Göz pınarlarımın benden bağımsız hareket ettiği bölüme hoş geldiniz sevgili canımın içleri <3 sizi seviyor um.
-
* Asla gerçekleşmeyecek bir çocuk umudu ...*
Annem, mavi irislerine kadar yansımış olan ' evden çabucak çıkma' arzusu doğrultusunda çabalarken ben , yaklaşık on beş dakika 'dır bir nebze de olsa toplamaya çalıştığım cesaretimi toplamak üzereydim,
Kararlıydım...!
Eğer şimdi konuşmaz sam bir daha konuşmayacaktım ! Çünkü, şimdi tam zamanıydı !
Belkide yaptığım bu konuşmadan sonra hayatımız değişecekti ?
Hayır, hayır! konuşacaktım!
Pembe dolgun dolgun dudaklarımı dilimle ıslattıktan sonra dikkatimin dağılmasına sebebiyet veren bir tutam saçı elimin tersiyle kulağımın arkasına itip konuşmak üzre dudaklarımı araladım,
" Anne olmaz ! Yapamak istemiyor um ! kaçarak yaşamak istemiyor um ! Her an ne olacak korkusu ila yaşamak istemiyorum! Ben vicdanımın kişiliğime karşı nefret yüklü olmasını istemiyorum !"
Annem bu nutuğumun verdiği hoşnutsuzluğu kaşlarını çatarak belli edip, konuşmaya başladı " Sen ne diyorsun Ece !? Ha ! Ben herşeyi en ince ayrıntısına kadar düşündün düm ! Şimdi beni dinle ve yürü! Yoksa sen ve bana karşı olan bu lüzumsuz sitem in herşeyi mahvedecek !"
Beceremedim ..!
Kollarımı becerememin verdiği sitemle kasarken ayağımı sinirle beyaz zeminden çekip ahşap tahtalara indirdim .
Dudaklarımı birbirine bastırarak göz pınarlarımdan yaş akmasına izin vermedim .
Bir süre sarı motifleri bulunan büyük vazoya baktıktan sonra merdivenleri inmeye başladım.
Koluma giren sancı yüzünden kolumu kasmayı bırakmıştım. Ahşap merdivenin son basamağından ayağımı çekip beyaz zemin ile buluşturduğum an kafam o yöne döndü ,
Veysel Beyal ın ; iri cüssesinin iki yanına düşmüş kolları, kan revan içinde kalmış kafası ila yerde çaresizce yatan bedeninin olduğu yöne !
Çaresizlik ...
Dudaklarıma peydahlanan acı tebessüm ile 9 yaşıma girdiğim günü düşündüm .
Hayır, hayır! Hayatıma dair hatırladığım ilk günü düşündüm.9.Yaş Günüm
" Ece doğum günün kutlu olsun!"Karşı komşumuz un benden sadece bir yaş küçük kızları Damlanın sarılmak için açtığı kollarına karşılık vermedim , veremedim!
Çünkü açığa çıkmasın diye kırk takla atıp saklamaya çalıştığım morluklarım, Damlanın sevgi dolu kucağına karşılık verdiğim an ortaya çıkacaktı!
Önüme eydiğim kafamı kaldırıp Damlanın zümrüt yeşili gözlerine mahçupca baktım .
Damlanın dudakların 'dan belki de o yaşlarda beni en çok kıran sözcükler dökülmeye başladı,
"SENDEN NEFRET EDİYORUM ECE ! BİR DAHA SAKIN BENİMLE KONUŞMA!!!"
Damla odadan sitemle çıktıktan sonra yaklaşık yarım saattir saklamaya çalıştığım morluklarımın gün yüzüne çıkmasına izin verdim .
(saatler sonra...)
saat : 19.57
Saatler boyu ağladıktan sonra veyselin gelmesine çok az kaldığını görüp ses çıkarmamaya özen göstererek renginden nefret ettiğim pembe dolap ile beyaz duvar arasındaki küçücük boşluğa sığındım,
' Belki beni bulamaz' umudu ile beklemeye başladım ama nafile !
Benimki de bir umuttu işte
Asla gerçekleşmeyecek bir çocuk umudu...!
Olanlar gözümün önünde film şeridi misali geçerken kolumu saran parmaklar , korkuyu iliklerime kadar hissetmeme sebebiyet verdi.
-
Selam canımın içleri <3 öncelikle sizi çok seviyor um ") bölüm ün başında da belirttiğim gibi ben bu bölümü yazarken göz pınarlarım benden bağımsız hareket ediyor du.Peki sizce ecenin kolunu tutan el kimin?
Sizce de kitaba erkek karekterin gelmesi gerekmiyor mu?
Ve tekrar tekrar söylediğim, yineledigim sözcüğü size tekrar edeceğim ve etmekten de sıkılmayacağım
Sizleri çok seviyorum sevgili canımın içleri * Mutlu kalmanız dileği ile...
Yeni bölümde görüşmek üzere <3 milyonlarca kalpcik
- Lad Stawbery
* Yeni bölüm hakkında bilgi almak isteyen canım okurcumcum larım ^^
Son paylaştığım yazıyı okur san cevabı bulursun.Sizleri seviyorum görüşmek üzere <3*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HARABE
ChickLitIşıkları kapalı bir odada yatağa uzanmış, ikimizde tavana bakıyorduk. Sanki yıldızları görmek istiyorduk. İmkansızdı, bunu ikimizde adımız gibi biliyorduk, ama izliyorduk işte . Sessizce, konuşmadan izliyorduk, ruhlarımız bağırırken dilimiz susuyo...