b e ş

31 6 7
                                    

Medyada müq bir şarkı var.

Arkadaşlar bölüm atlamış olabilirsiniz. Eğer okuyorsanız, bölüm atlamadığınızdan emin olun tşk syglr.
:*

Okul çıkışı yine dışarıya çıkmak istemiştik.
"Senin Anonim yazıyor mu hâlâ, bacım?"diye sordu Burak. Burçin'den ona doğru döndüm "Evet yazıyor."
"Neden cevap veriyorsun?"diye konuşmaya dahih oldu Umut. "Çünkü keyfim ve kahyası ona karar verdi."diye cevap verdim. Ona neydi canım.

"Deliye bak ya. Kızım sana da soru sorulmuyor."
"Sorma oğlum bana soru." dediğimde bana cevap olarak sadece gülmüştü.

OF GÜLMESENE BE!

Ben de onu gülmesine karşılık yüzümü buruşturmuştum. O da "Çirkin."diye fısıldadı ama sessiz değildi çünkü ben duymuştum. Ben sessiz kalır mıyım? Asla, kesinlikle çemkirmeliyim. "Sensin be çirkin. Git aynaya bak alâsı var."dememle masadakiler "Uiiyy" diye sesler çıkarmaya başlamışlardı.

Ama o benim gibi sinirlenmemişti aksine daha da keyiflenmişti. Bu beni fazlasıyla çıldırtmaya yetmişti. "Sen niye gülüyorsun ya? Of gülmesene! Aptal!" dediğimde birden ciddileşti. Acaba ağır mı geldi? Aptal mı? Hiç sanmam. "Bade sen ne diyorsun? Çok alındım."diyip bu sefer minik bir kahkaha attı. "Ha ha ha!"diye söylendim. Kollarımı birleştirip cebimden telefonumu çıkardım.

Acaba anonime yazsam mı diye düşündüm. Ama vazgeçtim. Aman canım, bana ne?

Burçin'e dönüp gitmek istediğimi söyledim. "Neden ki?"diye sordu Umut. Sana ne kanka? "Merak etme canım, senin yüzünden değil."
"Ha ha ha Badem. Bir kere düzgün konuşalım."
"İstemiyorum ben düzgün konuşmak." dedim kaşlarımı çatarak.
"Tam bir cadısın!"
"Sen de aptalsın!"
"Nerden buluyorsun böyle hakaretleri? Çok yaratıcı."
"Seninki sanki benimkinden farklı!"
"Bir kızla nasıl konuşacağımı biliyorum."
"Belli oluyor!"
"Bir de ,ya he he, der misin?"dedi dalga geçerek.
"Biliyor musun? Değmezsin. O yüzden, muhattabım değilsin, diyip gidiyorum, tatlım!"

Diğerlerine baktığımda, Burçin de dahil,  kocaman gülümsüyorlardı. "Sakın öyle bir hatada bulunmayın!"
"Ne gibi?" diye sordu Burak. Sorduktan sonra Umut, Burak'ın kulağına bir şey söylemişti. Söylediği şey ile ikisinin de suratı düşmüştü. "Shiplemek gibi!" diyerek karşılık verdim ama dememle masadaki herkesin yüzü düşmüştü. Burçin ise ayağa kalkmış, vedalaşmak için onlara ilerlemişti.

"Biz de gidelim artık arkadaşlar. Görüşmek üzere!" derken ben de vedalaşıyordum. Umut'a geldiğimde "Şaka yapıyordum. Biliyorsun değil mi?" diyerek gülümsedi. Daha doğrusu çalışıyor gibi bir hali vardı.

"Biliyorum. Boşver." diyerek gülümsedim ve aramızda nezaketen yapılmış kısa bir sarılma geçmişti.

Cafe'den çıkarken bilin bakalım be oldu?

Ayağım kapıya takıldı ve düştüm. Burçin hemen elimden tutup beni yere oturttu. Çünkü kelimenin tam anlamıyla yerde yatıyordum. Yanıma gelmişlerdi ve iki dizim de kanamaya başlamıştı. Mert  hemen bir garsondan ilk yardım malzemelerini istedi. Minik bir kaos yaratmıştım. Umut ve Burçin hemen yanımda,  Mert önümde, Burak ve Selin de kenarda duruyorlardı.

