Öğle arasının geldiğini haber veren zilin sesiyle Burçin ile beraber okuldan dışarı çıktık. Hamburger yemeye gidecektik. O gün sinemaya giderken hep yanımda durmuş, benden özür dilemişti. Onu yanlış anladığımı söylemiş, konuyu en başından anlatmıştı. Ve bu sayede Burak ile arasındaki olayı öğrenmiştim.
Ben onların yanından ayrıldığımda -ne zaman bilmiyorum- bir konu üzerinden tartışmaya başlamışlar. Söylediğine göre hangi konu olduğunu hatırlamıyormuş bile. Önemsiz olduğunu düşünmüş bana söylememiş. Yine de biraz kızmıştım ama pek takılmadım. O zaman da Burak ile konuşuyormuş. Benden de refleks olarak gizlemiş. Şüpheli gibi görünebilir ama ben anladım yalan söylemiyor.
Cumartesi günü çok güzel geçmişti. Sinemada biz değil en çok Burak korkmuştu. Hatta çığlıklarını hâlâ hatırlıyorum. Mert'in kendini nasıl çığlık atmamak için zorlamasını. Bize komedi gibi gelmişti. Umut ve Selin çok iyi insanlardı ve çok sevmiştim.
Akşam anonimle konuşmuştuk. Kısa kesmiştim. Onunla konuşmanın tek nedeni eğlenmek istemem. Çünkü hâlâ duyguları olduğuna inanmıyorum.
"Badem, kuzum."dedi Burçin yemek yiyeceğimiz yere oldukça yaklaştığımızda.
"Efendim?"
"Fazla derin dalma boğulursun." dedikten sonra parmaklarımı boğazıma doğru götürüp kusarmış gibi ses çıkardım.
"Benden uzak dur, lütfen."dediğimde ikimiz de güldük.Masaya doğru adımladığımızda karşı masada oturan, Buse ve arkadaşlarını gördük. Aynı sınıftaydık ve oldukça iyi anlaşırdık. Ve onlar da bizi fark etmişken, selam vermemek olmazdı. "Selam kızlar!" diye şakıdı Buse. Çok enerjik, tatlı ve nazik bir kızdı. Bu da herkes tarafından sevilmesine neden oluyordu.
Onların masasına ulaştığımızda karşısında oturan Yelda, bize yemeği beraber yemeği teklif etmişti. Reddetmemiştik, çünkü neden olmasın?
Siparişlerimiz geldiğinde bildirim sesiyle telefonumu cebimden çıkardım.
-05****: Selam bebeğim! Ne yiyorsun?
Bade: Bana. Bebeğim. Deme.
Bade: Hamburger.
-05****: Şimdilik demem peki
Bade:
Bade: Bb.
-05****: Bb
-05****: Dur sıkılırım gitme
Bade: Oyuncak mıyım ben amk malı!
-05****: Yanlış olmuş
-05****: Sıkılırsın diyecektim
Bade:
-05****: Yiaa Bade şka yaptım
Bade:
-05****: Özür dilerim, kırılacağını düşünmemiştim.
Bade: Dalga geçiyordum.
Bade: Ama zaten sen beni kıramazsın. (Gönderilmedi)
-05****: Korktum kız.
-05****: Konuşmak istemezsin diye düşündüm bir an
-05****: Hadi yemeğini ye. Zaten kahvaltı yapmıyormuşsun
Bade: Seni üzmek istemem. Ama ben seni sevmem. Bence vazgeç.
-05****: Bunun olmayacağını sen de biliyorsun.
Bade: Üzülen sen olursun. Umrumda değil.
Bu durumdan sıkılmıştım. Özgüvensiz birisin ve benim seni sevmemi mi bekliyorsun? İnanıyorum ki yakın bir zamanda bana yazmayı bırakırdı.
Beş kız masada oturmuş, yemeklerimizi yavaş yavaş yiyorduk. Sohbet oldukça sürükleyiciydi ve herkesin nefes almadan konuştuğuna yemin edebilirdim. Aynı zamanda zilin çalmasına da az bir vakit kalmıştı."Acaba derse girmesek mi?"diye bir fikir attı ortaya, çaprazımda oturan Eda. Oldukça mantıklıydı, matematikçi tam bir uyuzun tekiydi.
"Bizim için sorun yok."dedi Burçin bana bakarak. "Kesinlikle."diyerek onayladım onu. Buse ve Yelda ise bu fikre bizim kadar katılmadığı gözlerinden belli oluyordu."Hoca anında aileme söyler. Yani beni unutun kızlar." diyerek dudaklarını büzdü Buse. "O gitmezse ben hiç gidemem. Ama sorun değil. Umarım eğlenirsiniz." dedi Yelda da. Onlar kuzendi. Her okulda illaki bulunan türden. Burak ile Umut gibi.
"Ama sizsiz eğlencesi olmaz."dedi Eda arkasına yaslanarak. Yelda ise ona karşılık olarak "Matematiğimiz pek iyi değil malesef. Senin de değil. Aramızdan kimsenin iyi değil. Dersi dinlerseniz hiç bir şey kaybetmezsiniz." dedi.
Sıkıcı kanka, sıkıcı!
Eda kavga istemediğini söyleyip konuyu kapattılar. Bir kaç saniye sonra Burçin konuşmaya başladı. "Biz de gitmeyiz, belki okul çıkışı gideriz." biraz durduktan sonra ekledi "Başka bir gün."
"Haydi o zaman kızlar kalkın geç kalmayalım." dedi Buse ayağa kalkarken. Zilin çalmasına az bir zaman kaldığını bildiğimizden, fazla beklemeden kalktık. Herkes kendi hesabını dedikten sonra yola koyulduk. Ama okula yaklaşmışken aniden zil çaldı. Bu kadar erken çalacağını beklemediğiniz bir gerçekti. Ve mükemmel canım hocamız sınıfa öğrenci zilinden önce gelirdi.
Ne güzel.
Ve hocanın boş konuşmasını çekmek istemediğimizden dolayı koşmaya başladık. O hoca çekilmez yaşının tekiydi. Emekli olması gerekiyormuş ama olmamış. Niye ya, niye? Sınıfa girdiğimizde hocanın bizi umursamadan hemen geçin yerinize demesiyle tamamen hipnoz olmuştum. Çok şaşırtıcıydı. Ama sevinmem gerekti. Zaten öyle yaptım. Gülümseyerek yerime adımladım.
Bu adam geçen bizi disiplinle tehtid etmişti. Yaşlı bunak!
____
Sakın oy vermeyi unutmayın awsular! ♡
____
Beğenmediğiniz kısımları benimle paylaşırsanız çok sevinirim. ❄
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gülümse Çekiyorum || Yarı Texting
HumorAnonim: Ne zaman geliyorsun? Anonim: Beni çok beklettin, beni ekmedin değil mi? Bade: Gelmiyorum. Bade: Sen de daha fazla bekleme.