onunda devamıı

539 42 15
                                    

Karaca,tahminen 1 saattir aynı yerde uzanmış,ağlamaktan şişmiş ve acıyan gözlerle Azer'i izliyordu.Gözünü bir an olsun ayırmıyordu Azer'den.
Başını iki elinin arasına aldı.Kafasındaki sesleri susturmak istiyordu.

acı çekmenin ne demek olduğunu işte şimdi anlamıştı.Acı,babaannesinin tokadı değildi.Acı,sabahlara kadar nefesin kesilene kadar ağlamak da değildi.Asıl acı,insanın vücudunda,kalbinde derman bırakmayan şeydi.

Azer,artık yoktu ve Karaca bunu kabullenemiyordu.Azer,hâlâ vurulduğu yerde yatıyordu.Karaca onu sırtüstü yatırmıştı.Yüzünü ilk gördüğünde ise nutku tutulmuş,ağlayamamıştı bile.Şimdi ise ağlamaktan gözleri acıyordu.

Karaca,Azer'e biraz daha yaklaştı,yüzünü sevdi elleriyle.Her zerresine dokundu,yere düşen kolyeyi boynuna taktı.Azer'i yerinden biraz zorlanarak kaldırıp arabaya yasladı.
Sımsıkı sarıldı ona.Bir daha hiç bırakmayacakmış gibi sanki.
Ne fark ederdi ki?

Karaca,Azer'in kokusunu iyice içine çekti.Bir daha bu kokuyu duyamayacaktı,bu nedenle daha sıkı sarıldı.Karaca nın gözyaşları,Azer'in yüzünden gömleğine akarken Karaca delirmiş gibiydi.Sürekli aynı şeyi tekrarlıyordu.

"özür dilerim..."

ağlamaktan kısılmış sesi,fısıltı gibi çıkıyordu.Karaca Azer'le kaçacaktı fakat amasının onu odasına kilitlemesi ile kaçamamıştı.Amcası anlamıştı kaçacaklarını herhalde.

Amcası anlamıştı kaçacaklarını herhalde

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

  

Azer öldürüldükten sonra,kapının kilidini açmıştı,ve Karaca hızlıca gelmişti Azer'in onu bıraktığı yere

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Azer öldürüldükten sonra,kapının kilidini açmıştı,ve Karaca hızlıca gelmişti Azer'in onu bıraktığı yere.

Azer'in ona okuduğu şiiri okuyordu Azer'e;

"Hayat bize mutlu olma şansı
vermedi
Biz kendimizden başka
Herkesin üzüntüsünü
Üzüntümüz,
Acısını acımız yaptık.
Çünkü dünya’nın öbür ucunda,
Hiç tanımadığımız bir insanın
Gözyaşı bile içimizi parçaladı….
Kedilere ağladık
Kuşların yasını tuttuk.
Yüreğimizin yufkalığı
Kimi zaman hayat karşısında
Bizi zayıf yaptı.
Aslında ne güzel şeydir
İnsanın insana yanması
Sevgili…
Ne güzeldir bilmediğin birinin
derdine üzülmek ve çare aramak.
Ben bütün hayatımda hep
Üzüldüm, hep yandım..
Yaşamak ne güzeldir be sevgili
Sevinerek, severek, sevilerek,
Düşünerek…
ve o vazgeçilmez sancılarını
Duyarak hayatın."

Karaca kocaman gülimsedi.Şiirin sonuna gelmişti,ama acısı hâlâ yakıyordu yüreğini.

konuşmaya devam etti:

-bir söz var ya hani,"insan,yarası yarasına denk geleni severmiş" diye.Biz de öyleydik işte.Olduğu kadar güzeldik,en küçük şeylerle bile mutlu olmayı becerebilirdik,hatırlıyor musun? halka tatlıları...

Karaca o günleri anımsadı birden.Gülümsemişti hatırladıkça.Azer karşısındaydı,ama yoktu.Gözyaşlarını elinin tersiyle silip devam etti:

-bu gece sana iyi uykular dilerken,her şeyimi sana veriyorum.Benim tüm mutluluğum sende kaldı.

Karaca,Azer'e yaklaştı.Dudaklarını öptü uzunca.Azer'in belindeki silahı aldı yavaşça.Tam karşısına geçti.

bu dünyadan ayrılırken,son kez baktı o güzel yüze.Gülümsedi usulca.

"çok heveslenme,Juliet,Romeo'nundur."

kalbine sıktığı kurşunla Azer'e kavuşmuştu Karaca.

mutlu son diye bir şey yoktur.Güzel olan her şeyin bir sonu vardır ama.Biri ölürken,diğeri yaşayamazdı, çünkü onlar hep birbirini tamamlayan büyük bir yapbozun nadir parçalarındandı.

ikisi de ölmeden önce son bir kez gülümsemişti birbirlerine.Azer,Karaca'nın hayaline, Karaca da Azer'in cansız bedenine...

           şunu unutma sevgili okuyucum;

"bazı şeyler,kötü sonlara rağmen yaşanıcak kadar güzeldir."

•unstoppableHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin