onbirin devamııı

470 38 10
                                    


Karaca,Azer'e şaşırmıyordu artık.Azer'e soracak olursanız da,dünden razıydı Karaca'ya.Karaca,Azerin yanına oturdu.Oyuncak bebeği aldı elinden.
Bir an anımsadı o günleri...
Akşın'la çok kavga ederlerdi o bebek için.İçten bir tebessümle bebeği kutuya yerleştirdi özenle.Kutuyu da üst rafa koyduktan sonra Azer'le göz göze gelmişti.

A-anısı var sanırım?

Karaca için vardı,evet.Ama "Azer'in bunu bilmesine gerek yok" diye düşündü.Akın,Azer'i aramaya çıkmıştı gece bekçisi gibi.Her an gelebilirdi.

K-burada olmaman gerekiyordu Azer.

Azer,kendinden emin bir şekilde gülümsedi.

A-farkındayım,uyku tutmayınca geleyim dedim.

Karaca gördüklerini Azer'e anlatıp anlatmamak arasında kararsız kalmıştı.Ama kendi içinde kurduğu bir münazaraya göre söylemeyecekti.

A-anlaşılan seni de tutmamış.Neredeydin sen?

Karaca çok yorulmuştu her şeyden.O gördüğü kâbus,Akın,Yamaç Amcasının her fırsatta Azer'i kötülemesi,Celasun'la evlenmek zorunda olması...

Bunların hiçbirini düşünmek istemiyordu.Yalnızca Azer'in omzunda uyumak istiyordu.Yataktan kalkıp camı açtı,derin bir nefes aldı.
Azer ise Karaca'yı izliyordu.

A-Karaca?

Karaca,kendisine seslenen Azer'e döndü.

-gel otur bakayım yanıma.Bir derdin var senin.

Karaca yanına geldi.Başını kucağına koyduğunda,aralarındaki mesafe yok olmuştu.Azer ellerini Karaca'nın saçlarına götürdü,okşadı.

-kim üzmüş benim prensesimi?

Karaca anlatmak istiyordu,haykırmak kezâ.

-bana anlatabileceğini biliyorsun değil mi?

Karaca onaylarcasına salladı başını.

"biliyorum."

A-bu davranışlarının hali ne peki?Ben mi bir şey-

Azer'in sözleri kapının hızlıca çalmasıyla yarıda kalmıştı.Karaca fırladı,Azer'e yatağın altını işaret etti.

A-manyak mısın kızım nasıl sığ-

Karaca onu elleriyle sığdırmaya çalışmıştı.Karaca yatak örtüsünü de yatağın aşağısına kadar çekti,iyice görünmüyordu.Kendisinin bile haberi olmasa,anlamazdı herhalde.

Kapı sesi şiddetlenmeye başlamıştı.

Karaca kapıyı açtı.Tahmin ettiği kişiydi gelen.Akın sırıtıyordu yine.

A-uykunu mu böldüm küçük kardeşim?

Karaca bu yapmacık tavırlara gözünü devirmekten alamadı kendini.

-ne var söyle?

A-Azer bey oğlumuzu bulamadım.Kaçak yollara başvurmuştur diye düşündüm ben de.Diyorum daa,sana uğramış olabilir mi?

K-ne saçmalıyosun gece gece Allah Aşkına?Hem Azer gelse alır mıyım içeri?

Akın sırıtmıştı yine.Bazen sırıtmaktan konuşamıyordu.

-seve seve alırsın.Neyse,yani yok diyorsun?

K-yok.

A-ha okey.Ben yine de bir bakayım.

Karaca,Akın'dan kolay kolay kurtulamayacağını bildiğinden kapının kenarından çekildi,Akın geçti hızlıca.
Karaca içinden bildiği tüm duaları okuyordu bir şey çakmaması için.

Azer'e gelecek olursak,Akın'ın "azer bry oğlumuz" demesine aşırı ayar olmuştu.İçinden konuşuyordu o da.

