel değil. Tanımadığım insanların hayatlarını kurtarıyorum ve yüzlerinde oluşan o sıcak tebessüm beni o kadar memnun ediyor ki sana anlatamam. Sanki küçük bir çocuğum da bana çok istediğim hediye alınmış gibi seviniyorum. Tabii kurtaramadığım hastalar olunca sevdiğim bir şeyi kaybediyormuş gibi hissediyorum." deyip kaşlarımı çattım.
"niye sordun ki?"
Bu sorum karşısında bana aşıkmış gibi bakmayı kesmiş, oturuşunu değiştirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
black swan ⚘ jeon jungkook
Fanfiction"eğer beni kurtaramazsan seni de benimle beraber cehenneme götürürüm, doktor."