O KADIN
Melek elindeki suyu arabanın torpido gözüne bıraktığında koltuğunu indirmesine yardım ettim. Ardından gözlerini kapattı. Eve doğru yol almaya başladığımda telefonumu çıkarıp Cenk'i aradım.
"Ceren uyudu mu?" dedim derin bir nefes alarak. Fısıltıyla onayladı beni.
"Ben geliyorum. Murat'ı kaldır çocuğa baksın gel sende yardım et bana." Yeniden bir onaylama fısıltısı aldım ardından telefonu kapattım. Evin önüne yanaşıp arabayı durdurdum. Cenk o sırada apartmanın kapısından çıkmıştı.
"Nasıl gitti kardeşim?" dedi yine kısık bir sesle.
"Aynı Cenk, cevabını bile bile bu soruyu sorma artık bana canım acıyor."
"Sabah hastaneye götürürüm ben, sen de Ceren'i bi doktora götür. Çok huysuzdu bugün." O Meleği kucakladığında arabayı kilitledim ve Cenk'e kapıyı açmak için öne doğru koştum. Beraber birinci kattaki daireye girdik. Melek hala sakin nefeslerle uyuyordu. Cenk onu yatağına yatırıp odadan çıktı. Eğilip genç kadınımın saçlarından öptüm. Gömleğinin düğmelerini açtım usulca. Pantolonunu indirdim.
Ardından yanına uzandım. Kafamı omuzlarına doğru çevirip mis gibi boynundan bir parça çektim içime. Saçlarını diğer tarafa ittim. O sırada kapı tıklandı.
"Acele et Cemre, Ceren uyanmış açtır çocuk şimdi."
"Tamam geliyorum." Yataktan kalkıp kıyafetleri düzgünce katlayarak dolaba yerleştirdim. Ardından Meleğin üzerini örttüm. Saatini bileğinden çıkarttım ve komodinin üzerine koymadan hemen önce tarihini düzelttim.
Masa üzerindeki takvimi yeniden 10 Şubat'a çektim. Yarın uyandığında 11 Şubat olabilmesi için...
Odasından çıkarken ışığı kapattım ve kapının önündeki Cenk'e baktım. Kollarını bana doğru açtı. Usulca kolları arasına girdim.
"İyileşecek." dedi umutla. Bir yıldır bana sunduğu umutla.
"Ben eve çıkıyorum. Gerisini sen hallet." dedim fısıltıyla. Dairenin kapısını kapatıp üst kat merdivenlerine tırmanmaya başladığımda Ceren'in içli ağlamasını duydum. Adımlarımı hızlandırıp cebimden anahtarımı çıkarttım. Murat kucağında Ceren'i tutuyordu.
"Al şu çocuğu uyut yarın mesaiye kalacağım." dedi bıkkınlıkla. Ceren'i kucakladım. Odasına geçerken sakinleşmeye başlamıştı. Üzerimdekileri bir köşeye atıp Ceren'i sol göğsüme yatırdım. Onu emzirirken Cenk girdi odaya.
"Herhangi bir şey oldu mu Cemre?"
"Olmadı hala aynı. Bu sefer daha çok acıttı bunu sende biliyorsun Cenk." dudaklarımı birbirine bastırdım ağlamamak için kardeşim yanıma kadar gelip alnıma bir öpücük bıraktı.
Gözlerimi kapattım Ceren emmeye devam ederken. Meleğin bundan dört sene önce evlilik teklifi yapışını hayal ettim yeniden ve yeniden. Tanıştığımız barda, Ayrıldığımız barda. Barıştığımız barda. Anne olacağımızı söylediğim barda... Bu geceki barda...
Tam bir yıl önce alelacele işten çıkıp buluşmuştuk barda. Doğum günümdü bu sefer ben vermiştim ona hediye. Hamileyim demiştim. Başardık demiştim. Gece sonu ben evime o arkadaşlarına haber vermeye giderken olmuştu, olacak olan.
Arabasıyla şarampole yuvarlanan yirmi dört yaşındaki gencecik kadın. Kalıcı beyin hasarı...
Gözlerimi birbirine bastırdım. Her günü aynı gün olarak yaşamamız ve o gün için tanıştığımız günü seçmiş olması. Belki de çift sayının laneti.
Cenk saçımı okşadı ve bana bir zarf uzattı. Zarfı açtım kucağımda Ceren ile.
İyi ki doğdun anneciğim. yazan ve altında Ceren'in resmi olan kart karşıladı beni. Altında da bir kadife kutu...
"Cenk, teşekkür ederim." dedim dudaklarım titremeye başlamıştı çoktan.
"Tek sayıya geldi yine yaşın... 31 tuhaf ama sonuçta tek dimi? Şanslı gelir belki ha? Melek düzelecek Cemre. Düzelmese bile bir şekilde hallederiz bak biz yanındayız..." Ceren karnı doymuş yorgun bakışlarıyla minik minik esnemeler bırakmıştı odaya.
"Sen yat artık. Ben uyuturum Ceren'i." dedim Cenk'e. İyi geceler dileyip odadan çıktı. Bir süre mırıldanan minik kızımı uyutmaya çalıştım. Başarısız olup duruyordum her gece gibi.
"Annenin yanında uyumak ister misin?" dedim Ceren'e bakarak. Gözleri kızarmıştı. Üzerime şalı alıp Ceren'le beraber alt daireye indim. Uyku ilacı Meleği tüm gece uyutacaktı. Tıpkı her gece yaptığı gibi...
Meleğin yanına uzandım Ceren'i ortamıza yatırdım. Telefonumu çıkarıp o videoyu açtım.
"Cemre, hep 26 kal olur mu?
"Melek, n'olur hep 19 kalma."
#KalbiDengem