-küçük boka bak sen.Koskoca Azer Kurtuluş yatakların altında.

Akın,dolapları kontrol etti.Ama mal olduğundan yatağın altına bakmak aklına gelmemişti.Çünkü olmayan şeye nasıl gelsin?

(biraz ezdik kb xkxmcocpfç)

-bitti mi?3 hayırla alalım seni sahneden.

-bitti.Nasıl olsa çıkar yarın bir yerlerden.Dua etsin misafir.Sağ çıkarmazdım yoksa,o da biliir bunu.

Azer yatağın altında gülmekten krizlere girmişti.

Karaca kapıyı açtı Akın'a.İyi geceler diyip,kapıyı yüzüne kapattıktan sonra kapının arkasına yaslandı.Biraz bekledi.

Akın'ı tanıyordu,o kapı da dinlerdi.

Gittiğinden iyice emin olduktan sonra Azer'in yanına geldi.Örtüyü kaldırdı.

-hayatta mısın?

Azer biraz zorlansa da çıkabilmişti oradan.

-senin şu kardeşin acayip sinirime gidiyür ha.

-var onun öyle huyları.

Azer kalktı yerden.

"ee nerde kalmıştık?"

K-Azer,vaktimiz yok.Gitmen gerek.İkimiz de yanarız öbür türlü.

Azer,buraya gelirken bir kitap getirmişti yanında.Üst rafa koymuştu onu.
Üst raftan aldı,Karaca ya uzattı.

-bunu oku.İyi hissedeceksin.

Karaca gülimsemişti.Azer,Karaca nın alnına bir öpücük kondurduktan sonra sessizce çıktı odadan.

Karaca elindeki kitaba baktı.Yatağının yanındaki masa lambasını açtı,kitabı lambaya doğru tuttu doğru dürüst görmesi için.

Azer bir sözün altını çizmişti.

"bu duvarlar yetmiyor bizi ayırmaya bilesin.Bu parmaklıklar,bu demir kapılar,bu hava,inan..."
   
                                        -Yılmaz GÜNEY

Karaca ertesi sabaha umutlu uyanmıştı.Celasun işini söyleyecekti Azer'e.
Yani umarım söyleyebilirdi.Üstünü değiştirip odasından çıktı,çıkmadan önce de son bir kez kitaba bakıp gülimdemişti.
Merdivenlerde Azerle karşılaştı.

Gülümsediler birbirlerine.

K-sen önce in,anlamasınlar.

Azer,önce inmişti.Karaca da arkasından.

Fadik ve Sultan Hanım,mutfakta sosla uğraşıyorlardı.Karaca'yı fark edince kocaman gülümsedi Fadik Hanım.

-Günaydın yavrum.

-Günaydın Fadik Teyze,yardım edecek bir şey var mı?

S-Günaydın kızım.Sen bunları masaya yerleştir,biz getiririz bunu.

Karaca kafasını onaylarcasına salladı.

Saadet ve Damla ise merdivenlerde İdris i susturmaya çalışıyordu.

S-annecim,noldu sana?daha demin gülüyorduk.

Damla sırıtarak;

-Azer'i gördü ya,ondandır.

Saadet gözlerini devirdi.

-yapma Allah aşkına Damla.Annem uygun görmüş çağırmış.

D-ay tamam.Ben Cumali ye bakıyorum.Uyanmadı hâlâ.

Saadet,İdris'i tam yukarı çıkaracakken Azer'in seslenişiyle durdu.

-bir de ben denesem?

Saadet,bunun doğru olduğundan pek emin değildi.Ama zarar gelmez diye düşündü.
İdris i verdi Azer'e.

Ve o an İdris in sesi kesilmişti birden.Saadet gibi, İdris'in sesine gelen Karaca da şaşırmıştı.

Azer in gözlerinin içi gülüyordu adeta.

derken Salih gelmişti.

-benim çıcığımın bu davarın elinde ne işi var?



   

•unstoppableHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin