Altıncı Bölüm "ZİHNE DOLANAN SARMAŞIK✨"

54 29 2
                                    



Bölüm şarkısı " Yaşlı amca~ Ve ben"


Ruhum, hiç alışmadığı şeyler yapıyordu şu son bir aydır. Gülümsemek gibi, değerli hissetmek gibi ve daha fazlası. Bunu sağlayan kişi şüphesiz Karan'dı. İçimdeki küçük kız saklandığı yerden çıkıp ellerini küçük lambanın üzerine koyup Nilüfer'e dokunmak ister gibiydi. Ellerimi aşağıya kaydırdım. Sol elimi kaldırıp saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdım. Ve ona doğru döndüm. İçim ısınmıştı. Sanki 18 yıldır kışmış mevsimim. Şimdi bahar olmuştu. Yavaştan içim ısınmaya başlamış, güneşim kendini göstermeye başlamıştı. Gözlerim doldu. İlk defa, ilk defa mutluluktan dolmuştu. Hayal bile edemezdim bir gün mutluluktan ağlayacağımı. Herkesin kırmaya çalıştığı kanadımdan tutup kaldırmıştı sanki. Yaralarıma merhem sürüp, sarmıştı birer birer. Kıytırık Bir hediyeyle mi demeyin. Ben babam için bile bişey ifade etmiyordum. Bir nesneye baktığında beni anımsamıyordu mesela. Ama ben onu hatırlıyordum. Karanlığı gördüğümde, kemer gördüğümde, çakmak gördüğümde onu anımsıyordum. Ya da acılarımı. Kafamı kaldırıp gözleriyle gözlerimi birleştirdim. Ellerimi kaldırdım kırık bir gülümseme gönderdim. "Bu hayatımda aldığım ilk hediyeydi Karan. Çok teşekkür ederim. " İç çektim. Kaşları çatılmıştı. "Nasıl?" Diye sordu. "İlk kez biri karanlığıma ışık tutuyor demek. Mesela ben birilerinden hediye almak basıl bir duyguymuş onu yeni öğreniyorum." Kaşları düzeldi. Şefkatle kaldırdı kafasını gülümseyip " Nasıl bir hismiş peki?" Ellerimi hevesle kaldırdım. "Şey gibi hissettirdi, sanki annem saçlarımı okşuyormuş gibi. Çok ,çok değerli hissettirdi karan. Tekrar teşekkür ederim." Deyip lambamı sıkıca kavrayıp kendime çektim. Kafamı kaldırdığımda göz göze geldik. Kafasını iki yana sallayıp " annem hiç saçlarımı okşamadı Aymira." Dedi. O an bütün kırılmışlıklarımı unutup daha büyük bir kırgınlık duydum onun için. Ve o an kendimden bile beklemediğim bir hareket sergileyip lambayı kucağımdan alıp sehpaya koydum ve ellerimi dizlerime vurdum. Neden yaptığımı bilmiyordum. Bütün erkeklerden ürkerdim. Hepsinden. Fakat Karan bir başkaydı. Onda bana ait birşeyler var gibiydi. Belki de bu yaptığım yanlıştı. Ama hangimizin yaptığı doğruydu ki bu doğru olsun. Önce şaşkınlıkla bir gözlerime birde dizime vurduğum ellerime baktı. Sonra tekrar gözlerime baktı. Onay ister gibiydi bakışları. Gülümseyip başımı salladım. Ve usulca dizlerime koydu başını. İçimde anlamlandıramadığım bir his peyda olmuştu. Ellerim buz gibi olmuş aynı zamanda titriyorlardı. Usulca saçlarına koydum ellerimi. Aşağıdan yüzüme bakıyordu. Bende onun saçlarına. Ellerimle yavaşça okşamaya başladım ipeksi saçlarını. Hafifçe yutkundum. Sanki ellerim için yaratılmış gibilerdi. Ellerime öylesine yakışmışlardı ki, çekmek istemiyordum. Gözlerimi gözlerine indirdiğimde gülümsedi bana. Ve yine aydınlandı gecem. Ellerimi bileklerimden tutup yüzüne indirdi. Yüzünü ellerimle sevmemi ister gibiydi. Elimi yanağına koyup baş parmağımla yanağını okşadım. İlk defa birinden şefkat görüyor, ilk defa birine şefkat gösteriyordum. Ama yanlıştı. Ellerimi çektim ve kucağıma koydum. Pencereye kaydırdım gözlerimi. Güneş doğuyor, ay batıyordu. İkiside aynı karede buluşmuş gibiydiler. Karan kucağımdan kalkıp karşıma oturdu. Ona doğru döndüm. Ellerini birbirine kenetlemiş bir şekilde dalgın dalgın sehpaya bakıyordu. Neden olduğunu anlamadığım bir şekilde durgunlaşmıştı. Bende sessizce oturuyordum. Lambama çevirdim bakışlarımı. Bana bakmadı için hafifçe boğazımı temizledim. Ellerimi kaldırıp "Kliniğe yatmak isterken başka bir klinikten söz etmiyordum Karan" dedim. "Bunca erkek hastanın arasında yatmayı nasıl planlıyordun" dedi gözlerini kısmış bir şekilde. Ops. Orasını hiç düşünmemiştim. "Burda kalsam ne olacak sanki?" Dedim.  Şüpheci şüpheci bakıp "o evde sana birşey yapıyorlar mı yoksa?" diye sordu dişlerinin arasından. Hızlıca kafamı iki yana sallayıp " hayır hayır onunla alakası yok" dedim. Ellerini sertçe sehpaya vurup " niye o zaman neden siktiğimin kliniğinde kalmak istiyorsun. Gençliğin ilaçların atasında kayıp mı olsun istiyorsun. Deli olmadığın halde deli damgası yemek seni çok mu mutlu edecek!" Sesi sona doğru kasılmıştı be beni ikna etmek ister gibi bakıyordu. Gözlerimden yaşlar sicim gibi akmaya başladı. O da mı istemiyordu beni. Bu kadar sevimsiz miydim yani. Yanıma gelmek için ayağa kalktığında onu elimi kaldırarak durdurdum. Dizlerimi kendime çekip ağlamaya devam ettim. Yanımda bir hareketlilik hissettim. Yanıma oturmuştu.  Sırtıma elini koydu çekinerek. " seni istemediğimi düşünüyorsan öyle birşey yok. Bunca erkeğin içinde kalmana izin veremem küçük, anla beni." Yaşlı gözlerimi gözlerine kaldırdım. Ellerimle " iyi de neden" diye sordum. " aklı başında olmayan, hatta bazıları kadınlardan nefret ederken seni onların arasına bırakamam. Bu klinik olmaz."  Usulca kafamı sallayıp onayladım onu. Yapacak bir şey yoktu. Planlarımdan ona da bahsedecektim. Tek başıma bunu yapamazdım. Lambamı kucağıma alıp tekrar onu izlemeye koyuldum... Ellerimi kaldırdım ve "Klinikte kalmayı istiyorum çünkü..." Ve zihnime dolanan sarmaşıkları bir bir anlattım ona.


✨🌊


"Ne demek kliniğe yatması gerek karan. Ben sana yeğenimi deli damgası koy diye göndermedim. İyileştir diye gönderdim." Elektrikler yeniden geldiğinde klinikten çıkıp eve doğru yol almıştık. Karan buraya yatacağımı söylemek için yanımda gelmişti. Ve şimdi Karan'a bile rol kesiyordu. Karan'ın çenesi kasılmış, alnındaki damar belirginleşmişti birazdan yerinden kalkıp amcamın üzerine uçacak gibi oturuyordu. "Biliyorum Mehmet bey. Fakat dediğim gibi, size bahsetmemiş olduğu bazı şeyler var ve bu onun ruh sağlığının iyi olmadığını gösterir. Bir ay boyunca deneyeceğiz bu bahsettiğim şeyler gala devam ederse birkaç ay daha burda tutmamız gerekecek. Eğer burda kalmasını kabullenecek olursanız ilk iki hafta görüş yasak olacak. İki haftadan sonra benim istediğim günler olması şartıyla her hafta bir gün görüşebileceksiniz. Yoksa tedavisini oturtamayız." Diye tısladı dişlerinin arasından. Sinirlendiğini anlayabiliyordum. Amcam bana dönüp " sen gitmek istiyor musun güzel kızım bak yengene takılıyorsan takılma. Burası benim evim." Dedi. Ellerimi kaldırıp "biliyorum amcam fakat tedavi olmam gerek. Bu yüzden karam beyle gitmeliyim." sahte bir şefkatle saçlarımı okşadı. Saçlarıma dokunmasından rahatsızlık duyduğumu gören karan " Aymira, eşyalarını topla. Fazla vaktimiz yok" diye gürledi. Hemen kalıp odama yol aldım.  Mor bavulumun içine kıyafetlerimi diş fırçası gibi özel eşyalarımı doldurup kapattım. Ayakkabılarımı da bir numara küçük bir bavula koydum. Üzerimi değiştirip aşağıya indim. Karan dışarıda beni bekliyordu. Ellerimden bavullarımı alıp arabasının bagajına yerleştirdi. Amcamla vedalaştık. Ön koltuğa oturmam için yardım ettikten sonra oda yanıma yani direksiyon koltuğuna oturdu. Arabayı çalıştırdı. Aynı zamanda "şuna bak nasıl da rol yapıyor pezevenk" diye ağzının içinden içinden konuşuyordu. Oturduğumuz villanın bahçesinden çıkıp kliniğe doğru yol alacaktık. Fakat Karan'ın farklı bir yola saptığını gördüm. Sorar bakışlarla ona doğru döndüğümde " Onca erkeğin arasında olmaz demiştim" dedi. Ne yani başka bir kliniğe mi gidiyorduk. Ama ben Karan'dan başkasına güvenip kalamazdım ki hiçbiryerde. Gözlerim doldu kafamı pencereye doğru çevirip dışarıyı izledim bulanık bakışlarla. Yalvaracak değildim bu acımasız pisliğe. "Şşşt sakın uyuma. Birde seni uyandırmayla hiç uğraşamam ona göre" diyerek dirseğiyle beni dürtüp duruyordu. En son dirseğimi dürtmesini engellemek için onun gibi ona doğru savurdum direksiyon elinden kaydı karşıdan gelecek bir arabaya çarpacak gibi olduk fakat hemen toparladı be yolumuza devam ettik. Birbirimize dönüp göz göze geldiğinizde ikimizde kahkaha atmaya başladık. 

🌊✨

Nihayet kazasız belasız gelebilmiştik. Araba durduğunda ormanın içine doğru bir kulübenin önündeydik.  Az sonra içeriden yaşlı bir kadın ve yaşlı bir adam çıktı. Ne yani burda mı kalacaktım. Karan kapıyı açıp aşağı inecekken bileğinden yakaladım. Bana doğru dönüp kafasını "ne" der gibi sakladı. Gözlerimle kadın ve adamı işaret edip ellerimi oynattım "filmlerde böyle kulübeye benzer pansiyonlarda  işlenmedik cinayet kalmaz. Ve o cinayetleri işleyen o yaşlı adam ve kadın olur. Karan, n'olur beni buraya bırakma." Deyip korku dolu yavru köpek bakışları atarak ona baktım. Bana ciddiyetle baktı baktı ve birden kahkaha atmaya başladı.  Kahkahalarının arasından "acaba gerçekten seni kliniğe falan mı yatırsaydık" diye diye Kafasını direksiyona vura vura kahkaha atıyordu. Adamla kadına baktığımda hayretle bize baktıklarını ve kaş çattıklarını gördüm. Elimi Karan'ın koluna atıp hafifçe çimdikleyip durmasını sağladım. Elini karnına koyup " burasının neresi pansiyona benziyor küçük hanım?" Dedi hafif kıkırtılar eşliğinde. Hafifçe kulübeye doğru dönüp "ne bileyim" diye utanarak ellerimi oynattıktan sonra arabadan indik. Adam karana " uiyyy uşağuuuuum!" Diye bağırdı.  Karan da adama şiveli şekilde " napaysunuz hüseyin amza" dedi. Adamda " iyiyuk kerata yollarunu gözler olduk. Bu kiz kimdur gelun mu geturdun ha bize" diye sordu. Utanmıştım. Hemde çok. beni utandıran hem yaşlı adamın söyledikleri hemde Karan'ın söyledikleriydi. Salak adam bari doğru düzgün birşey bulsaydın yalan söyleyecek! Şu an hem öfkeli hem utangaçtım. Yer yarılsaydı da içine girseydim. 

🌊

Bölüm sonuuu
Umarım beğenirsiniz✨☺️
Allah'a emanet🌹
25.05.20

AYA BENZERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin