Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Lila here again guys!!!
Oğlum o fark 10'dan 20'ye çıkmış ağlıcam JWKDLFSPŞFLGEPFPGK Neyse bölüme geçelim. Yıkık Kook'un ve yazarın yüzü sonunda gülecek mi dersiniz?
Writer's Pov
Nefes nefese uyandı Jungkook. Alnında yer yer yer damlaları birikmiş, kalbi bir yarıştan çıkmışcasına deli gibi atıyordu.
Elini göğsüne koyarak mırıldandı.
"Sakinleş Kook bu sadece bir kabustu sakinleş."
Ne kadar kendini sakinleştirmeye çalışsada göğsünün ortasında ağırlık yapan o his bir türlü dinmiyordu. İyi olduğunu bilmeye ihtiyacı vardı.
Masanın üzerindeki saate baktı. 03.17'ydi saat. Jungkook ani bir kararla üzerine ince hırkasını geçirdi. Merdivenlerden inip, kapıdan çıkarken bile bir saniye olsun düşünmemişti.
Kendini dışarıya attığında yüzüne düşen yağmur damlaları ile duraksadı. Elini cebine attı ama arabasının anahtarını yukarıda unuttuğunu fark edince önemsemeyerek koşmaya başladı. Sonuçta fazla uzak değildi.
Birkaç sokağın sonundaki eve ulaşmak için koşuyordu. Yaz yağmur hızla üzerine yağarken, kalbi göğsünü delip geçerken, kulaklarında bir uğultu ev sahipliği yaparken ona koşuyordu.
Midesine giren krampları umursamadı yada aklında dönüp duran o korkunç sahneyi. Bir an önce gidip Taehyung'un iyi olduğunu görmek istiyordu.
En sonunda ışıkları yanan açık mavi evi görünce adımları yavaşladı. Kalbi deli gibi atıyordu fakat bunun sebebi sadece koşması değildi. Kapının önünde durup soğuktan titreyen bedeninin yatışmasını bekledi. Birkaç dakikanın ardındanda kapıyı çaldı.
Taehyung salonda oturmuş sıcak çayıyla beraber kitap okuyordu. Uyku problemi vardı ve geceleri uyumak onun için biraz zordu. Bu yüzden bu gecede ayaktaydı.
Zil sesini duyduğunda gözlüğünü geri ittirip ayağa kalktı. Yeonjun'un gelmiş olabileceğini düşünüyordu fakat bu gece Soobin'le kalacağını söylemişti ona.
Kapıyı açtığında karşısında gördüğü manzara yüzünden dudakları endişeyle aralandı.
Jungkook baştan aşağı ıslanmış, kızarmış suratı ve titreyen bedeni ile kapısında duruyordu.
"Siktir Jungkook. Sırılsıklamsın gir içeriye hemen."
Taehyung onu kolundan tutup içeriye doğru çekti ve beklemeden aceleyle banyoya koşup onun için havlu getirdi. Omuzlarının üzerine havluyu bırakırken endişeyle onu süzüyordu.
Uçlarından sular damlayan saçlarını gözünün önünden çekerek kızaran burnuna baktı ve derin bir nefes verdi Taehyung.
"Sen kendini kurutmaya çalış tamam mı? Senin için kuru kıyafetler çıkaracağım."
