#11: Kıskandın mı?

473 30 72
                                    

-400!

***

''Sarah'ın Anlatımıyla''

Elbisemi dikkatli bir şekilde dolabımdan çıkardım, hemen ona uygun ayakkabı bulmaya başlamıştım ki, tam o sırada Karen geldi; ''Eğlenceye hazır mısın bebeğim'' bunu büyük bir coşkuyla söylemişti, cevap olarak elbisemi gösterdim, ''Sarah herkesin aklını başından alacaksın bu gece'' göz kırparak elbisemi giyinmeye gittim, çok güzeldi, büyülenmiştim resmen. Tekrar kapı çaldı, Karen'e sorgular bir bakış atıp kapıya yöneldim, Dino'ydu; ''Sarah...Sen..şey... Çok güzel olmuşsun.'' Dino'ya mahçup bir bakış attıktan sonra, ''Teşekkür ederim, siz de çok şık olmuşsunuz.'' Dino lacivert smokin giymişti, gerçekten çok yakışmış. Ardından Dino elini uzatarak cesurca eğildi, ''Sizi Baloya davet etmek isterim güzel bayan.'' bir kaç saniye tereddüt etsem de elimi kibarca uzattım, ''Bende size eşlik etmek isterim beyefendi.'' 

Son olarak ilk defa hafif bir makyaj yaptım ve odadan üçümüz de çıktık, Karen bize karşı taraftan yani şeytanlardan biriyle baloya geleceğini söyledi, ikimiz de onaylar gibi bir bakış attıktan sonra, Dino'yla bizi baş başa bıraktı. ''Sarah'' başımı ona çevirdim, ''Efendim?'' omuz silkti,

''Sana bir kaç gün önce duygularımdan emin değilim demiştim hatırlıyor musun?'' başımı salladım, ''Sanırım ben artık...Eminim.'' elimi daha güçlü sıktı ve beni durdurdu, o da bana döndü, dudaklarımın biraz üzerine bir öpücük bıraktı, ''Senden çok hoşlanıyorum.'' hala öpüşünün şokundaydım, ''Şey...Ben'' Dino beni susturdu, ''Bir şey demek zorunda değilsin, sadece biraz düşünmeni istiyorum...Tamam mı?'' gözlerimi ondan kaçırdım, ''Tamam.'' ve kaldığımız yerden tekrar Balo salonuna doğru yürümeye başladık.

Nihayet geldiğimiz de herkes çok şık olmuştu, üst kademeden de melekler buradaydı. Dikkatimi ilk çeken kanepe de tüm heybetiyle oturan Lucifer'di. Osty ile beraber oturuyordu, Osty onun omzuna başını yaslamıştı. Lucifer beni fark edince, önce beni baştan aşağı süzdü, dudakları yukarı doğru kıvrıldı, Dino ile birbirine kenetlenen ellerimize baktı sonra gülüşü anında soldu, bir süre ellerimize baktıktan sonra gözlerime baktı, ama çekinmedim. Ben de gururla bakmaya devam ettim, bu hareketim onu mutlu etmiş olacak ki, tekrar dudakları kıvrıldı. 

Ne kadar süre böyle bakıştık bilmiyorum, aniden Dino beni bir yere götürmeye kalkışınca kendime gelebildim, ''Dino nereye gidiyoruz?'' bir kaç kat yukarı çıktık, ''Sana bir şey göstereceğim.'' dedi ve tekrar sustu. Beni tüm gök yüzü'nün yıldızların, hatta Ay'ın bile görülebileceği bir yere getirdi, ''Dino bu... Bu çok güzel.'' Dino kafasını salladı, iki elimi de tuttu, bunca şey'in sessizliğinde gözlerim Dino'nun gözlerine kilitlenmişti, kıpırdayamadım. Aslında çekip gitmek istedim, ama Dino'nun duygularının kıskacındaydım sanki... 

O sırada başka kişiler de gelmeye başladı, Dino tekrar elimi tuttu ve aynı yere döndük. Lucifer'in hatta çoğu kişi'nin gözleri bizdeydi. Fenzio beni öldürecek gibi bakıyordu ama diğer Melekler pek art niyet aramıyorlardı. Dino aniden konuşunca bu benim ufak da olsa korkmama neden oldu, ''Sarah ben babamların yanına uğrayıp geleceğim, çok uzun sürmez anlaştık mı?'' uslu bir çocuk edasıyla kafamı salladım. Lucifer, Dino'nun yanımdan ayrılışını fırsat bildiği gibi ayaklandı, adımları yanı başımda durduğunda kafamı kaldırdım, ''Benimle geliyorsun.'' ne? nereye geliyorum be adam? ama aklımda ki bu soruları sormayacaktım, sanki aklım o ne derse yap, o nereye giderse sende git diyordu, Salondan dışarıya adım atar atmaz koluma yapıştı, ''Lucius ne yapıyorsun?'' 

''Sana benimle gel dedim Tanınmayan.''

''Zaten geliyorum, kolumu tutmana gerek yok.'' nefes verdim, tabii ki beni dinlemiyordu.

Beni bir odaya sürükledi ve arkamızdan kapıyı kilitledi, 

Lucifer'e bir kaç saniye bakma fırsatı buldum. Lucifer, göz kamaştırıcı yakışıklı bir genç adamdı, açık tenli, güzel kesilmiş bıyığı vardı. dövme kaplı kaslı bir vücuda sahipti, jet siyah dağınık saçları deliyordu...

''Ne o görüntü iştah açıcı sanırım.''  terbiyesizsin Luci gerçekten.

''Neden buraya geldik?'' Anahtarı kapının üstünde bırakarak üstüme doğru yürümeye başladı, 

''Çünkü konuşmamız gereken, ama bir türlü konuşamadığımız şeyler var Tanınmayan.'' aramızda ki mesafe hızla kapanmaya başlıyordu,  Kıpırtısız bakıyorduk birbirimizin gözlerinin içine.

Aramızda ki mesafe kapandığında beni belimden tutarak bir masaya oturtmuştu, boylarımız kısmen eşitleniyordu, kalbim yerinden çıkacak gibi çarpıyordu, onun bile duyabileceğinden korkmaya başlamıştım, 

''Sakin ol.'' sırıtmaya başladı,

''Ben sakinim zate...'' son kelimemi tamamlamama izin vermeden dudaklarıma yapıştı, dudakları ustaca benimkileri ele geçirmeye başladı, bir kaç dakika sonra onu kendimden hafifçe uzaklaştırdım, ama bu hareketim ona hayır demek için değil, ona dokunabilmek için...

Parmaklarımı köprücük kemiğine götürdüm, köprücük kemiği boyunca ilerletmeye başladım, düz bir çizgi gibi uzanan bu kemik sanki cehennemin'in saklandığı yer gibiydi. Gözlerine baktım, Teslimiyet ve merakın her rengi vardı gözlerinde

Yavaşça yaklaştım, Lucifer gözlerini benden ayırmadan köprücük kemiğinde olan parmaklarımı öptü. Öptüğü eli yüzüne götürdü, teninin üzerinde gezdirirken gözlerini kapatmıştı, Birazcık daha yaklaştım... Dudaklarını yüzümde gezdirmeye başladı o da, öpmüyordu, dudaklarında tenimin sıcaklığını hissediyordu, aniden dudaklarını, dudaklarıma kenetledi, Lucifer alt dudağımı emmeye başladığında hissettiğim keyfin kasıklarıma indiğini düşünmedim bile,

Vücudunu bana yaklaştırdı, daha da yaklaştırdı...

Artık durmamız gerekiyordu. 

''Lucifer, durmalıyız.'' ama sesim devam et dercesine kısık çıkmıştı, bu onun gülmesine sebep oldu.

''Duralım Tanınmayan.'' birbirimizden ayrıldığımız da bir kaç saniye kendime gelmek için gözlerimi kapadım. Geri açtığımda karşımda iki kolunu birbirine sabitlemiş ve bana gülerek bakan Lucifer hala karşımda duruyordu.

''Artık iyi misin Tanınmayan?'' kafamı salladım, bu hareketim onu biraz daha güldürdü,

''Ya gülme ama artık.'' ellerimi yüzümde kapadım, Lucifer bana tekrar yaklaştı, ellerimi yüzümden dikkatle çekti, 

''O elemanla Balo'da gezinmeni istemiyorum, sana bildiğin her dakika başı yürüyor.'' bu sefer ben sırıttım.

''Kıskandın mı?'' diye sordum kendimden emin bir hareketle,

''Hayır sadece şe...'' Bu sefer de onun son kelimesini bitirmesine izin vermeden parmaklarımı dudaklarına götürdüm, 

''Şşh'' beni dinledi ve sessizleşti, ikimiz de tekrar gülerken son kez dudaklarımızı kenetledik. 


***








LUCİFERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin