#1: Şeytan!

1.3K 55 43
                                    

Tanrım Neredeydim... Önümde beni korkutan dev bir uçurum vardı, biraz ileriye doğru yürürken başımın döndüğünü hissedip bakışlarımı arkama çevirdim, arkama baktığımda ise içinde kesinlikle kaybolacağım ve muhtemelen asla bulunamayacağım bir Orman. Bir kaç dakika anlam veremeden öylece duraksadıktan sonra, Arkamda güçlü bir ses yankılandı;

''Harekete Geç!'' aniden panikledim ve bu gördüğüm şeylerin bir tür rüya olduğunu varsayarak aklıma ilk gelen şeyi, uçurumdan atlamayı seçtim...

Bir kaç saniye geçince fark ettim ki bu bir rüya değildi, hayır hayır! bu kesinlikle bir rüya değildi! düşüyordum! ne yapacaktım, titriyordum ve direkt gözlerimi kapadım. Fakat bir saniye neden yavaşladım, bir dakika sert bir iniş bekliyordum ben!

Yere tüy hafifliğinde yere indikten sonra neler olduğunu anlamaya çalıştım. Ben anlamlandırmaya çalışıp kendimle savaşırken yanıma birilerinin geldiğini hissettim, bakışlarımı o yöne doğru çevirdim. İki kişi yaklaşıyordu yanıma biri muhtemelen kırkında varsaydığım bu adam siyah saçları ve masmavi gözleriyle dikkatleri gerçekten de kendine çekiyordu boyu yaklaşık 1.80 civarı bir şey olmalı belki de 85 ne diyorum ben, yanında bir kadın vardı, saçları sarı renkte ve beline kadar uzundu ve fiziği şeytani derecede güzeldi, üstünde giydiği deri büstiyer göğüslerini kesinlikle çok güzel göstermiş, bir diğer kadının bile düşeceği kesindi bu kadına.

Bir saniye arkalarındaki de neyin nesi!? gözlerimi tekrar tekrar açıp kapadım, Kanatlar!! hala inanamıyorum ben acaba bir Peri Masalı'nın içine mi düştüm. Çok geçmeden yanıma yaklaştıklarında aklımda ki düşünceleri silip odaklanmaya çalıştım,

Ve o Heybetli adam konuştu ; Sarah Doğru söylemeliyim ki beni gerçekten çok etkiledin, senden asla uçuruma atlamanı beklemiyordum buraya yolu düşenlerin çoğu uçurumdan korkar ve kendini hemen ormanın içine atar, ama sen... Sen başkasın, Sen çok başkasın, değil mi Karen? Kadın da diyeceklerine nerden başlayacağına ve sanki beni hangi düşüncenin daha az acıtacağını düşünüyor gibiydi, ''Sarah Herald'a katılıyorum, buraya gelenlerin yüksek kısmı uçuruma atlamaktan çekinirler, cesaretinle beni büyüledin doğrusu... Anlam vermeye çalışırken kendimi bir adının Herald olduğu o Heybetli adama bir de Karen'e çeviriyordum delilikti bu!

''Bana birisi burda neler döndüğünü ve hangi Masalın içinde olduğumuzu söyleyebilir mi? Herald derin bir nefes aldı, ve şefkatli bi şekilde yanıma geldi '' Öldün Sarah! biliyorum anlaması çok zor, neden burdasın?, bizlesin, kendini bir uçurumdan attın, ama düşmedin. Birde kanatlar... Kanatlar demişken Karen sence de zamanı gelmedi mi?'' Karen bir kaç adım öne çıktı ve elini omzuma hafifçe koydu, '' Sarah şimdi yapacağım şey için beni lütfen affet, ama kural bu şekilde sana gözlerini kapatmanı öneririm. '' Son dediği cümleyi duyduğum sırada gözlerimi sıkı sıkı kapadım ve gelecek darbeye kendimi hazırlamaya çalıştım, Ve aniden...

''Ahh! Ahh!''Sırtımın acısı, Canım çok yanmıştı, acıdan gözlerim dolmuş, ve tırnaklarımı elime geçirmem bir olmuştu, Karen hemen samimi bir şekilde yere eğilip kalkmama yardım etti, yaklaşık 10-15 saniye süren bu acı hemen son bulmuştu. Bunu ona neden yaptığını soracaktım ki gözlerim bedenimle bir olan Dev Gri Kanatlarla buluştu... Ne bir saniye Kanat mı?

Karen sesli bir şekide ekledi '' Evet Sarah Walker, artık uçmanın vakti geldi, ilk olarak tabii ki sana yardım edeceğim ve beraber uçacağız ama sonrasında okulda ki Kanat Çırpma derslerini kaçırmamalısın, sana kurallarımızı okul girişinde bizi bekleyen bir Melek anlatacak, kendisi tam bir sinir bozucudur geç kalınmaktan nefret eder, verdiği görevleri başarıyla yerine getirmelisin aksi takdirde üzgünüm Sarah elinden seni kimse alamaz.'' Her dediği kelime beynimde teker teker yankılanıyordu, bana bir adım daha yaklaştı yüzümü avuçlarının içine aldı ''Biliyorum çok korkuyorsun, ama hepsi geçecek hadi şimdi elimi tut ve geç kalmayalım.'' dediğini yaptım ve elini çok sıkı bir şekilde tuttum. Karen elini tuttuğum an da beni kendisiyle birlikte yukarıya doğru çekti, korkuyordum, korktuğum için gözlerimi kapamıştım, ve yavaş yavaş yukarıya çıktığımızı hissedebiliyordum, ''Hey bu manzarayı gerçekten kaçıracak mısın?'' Karen'i duyduğum anda gözlerimi araladım, gerçekten manzara büyüleyici derecede güzeldi sırf bunun için bile ölünebilirdi...

''Biliyor musun bende senin gibi uçuruma atladım Sarah, olanları hazmetmem çok uzun zamanımı aldı, ama kendimi başka çıkış yolu olmadığına inandırdım, önümde iki seçenek vardı bunlardan ilki, 'duraksadı ve derin bir nefes aldı' Melek, dünya görevlerinde yaptığın davranışlara göre ileride olacağın kişilik, diğeri ise şeytan yani ben, (kahkaha attı, ve sonra bakışlarını bana çevirdi) şu ileriyi görüyor musun? (parmağı ile gösterdiği yere baktım Devasa büyüklükle bir şato vardı), Orası okulumuz, yani senin bundan sonra ki evin diyebiliriz. Hadi inelim. (Vardığımızı bile anlamamışım...)

Okulun girişinde bizi bekleyen biri vardı Karen'in bahsettiği Melek, ve o da aynı Herald gibi heybetli bir adamdı, yanına doğru yürürken Karen kulağıma fısıldadı; Fenzio, Melek Fenzio.

Meleğe tekrar döndüm, yüzünde küçük bir tebessüm vardı, Meleğin saçları bembeyazdı, sanırım 50-60 yaşlarında olmalıydı, onu incelerken düşüncelerimi Melek Fenzio'nun sesi böldü; ''Demek Sarah Walker sensin (beni baştan aşağıya bakışlarıyla süzmeye başladı) Seni bekliyordum; Ben Melek Fenzio bu gördüğün şato ise bundan sonra senin okulun, burda görevlere gidecek ve başarıyla tamamlarsan eğer eğilimlerine göre olmak isteyeceğin kişiliği belirleyeceksin, ( bakışları Karen'e kaydı) Ya Karen gibi bir şeytan, ya da bir melek... Sana okuluna daha adımını atmadan sormak isterim, (Karen bakışlarını yerden kaldırıp yüzüme baktı Fenzio'nun soracağı soruya vereceğim cevabı çok merak ettiği aşikardı). Görevlerini başarıyla tamamladıktan sonra ne olmak istersin Sarah Walker? ''

İçimden bin bir türlü düşünce geçiyordu, bir yanım diğer hangi yanımın ağır basacağını merak ediyordu, Anında aklıma bir düşünce işledi, Beni öldüren kimdi, neden?, beni babamdan ayırmıştı, babamın annem öldüğünden itibaren tek dayanağı bendim, benimde o... Kim bilir şu an ne haldeydi, nasıldı, öldüğümü duyunca ne tepki vermişti , çok üzülmüş müdür, tamı tamına aklımda bunlar dolanıyordu çıkış yolu olarak İntikam almak isteyen tarafım ağır bastı, Ve ben güvenle başımı kaldırdım, her ikisi de cevabımı merak ediyordu onları daha fazla merakta bırakmak istemedim,

''Şeytan!''



͏*Ar͏k͏a͏d͏aş͏l͏a͏r ͏m͏e͏r͏h͏a͏b͏a!

 Ev͏e͏t ç͏o͏k ͏h͏e͏y͏e͏c͏a͏n͏lı͏yı͏m ͏v͏e ö͏nü͏mü͏z͏d͏e ç͏o͏k ͏u͏z͏u͏n ͏b͏i͏r ͏y͏o͏l ͏v͏a͏r, ͏d͏a͏h͏a ͏y͏o͏l͏u͏n ͏b͏aşı͏n͏d͏a͏yı͏z, ͏b͏e͏l͏k͏i ͏d͏e ͏k͏a͏l͏p ͏a͏tış͏l͏a͏rı͏mı ͏b͏u͏r͏d͏a͏n ͏d͏u͏y͏u͏y͏o͏r͏s͏u͏n͏u͏z ͏e͏v͏e͏t ͏e͏v͏e͏t ͏p͏e͏k͏i, ͏s͏i͏z͏l͏e͏r͏e Melek ͏v͏e Ş͏e͏y͏t͏a͏n͏l͏a͏rı͏n ͏o͏k͏u͏l͏u͏n͏u ͏g͏e͏t͏i͏r͏d͏i͏m, ͏v͏e ͏e͏m͏i͏n ͏o͏l͏u͏n ç͏o͏k ş͏aşı͏r͏a͏c͏ağı͏nı͏z ͏z͏a͏m͏a͏n͏l͏a͏r͏d͏a ͏o͏l͏a͏c͏a͏k. ͏a͏k͏l͏m͏d͏a ͏o ͏k͏a͏d͏a͏r ç͏o͏k ş͏e͏y ͏v͏a͏r ͏k͏i͏i! ͏s͏i͏z͏l͏e͏ri ç͏o͏k ͏a͏m͏a ç͏o͏k ͏s͏e͏v͏i͏y͏o͏r͏u͏m ͏u͏m͏a͏rı͏m ͏g͏e͏n͏iş ͏b͏i͏r ͏k͏i͏t͏l͏e͏y͏e ͏s͏a͏h͏i͏p ͏o͏l͏u͏r͏u͏z͏z!! ͏k͏e͏n͏d͏i͏n͏i͏z͏e ͏i͏y͏i ͏b͏a͏kı͏n͏n!!  -͏Yağ͏m͏u͏r*


LUCİFERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin