3.8

566 33 1
                                    

"Al şunu üşütüp hasta olacaksın."

Takım elbisesinin ceketini bana uzatırken çok ciddiydi. Aynı zamanda da çok haklı.

"Peki sen?"

"Ben üşümem."

Sesli şekilde kıkırdayıp uzattığı ceketi aldım ve omuzlarıma örttüm. Sıcak ceketle içim titredi, üşüdüğümü yeni hissetmeye başlamıştım.

Biraz zaman hiç konuşmadık. Ara ara bakışmakar olmuştu ama susmuştuk. Bu sessizliği ben bozdum.

"Ne zaman anladın?"

"Efendim?"

"Anonimin ben olduğumu."

"Aslında Furkanların olayında biraz şüphelenmiştim. Sonra da işte gözlerin maviydi. Bana balım diyodun. Hatta benim seninle birlikte olacağımız davete gittiğim günü hatırlıyor musun? Bana 'senin de o kızda gönlün var mı?' demiştin."

Elimi bir kızla kafama vuruyordum ki kafam ve elimin arasına elini koydu.

"Dur daha bitmedi. Babanın hastalığı. O da tesadüf olamazdı. O gün, senin çekiminin olduğu gün. Hep senin yanındaydık toprak ve ben. O kokunu aldığımda emin olmuştum. Toprakla grup açtığımızda ortaya yem attım sen de hemen yemiştin. İz'i sormuştum. Büyük tepkiler göstermiştin. Tanımadan kalbini sevdim demiştim yine büyük tepkiler göstermiştin. Ayrıca ve ayrıca şaşırdığınızda büyük harf küçük harf karışımı yapmanız da aynıydı. Son olarak da baloya gittim. Bütün gece seni aradım. Olmadığını anlayınca da artık ' daha da şüphe yok içimde, anonim kesin Balım ' diye düşünüp geldim işte. Hem sen değil miydin 'Ceyhunlar benim en yakın arkadaşlarımdı' diyen? Sürekli onlarla geziyordun."

Bu sefer Poyraz yetişemeden kafama bir şaplak attım. Ne kadar çok ipucu vermiştim böyle?

"Beni, sevdiğini söylemiştin?"

"Furkan olayından sonra biraz ilgimi çekmiştin. İşte gün geçtikçe daha da bağlanıyordum. Senin bana bağlandığın gibi. Ama benimki biraz hızlı gerçekleşti."

Yine sesli bir kıkırtıdan sonra yüzünü bana çevirdi ve gözlerime baktı.

"Sence de bu gün fazlasıyla ciddi olmadık mı?"

"Sanırım haklısın."

Bunu söyledikten sonra yine de konuşmadık. Eve kadar gıkımız çıkmadı. Tam beni evime bıraktı gidiyordu ki kapıdan içeri girmeden ona seslendim.

"Poyraz!"

Tim vücuduyla bana döndü. Kaşlarını ne olduğunu anlamaya çalıştığını belli edercesine ortaya doğru buruşturmuştu. Şu anki hali çok tatlıydı. Ama hemen toparlanıp ağır adımlarla yanına doğru yürüdüm.

"Sanırım... Bu gün 3. görevini de tamamladın."

Yüz ifadesi değişiyordu ama hala ifadesinde anlatmak istedikleri aynıydı.

"3. görevin... Beni bulmaktı."

Ortaya büzülmüş dudakları yana doğru açılıp inceliyordu. Gülümsemeye başlamıştı. Sonra da sesli bir kıkırdama.

"O benim başlıca görevimdi."

Ben de gülümsedim.

Birden bana sarıldığında donup kaldım ama ellerim ve kollarım, onlar da bağımsızlıklarını ilan ettiklerini belli ediyorlardı. Kollarım onun sırtına dolandığında dünyada daha mutlu olduğum bir anın olamayacağına emin oldum.

Bal'ım [TAMAMLANDI] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin