Üç

2.2K 68 7
                                    


"Tamam, o halde ben başlıyorum." Elimi cebime sokup yanımdaki kadına odaklandım. Evet, bu oyunun asıl amacı birbirimizi eğlenceli bir şekilde tanımaktı. Belki bilmiyorsunuzdur ama ben bu genç yaşıma rağmen psikoloji ile çok ilgiliyimdir. Nasıl olduysa küçük yaşlardan beri insanları izlemeye olan tutkum gelişti de gelişti.

Mesela şu an karşımdaki kadının 26 yaşında olmadığını düşünmemin bir sebebi vardı. 26, YİRMİ ALTI çift bir sayıydı ve benim teorime göre; ki, şu anda yaramayan kimseyi görmedim, çift sayılar uğursuzdu. Gerçekten uğursuzlardı.

Ben 2 yaşında balkondan düşmüştüm.

6 Yaşında kaydıraktan yüzüstü yere çakılmıştım.

10 yaşında elektirik çarpmıştı.

14 yaşında evden kovmuştu babam.

16'ımda aldatılmıştım.

18'imde ise bıçak dayamışlardı boğazıma.

Şimdi 19'dum. 19 benim şansımdı. Evden ayrılışım uzaklaşmam, rahatlığım, kendimi gizleme ihtiyacı duymadan karanlığıma sarılmaya başlamam. Bunların hepsi 19 sayesindeydi. 20'den ise ölesiye korkuyordum. Çift h sayılardan hep korkmuştum. ŞİMDİ DE KORKUYORDUM. Hep de böyle olmaya devam edecekti bundan emindim ben.

"Bir şey soracağım, kaba olmak istemem fakat farkında mısın on dakikadır yürüyoruz. Bir oyun oynayalım dedin ve sustun."

Kafamı iki yana salladım, sanırım dalmıştım ya da öyle bir şey işte, duraksadım olduğum yerde. "Kör olmak mı istersin yoksa hayatın boyunca tek kişiyi görebilmek mi?

"Tek insanı görmek... Muhtemelen o da sen olurdun."

"Ne? Ne alaka? Yani ben ne alaka?"

"Bilmem eğlence arıyorsun hep güleriz seninle. Hem seni görürsem sen bana diğer insanları da gösterirsin."

"Pekala, Einstein; görmekten kastımız şudur; Sadece hayatın boyunca göreceğin duyacağın iletişim kuracağın tek insan ben olacağım. Birilerini sana anlatabilirim ama sen bunu bilemezsin belki de yalan söylüyorum."

"Dur, o zaman kör olayım."

"Neden?"

"Şimdi tek birini seçersem o da beni terk eder falan uğraşamam."

"Çok tuhaf düşünüyorsun."

"Neden öyle dedin ki şimdi?" Yan yana yeniden yürümeye başladık. Yürüyüş yolunda tur atmamız gerekiyordu. Çiğkötfecinin önünden üçüncü geçişimizde onu durduracak ve bir şeyler atıştırmak için oraya girecektim. Bunu yapmam gerekiyordu.

"Ne bileyim neden birini görme şansından vazgeçtin ki?"

"E sen geçirdin. Dedin ki belki yalan söylerim."

"Belki de yalan söylemem."

"Kör olacağım tamam mı ya? Karar verdim ben." Çantasına daha sıkı sarıldı galiba sıkılmaya başlamıştı. Kafasını bana çevirdi.

"Ya sen? Sen ne isterdin?"

"Kör olmak."

"Bak işte ya! Kızım o zaman niye bana karşı çıkıyorsun sen de aynı şeyi istiyorsun işte"

"Ben zaten körüm. "

"Beni görebildiğinden eminim nedense."

"Görebiliyorum. Göremiyorum ama. Kör olan bir beynim var bazen kalbim. Uzuyor liste."

"Eh fazla melankoli... Ama 19'sun. İsyanın göbeğindesin."

"Eh Anarşistim ben. Hatta dur Anarşinin ta kendisiyim ben."

"Başka sorun var mı?"

"Olmaz mı?"

"Sor bakalım."

"Dün niye farklı bu günden? Anlat hadi acele et. 26 olmadan..."

#KalbiDengem

Hadi acele et 26 olmadan...

26Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin