"Hadi kızım be!"
"Hızlansana aptal!"
Okulun spor salonunda toplanmış yarış yapıyorduk. Ödül mü? Hayır, yok. Biz enayiyiz, öyle okulu eğlendiriyoruz.Neyse işte 11. Sınıflar toplandık yarış yapıyoruz. Şimdi yarışan da benim birlikte büyüdüğüm arkadaşım, hatta kardeşim Burçin'di.
Ve yan sınıftaki bir kızı geçmişti. Kazanmıştı ya. Son skor bizim! Tribünden hızlıca indim ve koşarak terli boynuna sarıldım.
Bu kadar sevinmemin sebebi ise yan sınıftan kimseyi sevmemem. Bizim sınıftan kimse de sevmez. Onlar da bizi.
Nasıl kudurdular ama.
"Başaracağını biliyordum."dedim kocaman gülümseyerek.
Merdivenlere oturmuş, terimizin soğumasını beklerken soğuk sularımızı yudumluyorduk.
"Boşa yorulduk."dedi bana doğru bakarken.
"Dalga geçeriz, kazandık nasıl olsa."
"Onlar kazansa kavga çıkardı."dedi gülümseyerek.
"Emin ol çıkardı." dedim minik bir kahkaha atarken.Başımı omzuna yasladım "Kaos istiyorum." diye mırıldandım. "Güzel olurdu."
"Kaldır o koca kıçını, zil çalmak üzere." diyerek elimden tutup kaldırdı.
"Kıçım çok güzel bi'kere. Kurban ol."bunu söyledikten sonra hızla ondan uzaklaşmıştım. Çünkü her seferinde elliyordu beni.Sapık.
Derslere girmiş, okul bitmişti. Şimdi de Burçin ile eve doğru ilerliyorduk. O sırada da konuşuyorduk işte. Hayır canım, ne dedikodusu? Olur mu öyle şey?
Apartmanda oturuyorduk. Ve herkes herkesle iyiydi. Bu bazen sinir bozucu olabiliyor. Bazen ise oldukça iyi. Altı katlı bir apartmanda oturuyorsanız kız gecelerini biraz sessiz yapmalısınız. Ama kim sessizce eğlenebilir ki?
Her neyse.
Ve yine asansör fotoğraf maceralarından biri. Burçin'in sırtına çıkmış elimi tavana doğru uzatıyordum. Burçin ise dengede kalabilecekmiş gibi ayağını kaldırmıştı.
Bilin bakalım ne oldu?
Asansör kapısı açıldı. İçeri tanımadığınız bir erkek girdi. Ve biz dengemizi kaybedip yere düştük. Bizim gibi sakarlardan da bu beklenirdi.
"İyi misiniz? Yardıma ihtiyacınız var mı?"dedi çocuk. Ben ayağa kalktım hemen ve arkadaşıma elimi uzattım.
"Teşekkür ederiz. Çok naziksin.""Lafı olmaz. Burada mı oturuyorsunuz?" ikimiz de onu onayladık.
"Buraya yeni mi geldin?"
"Malesef, sadece burada misafiriz." gülümseyerek cevapladı beni. Anladığıma dair kafamı salladım."Görüşmek üzere!"asansörden indiğimizde arkamızdan seslendi.
"Görüşürüz."Burçin yan daireye girerken ben de çantamda anahtarımı bulmaya çalışıyordum. Ama her zamanki gibi bulmam milyon saatimi almıştı. Eve girmiş, ikinci kez izleyeceğim Sex education dizisine başlamak için patlamış mısır ve atıştırmalıkları masaya koyuyordum. Seviyordum diziyi. Ve hazırım.
Her neyse.
Mert ve Burak diye arkadaşlarımız var onlarla da çok yakınız beş yıldır. Herkesle samimiyetimiz vardır. Herkesle iyi anlaşırız. Ama yani... Ama ne bileyim. Kimse bizim gibi değil ki.
Fazla mükemmel.
Teşekkürler, teşekkürler. Çok naziksiniz.
Eveet. Geldik dizideki masum sahnelere. Hep oraları atlarım. Valla atlarım. İşte tam o sıra da kapı çaldı. Bu bir tesadüf? Hiç sanmam. Koşarak çalan kapıya baktım. Kapıda ki de kim? Minnoş alt komşumuz Hatice Teyze.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gülümse Çekiyorum || Yarı Texting
HumorAnonim: Ne zaman geliyorsun? Anonim: Beni çok beklettin, beni ekmedin değil mi? Bade: Gelmiyorum. Bade: Sen de daha fazla bekleme.