𝑅𝑜𝓈𝑒

537 47 29
                                    




Herkese iyi okumalar, lütfen bol bol satır arası yapar mısınız güzellerim. Sizi seviyorum. 💚







" Gökyüzündeki parıldayan ay'dan daha güzelsin. "

Harry'nin boğuk sesiyle başımı arkaya çevirmiş ve omzumun üzerinden ona bakmış, bana söylediği şeyle gülümsemiştim. Yanaklarım sıcaklaşmaya başladığında, hala daha onun yanında utandığıma inanamıyordum. Bir öpücüğü, en ufak iltifatı ateş gibi yanıp kavrulmama sebep oluyordu. Balkon kapısından kollarını önünde birleştirmiş ve omzunu yaslamış, beni gözlerinde adını koyamadığım bir anlam ile izliyordu beni. Bende onu süzdüm, altında yalnızca baksırı vardı ve üzeri çıplaktı. Benimse üzerimde onun beyaz tişörtü vardı. Balkonun korkuluklarına tutunduğum ellerimi biraz daha sıkılaştırdım, kalbim onun güzelliğini izlediğim her vakit biraz daha eziliyordu güzelliği karşısında.
Derin bir iç çekerek, hiçbir şey söylemeden yeniden önüme döndüm ve başımı hafifçe kaldırıp gökyüzünü kaldığım yerden izlemeye devam ettim.

Artık kendi otel odama gitmiyor, Harry'nin barda sahnesi her bittiğinde onunla birlikte onun kaldığı bu otele geliyor ve odasında kalıyordum. Amy bu konudan rahatsız değildi, David ise rahatsız olsa bile benim dinlemeyeceğimi bildiği için ses çıkartmıyordu. Bense bu durumdan oldukça memnundum. Onunla her saniyemi bile birlikte geçirmek istiyordum, bunun mümkün olmadığını bilip içten içe üzülsemde onunla olduğumuz her vakitte Harry'nin benimle ilgilenmesi tüm üzüntümü alıp götürüyordu. Ben bunları düşündüğüm sırada belime sarılan güçlü kollarla gökyüzünü izleyen kafamı indirip belimdeki Harry'nin ellerine baktım. Sonra korkuluklarda duran iki elimi belimin üzerindeki Harry'nin ellerinin üzerine koydum ve gülümsedim.

Burnunun önce saçlarımın arasında dolanışını hissettim, ardından burnu esneme dokundu ve oraya ufak ufak öpücükler bıraktığında huylandım ve dudaklarımdan ufak bir kıkırtı yükseldi. Tam o an da Harry'nin bedeninin kasıldığını hissettim, hemen ardından Harry'nin dudakları kulağıma değdi. Bana, " Yeniden gül öyle. " diye fısıldadığında kaşlarımı çatarak kuruyan dudaklarımı yaladım ve ellerinin üzerini okşadım.
" Nasıl? " dediğimde kulağımın altına derin bir nefes bırakmıştı. " Öyle işte, güzel kıkırdamanı bir kez daha duymak istiyorum. " dediğinde dişlemiştim. Sevmiş miydi? Tanrım... Ben onun gülümsemesine ölürken, o da benim gülümsememi mi sevmişti? Başımı eğerek ellerimize baktım, ardından, " Ama yapamam ki, birden oluvermişti işte. " demiş ve omuz silkmiştim ki, Harry canımı çok yakmadan omzumu ısırmıştı.

Dudaklarım arasından hafif bir inleme döküldüğünde ikimizde aynı anda sesli bir şekilde gülmüştük, hatta ona istediği kıkırdamayı verdiğimde bana, " İşte böyle bebeğim, hep böyle gülümse. " demiş ve beni aniden kendine çevirip bedenimi korkuluklara yaslamış ve dudaklarıma kapanmıştı. Elleri sıkıca belime dolanıp beni kendine çektiğinde benimde ellerim onun boynuna çoktan dolanmış ve öpüşmemiz tutkulu bir hal almıştı. Hızlı bir şekilde öpüşmeye devam ederken ilk çekilen o olmuştu, kafasını boynuma gömüp kokumu derin derin solumaya başladığında oraya bir sürü öpücük kondurup geri çekilmişti. Yüzüme bakarak gülümsedi ve dudakları burnuma küçük bir öpücük kondurup geri çekildi. Ellerimi tuttuğunda, " Gel benimle, sana bir süprizim var. " dediğinde kaşlarım çatışmıştı, süpriz mi? Beni elimden tutup çekiştirdiğinde balkondan çıkıp odaya girmiştik.

" Kapa gözlerini. " dediğinde bana hala daha şaşkınlığın etkisindeyken, " Harry? " demiştim soru sorarcasına, " Noel, hadi kapat gözlerini bebeğim. " diyerek bir kez daha konuştuğunda daha fazla konuşmadım ve söylediğini yaparak gözlerimi kapattım. Bir kaç saniyenin ardından, " Açabilirsin. " dediğinde gözlerimi açtım ve karşımda ellerinde tuttuğu ufak pasta ve üzerinde yanan üç tane mumla karşımda duran Harry'ye dudaklarım aralanmış bir şekilde baktım. " İyiki doğdun Noel, iyi ki doğdun güzelim. Doğum günün kutlu olsun! " Harry yüksek sesle gülerek konuşmaya başladığında bana iyi ki doğdun şarkısını söylemeye başlamıştı bile. Benimse kalbim haddiden fazla hızlı atıyor, hatta her an yerindem çıkabileceği düşüncesiyle korkuyordum. Tanrım... Harry benim doğum günümü kutlamıştı, on sekizime onunla mı girmiştim şimdi?

Goodbye || harrystyles. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin