dün bir patlamada annem ile babamı kaybetmiştim. busan da yaşıyorduk ve artık burada kimsem kalmamıştı. bu sebeple amcamın yanına seule gidiyordum. benim için çok zordu ailem artık yoktu ve arkadaşlarımdan ayrılıyordum. seul de yeni bir hayat beni bekliyor desenize. oldum olalı utangaç ve içine kapanık bir yapıya sahiptim kolay arkadaş edinemediğimden yeni ortamlara ayak uydurmam zordur.
şöförün anonsuyla gözlerimi açtım uyumuyordum zaten. yanımda ki teyze yerdeki çantasını aldı ve çıktı onun çıkmasıyla bende çıkabilmiştim. otobüsün altından bavulumu aldım. gerindim ve temiz havayı ciğerlerime çektim oturmaktan uyuşmuştum. şimdi ise amcamın evine gidebilmek için bir taksi bulmalıydım. saate baktığım da 19:35 olduğunu farkettim. lanet olsun hiç boş taksi yoktu. kafenin önünde ki boş bir banka oturdum ve beklemeye başladım. oldukça yorgundum dün geceden beri hiç uyumamış ağlamıştım ben onlarsız ne yapardım. ilk ölüm haberini aldığım da intihar etmeyi düşünmüştüm sonra doktor bu fikrimden caydırmıştı. düşüncelerimi bir kenara bırakıp önümde duran taksiye koştum. arka tarafa oturdum ve elimde ki adres yazılı kağıdı taksiciye verdim "kağıtta yazan adrese lütfen" başını sallamıştı. telefonumdan saate baktığımda 22:28 olduğunu gördüm ne ara o kadar beklediğimi anlamamıştım.
taksi durduğunda dışarıya bir göz gezdirdim. burası çok kötü bir yerdi. diğer sokakların aksine daha kirli ve karanlıktı. binalar ise yıkık döküktü. gördüğüm farelerle yüzümü ekşilttim doğrusu burda yaşayabilir miydim bende bilmiyordum. taksiciye parayı verdim. arabadan inecekken taksici konuşmaya başladı "burası tekin değildir. insanları genellikle alkollü ve uyuşturuculudur. duyduğuma göre burda bir çok kadın tecavüze uğramış ve çocuklar kaçırılmış. anlayacağın dikkatli ol" dedikleriyle kanım çekilmişti korku bütün bedenimi kaplarken kafa sallamakla yetindim. ve indim. taksi giderken gözden kaybolana kadar izledim. adres kağıdına tekrar baktım ve solumda ki ev amcamın ki olduğunu farkettim. vakit kaybetmeden bu karanlık sokakta daha fazla durmamak için kapıya gittim ve zili çaldım. yüzüme sahte bir gülücük takmıştım. gerçekten gülebilecek durumda değildim. çok geçmeden kapı açıldı. ve evden buram buram alkol kokusu burnumu doldurdu. amcama baktığımda sarhoş olduğunu farkettim bu durum endişelenmeme neden olmuştu. amcam beni baştan aşağı süzdü ve yüzüne bir gülümseme takındı. korkmuştum. içeri geçmem için kenara kaydığında bavulumu daha sıkı kavrayıp kapıdan geçirdim. evin pis kokusuyla burnumu kapatmak istesem de ayıp olur diye kapatmadım. amcam kapıyı kapatıp yanıma geldiğinde eliyle koltuğu işaret etti "otursana güzelim ayakta kalma" güzelim mi? bu adam bugün bir garip davranıyordu. dediğini yaptım ve tekli koltuğa oturdum. tozlar hapşırmama sebep olurken amcamın içeri gitmişti. insan yeğenine bir hoşgeldin demez miydi? ne kaba bir adam olmuştu böyle? ayrıca benim geleceğimi bildiği halde içmişti. o bu haldeyken pek sohbet edeceğimizi düşünmüyordum. şuan da yanıma gelir mi onu da bilmiyordum. neden gitmişti ki? ben düşüncelerimde boğulurken elinde içki şişeleriyle gelen amcamı farkettim ben daha reşit bile değildim tabiki içmeyeceğim. panikle "amca ben alkol kullanmıyorum" dedim. gülmüştü "bugünlük amcan değilim güzelim tamam mı? biraz seninle eğlenelim" yüzümü avucuna almıştı hızla kafamı elinden çekip ayağa kalktım. bu lanet herif ne diyordu tanrı aşkına?! "amca sarhoşsun ne dediğinin farkında mısın sen?!" çıkışmıştım bileğimi tutup hızla yerime otutturdu. "ah biliyorum bebeğim sende istiyorsun" elleri çenemi okşarken oturduğum koltuktan kalkmaya çalıştım fakat diğer eli de devreye girdiğinde yerimden hareket edemiyordum. gözlerine baktığım da kendinden geçmiş gözlerini edepsizce vücudum da gezdiriyordu. o benim amcam olamazdı. nasıl bir sapık yeğenine yan gözle bakabilirdi kesinlikle azgın bunaktan başka bir şey değildi. elleri vücudumda dolaşmaya başladığında onu itmeye çalışıyordum fakat benim iki katımdı. "BIRAK BENİ! SEN BENİM AMCAM OLAMAZSIN! ŞEREFSİZ OROSPU ÇOCUĞU DEFOL GİT BIRAK BENİ!" bağırmıştım. göz yaşlarım kendiliğinden firar ettiğinde bağırmak için ağzımı açtım fakat elleriyle ağzımı kapatıyordu. diğer eli vücumda gezerken kurtulmak için çebelleşiyordum. ağzımda ki elini ısırdığımda acıyla geri çekti ve inledi. o sıra da yanımda ki sehpada gözüme çarpan vazoyu kafasına vurduğum da afalladı ve geriye doğru yığıldı. derin bir oh çektim ve bavulumun yanına koştum hızla kapıya doğru adım attım. çıkmadan önce yerde yatan amcam olacak orospu çocuğuna baktım. nasıl böyle bir şey yapmıştı aklım almıyordu. kendimi dışarı attım ve bir süre nefesimi topladım. aklıma dank eden şey ile kaskatı kesildim. bu gece yarısında nereye gidecektim? kimse yoktu ki nerede kalabilirdim? düşüncelerimden sıyrılıp şu sokaktan bir an önce çıkmak için sokağın soluna doğru koşturmaya başladım.
sonunda caddeye çıktığımda derin bir oh çektim. şimdi ise geceyi geçirmek için bir bank bulmalıydım. caddenin sonlarında bir park görünüyordu. adımlarımı hızlandırdım. parka girdiğimde tenha bir bank gözüme ilişti. önce biraz oturdum ve yaşadıklarımı düşündüm ben bunları hakedecek ne yapmıştım? göz kapaklarımın ağırlaştığını hissettiğimde bavulumdan pofuduk kazağımı çıkardım ve yastık niyetine başımın altına koydum. uzanıp yıldızları izledim. ve uyuyakaldım
uyandığımda her tarafım tutulmuştu. doğrulup kazağımı yerine koydum ve ayaklandım. bugün çok işim vardı. Öncelikle okula kaydımı yaptıracak sonrasın da bir ev kiralamak için iş bulacaktım. bir öğrenci evi bile olabilirdi.
okula kaydımı yaptırmış kalacak yer bile bulmuştum. okulda ki genç bir öğretmenin arkadaşı kiraya ortak olacak birini arıyormuş ve evde üç kişi kalıyorlarmış. kira paylaşıldığından kişi başına daha uygun oluyormuş. hepsi okuyormuş. ben bir iş bulup çalışana kadar para istemeyeceklermiş. hoca onlarla görüşüp onaylarını aldı ve bana adresi bile verdi. şuanda insanlara sora sora o evi bulmaya çalışıyorum ve sanırım olduğum sokakta. önüme bir kadın çıktığında "afedersiniz bir yeri soracaktım da" kadına adresi gösterdim "neresi olduğunu biliyor musunuz?" kadın hafifçe gülüp "şu ilerde ki kahverengi bina" teşekkür ettim ve oraya doğru yürümeye başladım. kalbim hızlı atıyordu çünkü hiç tanımadığım insanlarla aynı evde kalacaktım. hocaya kaçıncı sınıf öğrencileri olduğunu sormayı unutmuştum ama tahminimce lise öğrencisiydiler. kapının önüne geldiğimde söylenen 3. zile bastım merakla beklemeye başladım ve çok geçmeden kapı açıldı apartmana girip kapıyı kapattım. ürkekçe merdivenleri çıkarken bir yandan etrafı inceliyordum açık bir kapı gördüğümde oranın olduğunu anladım fakat kapıda kimse yoktu insan karşılamaya gelmez miydi? yavaşca ayakkabılarımı çıkardım ve ellerimi önümde bağlayıp içeri doğru yürüdüm salon olduğunu tahmin ettiğim yerde üç çocuk oturuyordu geldiğimi anladıklarında hepsi bana dönmüştü. bunlar hiç liseliye benzemiyorlardı. yanlış yere mi geldim acaba diye düşünmeden edemedim. üç çocuktan biri esmer ve oldukça yakışıklıydı. diğerinin ağzı yamuk gibiydi fakat yakışıklılığını bozmuyordu. siyahlı çocuğun ise kepçe kulakları vardı ama oldukça yakışıklıydı. esmer olan tebessüm etti "merhaba sen yeni çocuk olmalısın. kendini tanıtmak ister misin?" samimiydi. utana sıkıla tebessüm ettim "m-merhaba ben byun baekhyun 17 y-yaşındayım bir i-işe girdim m-maaşımı ödediklerinde kirayı ö-ödeyeceğim." salak gibi kekelemiştim ağzı yamuk olan çocuk güldü "merhaba baekhyun ben de oh sehun 21 yaşındayım kira için acele etmene gerek yok" çok samimi insanlardı ve 21 yaşında olması biraz daha çekinmeme sebep olmuştu esmer olan yine konuştuğunda ona döndüm "ah adımı söylemeyi unuttum ben de kim jongin 21 yaşındayım" tebessüm ettiğimde gözüm diğer çocuğa gitti o da adını söylemeliydi. jongin kaş göz işareti yaptığında düz bir ifadeyle " park chanyeol 22 yaşındayım" sahte bir gülümseme sunduğunda bu çocukla iyi anlaşamayacağımızı tahmin etmem zor olmamıştı. diğerlerine döndüm ve samimi bir şekilde "memnun oldum" dedim. yeni hayatım asıl şimdi başlıyordu. bu adamlarla iyi geçinmek için çok dikkatli olacaktım.
1115 kelime wooaaah. ilk defa düz yazı yazıyorum çok acayip oldu hatalarım varsa affola gerçi okur musunuz bilmem ama neyse işte şsmsğamsğskod
öpüyoruuumm ♡♥♡♥♡♥♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cretin• / ChanBaek
Teen Fictionbir katil, belki de birden fazla. endişe, korku, travma. çok uzak ama belki de çok yakında. çok anlamsız ve bir o kadar da anlamlı... her şey yalan dolandı. tek gerçek vardı, o da artık baekhyunun rahatlamak için gökyüzü yerine chanyeole baktığıydı...