"Canım acımıyor, ben eve giderim."dedim ama kalkmadım.

Hemen sataşmaya başlamalıydım. "Beni bu kadar önemsediğinizi bilmiyordum." diyip gülmeye çalıştım. Mert ise bana sert bakmıştı. Mert hemen minik çantayi alıp dizimi kendine doğru çekti. Ben de ağzımdan kaçan inlemeye engel olamadım.
"Yavaş olsana oğlum!" diye söylendi Burak.
"Pardon kuzum, iyi misin?"diye gözlerini dizimden ayırıp bana baktı Mert.
"Aslında sıkıntı yok. Yarabandı yapıştırsan geçer." dediğimde Selin, Mert yerine konuştu.
"Yarayı temizlemesi gerek. Normal olarak biraz acır."
"Nasıl yaniiaaah?" Eğer cümleme devam edebilseydim oksijenli su ne zamandan beri acıtıyor diyecektim. Anladım ki oksijenli su değil. Mert dizime kolanya(!) dökmüş.

Azıcık dinlendikten sonra aceleyle eve doğru yürümeye başlamıştık. Şanslıyız ki, evimiz her yere oldukça yakın. "Daha iyisin değil mi?" diye sordu Burçin bana dönerek.

"Eğer bir daha sorarsan ağzına kürekle vururum. Acımadı fazla, yeter, sus artık."
"Ama ağladın."
"Sadece biraz yandı. Artık çok iyiyim." Mert yarama kolanya dökerken Burçin, arkasını dönüp biraz ağladığını söylemişti. Burçin, kan görünce dayanamıyor, ben düşünce de ağlamış. Normalde Mert, oksijenli su döker sanmıştım. Ama canım arkadaşım acıyacağını bile bile kolanya dökmüştü. 

Eve vardığımızda, gelen mesajlara bakmamayı düşünmüştüm. Asla konuşmak istemiyordum.

Odama girdiğimde annem aniden içeri girdi. "Anne lütfen kapıyı çalar mısın? Ben genç bir kızım."
"Ayağına ne oldu?" Canım annem hemen de farketti. Gülümseyerek ona gerçeği söyledim. Yalan asla söylemem, asla yani.

"Ah be sakar kızım, az dikkatli olsana!"diye minikten beni azarladı. Kadın, ben düştüm burda sen ne diyorsun! "Peki anneciğiim dikkatli olurum."dedim gevşek bir tavırla yatağa uzanırken.

"Neyse sen üzerini çıkar. Aç mısın?"diye sorduğunda başımı olumsuz anlamda salladıktan sonra "Peki o zaman acıktığında bana söylersin annecim." diyip odadan çıktı. Benim annem diye demiyorum?, çok tatlı bir kadındı ayol. Maşallah tü tü tü.

Telefonumu açtığımda mesajları bildirim çubuğundan okumayı düşünmüştüm.

-05****: Selam. (18:48)

-05****: Bu gün çok kötüyüm.  (18:48)

-05****: Çünkü seni kötü gördüm.  (18:49)

-05****: Daha iyi misin?  (18:54)

-05****: Eve geldiğine eminim.  (19:07)

-05****: Gördüğünde mesaj at olur mu? (19:07)

-05****: Telefonun başında çaresiz bekliyorum. (19:12)

-05****: Mesajlarımı görmen gerekirdi.  (19:12)

-05****: Sen elinden telefonu bırakmazsın ki. (19:12)

-05****: Bana kızgın mısın? (19:13)

-05****: Ne yaptım ki ben?  (19:13)

-05****: Bak mood (19:13)

Bade: Aptal! Pizzaya bayılırım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bade: Aptal! Pizzaya bayılırım.  (19:15)

___
Oy verin oy oy oy
___
Lütfen
___
tşk. :*
___
Beni eleştirin ki kendimi geliştirebileyim ♡

Gülümse Çekiyorum || Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin