Herkes Komutan Liz ’in talimatlarına göre köyü araştırıyorlardı. Selin’e göre bu işler ona göre baya sıkıcıydı. O işin böcek kısmını daha çok seviyor. 20 yaşından beri böcek öldürüyordu. Gerçi daha 21 yaşına yeni girmişti ama bu işten memnundu. 25 yaşında emekli olduktan sonra herkesin ağzından düşmediği o yere gidecekti.
Stripe köyün güney tarafındaki ambarı inceliyordu. Normalde bu kış döneminde içi dolu olması gerekiyordu. Ama anlaşılan böcekler tarafından yağmalanmıştı. Raflar bomboş yerde bazı şeyler vardı. Çuvalın içindeydi ama ne olduğu anlaşılmıyordu. Böcekler alabildiğini almış kalanı yakmaya çalışmışlardı. Kısacası hiç bir şey kalmamıştı.
Komutan Liz bütün köylüleri bir araya toplamaya başlamıştı. Genç yaşlı herkes köyün merkezinde olan caminin önüne gelmeye başlamıştı. Görevi gayet basitti olayı gören birileri illa olmuştur. Onlarla konuşmak ve böceklerin yerlerini keşfetmekti.
Stripe ambardan çoktan çıkmıştı. İncelenmesi gereken sadece 1 ev kalmıştı. Tabi Komada bir şey yapsaydı şuana kadar 10 defa bitirebilirlerdi ama hala bir ev vardı. Stripe hızlı adımlarla eve doğru gidiyordu. Tam kapıyı açmaya yeltenmiş tiki elini biri tuttu. Elini tutan kişiye baktı bir köylü idi. Genç biriydi ona eğildi ve sadece şunu söyledi:
-“Maskeni çıkar hiçbir şey göründüğü gibi değil. “dedi ve hemen oradan uzaklaştı. Stripe hiçbir şey anlayamamıştı. Maskesi kafasının içindeydi onu çıkaramazdı. Hem” hiç bir şey göründüğü gibi değil” derken ne demek istiyordu.
Bölük istediği bilgiyi çoktan almıştı. Bütün askerler araca doğru harekete geçmişlerdi. Şimdiki görevleri yerleri tespit edilen böcekleri öldürmeye gidiyorlardı. Komutan Liz’e göre buraya fazla uzakta değildiler. Onları normal bir insan koruyordu. Askerlere göre bu akıl almamış bir durumdu. Şimdiye kadar milyarlarca böcek öldürülmüş. Dünyanın çoğu temizlenmişti. Sadece bunun gibi azılı böcekler kalmıştı. Dünya temizlenmeye bu kadar yakın iken bu insanlar neden onları koruyordu?
Bütün askerler araca binmiş çoktan yola çıkmışlardı. Stripe korkuyordu daha önce hiç böcek görmemişti. Kafası çok karışmıştı. Eğitimine dair hiç bir şey hatırlamıyordu. Ama nasıl asker olmuştu? Bu silahları kullanmayı nerden biliyordu. O düşüne dürsün araç çoktan durmuş askerler inmeye başlamıştı. Stripe da araçtan indi. Göğsü sıkışıyordu, kalbi dışarı çıkacakmış gibi atmaya başladı, kendini toplaması lazımdı.
Komutan Liz planı anlatıyordu. Yine sıradan ve basitti. “ Önümüzde 7 ev var herkes bir evi araştıracak. Ben merkezde bulunan evi inceleyeceğim insanı ben sorgulayacağım. Böcekler herhangi bir evde saklanıyor olabilir dikkat edin. Onları gördüğünüzde ne yapacağınızı biliyorsunuz. Silahlarınızın enerjisini de kontrol etmeyi unutmayın. Onlarla karşılaştığınız zaman acımayın.
Komutan Liz kapıyı kırdı ve içeriye girdi. İçerisi gayet temiz ve şıktı her yerde kitaplar vardı. Sancak onu bekliyordu sanki. Masaya oturmuş önünde ve karşısında tabak çatal vardı. Komutan Liz bu yaşlı adamı kelepçeleyip karşısına oturdu. Sakalı bıyığına karışmıştı. Ama aksine başında tek bir tüy yoktu. Orat boylu ve zayıf biriydi. Çelimsizdi yani tamamen güvendeydi. Çok beklemeden “Neden onlara yardım ediyorsun? Onlar hasta, diğer insanları tehlikeye atıyorlar. Bu kadar yaklaşmışken neden işleri zorlaştırıyorsun?”
Adam gülmeye başlamıştı. Komutan Liz şaşırmıştı. “Hasta mı? Ciddi olamazsın bana gerçekleri bilmediğini söyleme onlar da birer insan sizler de birer katilsiniz. Asla sizin gibi olmayacağım.” Tam cümlesini bitirmişti ki adam başında bir delik oluştu. Komutan Liz onu vurmuştu. Yavaşça kafası masaya düştü.Bütün askerler evleri araştırmıştı. Hatta bazıları bitirmiş dışarıda bekliyorlardı. Stripe da bitirmek üzereydi. Son odaya baktıktan sonra tam çıkıyordu ki bir hapşırma sesi duydu. Garip bu hemen aşağısından geliyordu. Ama bu ev tek katlıydı. Merdiven görmemişti yani bodrum yoktu. Halıyı kaldırdı. Gözüne inanamıyordu karşısında bir kapak duruyordu. Yavaşça döndürdü ve açtı. Kalbi patlamak üzereydi aşağı indi. Karşısına bir örtü çıktı onu çektiğinde hemen önünde 3 tane böcek vardı. Çok garip görünüyorlardı. İnsan gibi ama değildiler. Sanki aşısı yapılmamış birer ses çıkarıyorlardı.
Stripe’ın karşısında 3 tane böcek duruyordu en sağdakini acımadan tetiğe basmıştı. Bir kadın Dı galiba, hemen namluyu diğer böceğe çevirmişti ki bir böceğin elindeki bir alet gözünü almıştı. Beyini çıkarcasına ağrıyordu. Böcek hemen üzerine atladı. Diğer böcek bundan istifade hemen kaçmıştı. Böceğin elinde bıçak vardı. Stripe yerde o üstündeydi. Ağzından salyalar yüzüne düşüyordu. Bıçak göğsüne girmek üzereydi.
Bu bölümü diğerlerine göre biraz daha uzun yazdım sizce nasıl olmuş?
Oylayıp yorum atarsanız çok mutlu olurum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acımadan Öldürmek
Tajemnica / ThrillerHayatımızda her şeyin ardında aslında bir yalan vardır. Bu yalanı bize gözlerimiz söyler.