"Umm, çay mı kahve mi?"
"Ah lütfen çay edebiyatı yapma bana."
"Çay seven birine mi benziyorum?"
"Bira aşığı birine benziyorsun." dedi göbeğimi işaret ederek. Kıkırdadım.
"Beğendim bunu inceydi." Cebimden sigaramı çıkarttığımda o da kendi sigarasını çıkarttı banklardan birine oturduk beraber.
"Bir gün birden uyanacaksın dün yaşadığın her şeyi unutacaksın ve dünü yeniden dünmüş gibi baştan yaşayacaksın dikkatini çekerim sadece sen her şeyi her sabah unutacak ve gününü tekrar tekrar yaşayacaksın ya da gerçekten tüm evren aynı günü tekrar edecek."
"Tuhafmış ben galiba herkesin unutmasını seçerdim. Sonuçta eğer herkes unutuyorsa gün tekrar ediyorsa, hiç kimse dünün tekrar ettiğini fark etmeyip yarını sanacak ve ertesi günün planını yapacak. Gerçekten tuhaf düşünsene arkadaşınla yarın buluşacağınıza dair sözleşiyorsun. Yarın oluyor fakat olmadığından yine yarın buluşacağınıza dair sözleşiyorsunuz. Arkadaşınla hiç buluşamayacaksın. Ve tuhaf olarak yaşlanıp öleceksin." Sigaramın külünü bankın kenarına sürterken beynimdeki boşlukları doldurmaya uğraşıyordum yutkundum ve onun sigarasından bir nefes alan dudaklarını inceledim.
"Ya şu an onu yaşıyorsak. Ya bugün aslında dünse..."
"Neden olmasın ama bariz bir şekilde günler geçiyor bence. Birbirinin aynısı olsa herhalde içimizden biri fark ederdi."
"Evet, ve ona zaman yolculuğu yaptığını iddia edenler gibi davranır onu bir yalan makinesine bağlardık. Belki doğru belki yanlış bir sonuç alırdık. Ama yarın onu yalan makinesine dün bağladığımızı unutup tekrar bağlardık değil mi?"
"Siktir, haklısın." Gözlerini benden kaçırıp uzaklara dikti. Şimdi ne düşünüyordu acaba?
"Bir başka sorunuz var mı hanımefendi?"
"Umm, yarın ne yapacaksın."
"Yarın bir iş görüşmem var. Eğer günlerimiz tekrar etmiyorsa ve yarın yirmi beş olarak uyanmayacaksam o iş görüşmesine gitmeyi planlıyorum. Sen ne yapacaksın?"
"Bugün ne yaptıysam onu."
"Bir kadın bulmak için bara geleceksin yani?"
"Aynen." Rahatsız olmuşçasına kımıldandı oturduğu yerde.
"Yine birinin çantasını çalma sert taşa falan çarparsın döver seni." Kıkırdadım.
"Saçma güzelsin." dedim gülerek. "Ama aradığım kadın sen değilsin." Ellerini birbirleri üzerine koymuş sağ eliyle sol elinin tırnaklarını rahatsız ediyordu. Gözlerini parmaklarına o kadar odaklamıştı ki beni farkında mıydı acaba? Ona bakmaya devam ettim. Kaşlarını çatmış dudaklarını sanki bir şey diyecekmişçesine aralamıştı. Ne diyecekti?
"Hiçbir zaman aranan kadın olmadım zaten."
"Seni aramazlar ki, bir yıldızı ararlar ya da kayıp Atlantis'i. Ne bileyim Mars'ta su falan ararlar. Ama seni aramazlar."
"Ugh çok açık sözlüsün." Sanırım moralini bozmuştum. Ya da öyle bir şey...
"Cümlemi bitirmedim." dedim o paketinden yeni bir dal sigara çıkartırken. Ya da bitirmiş miydim?
#KalbiDengem