"Evine hoş geldin fıstık!"

534 21 2
                                    

14 yaşında deli olduğumu sanıp beni 'Akıl Hastanesine' kapattılar.Aslında deli olmadığımı biliyordum.Ki bunu her doktora,hemşireye dememle daha da deli olduğuma kanaat getiriyorlardı.2 yılımı burda harcadım.Bu aptal hastanede.Sonunda çıkıyordum.Evimi,odamı,ailemi,arkadaşlarımı her şeyi özlemiştim.Ağır adımlarla kapıya yöneldim.O esnada Melike Teyzemi gördüm.Koşarak yanıma geldi.Hemen ona sarıldım.Artık güvendeydim.Rahattım.

"Su,tatlım ne kadar büyümüşsün!"dedi.Ağlamaya başladı.Yüzümü buruşturdum.

"Teyze,ağlama cidden."dedim.Yüzünde ki yaşları sildi.

"Tamam,tamam."

Arabaya bindiğimizde teyzem ;

"Evde hepsi seni bekliyor."dedi.

"Annem ve babam,evde değil mi?"

"Maalesef.İş gezisi için Bursa'ya gittiler."

"Anladım." Hayır anlamadım.Kızları hastaneden çıkıyor ama onlar iş derdinde.

"Hemen yüzünü asma.En yakın zamanda gelecekler."dedi gülümseyerek.Bende gülümsedim.Arabayı durdurdu.Koşarak eve gittim.Acaba nasıl karşılayacaklardı?Unutup sanki uzak bir yerden dönüp burda yaşayacakmışım gibi düşünmelerini istiyordum.Kapının zilini çalıp bekledim.Kapıyı Safiye Sultan - tontişim yemeklerini özledim.- açtı.

"Tontişim!"diye bağırarak ona sarıldım.O esnada yukardan depar atarak Akın,Cihan ve Bora geldi.Arkasından kadim dostum Elif belirdi.Çığlık atarak onlara koştum.Hepsine tek tek sarıldım.

"Evine hoş geldin fıstık!"dedi abim Cihan.

"Yomoklor horoko Sofoyo Solton!"dedim.Ağzımda 4-5 sarma olunca böyle oluyor tabii.Akın,Bora ve Abim bana tip tip bakıyorlardı.Elif kendinden alışık zaten.Tabağımdaki herşeyi silip süpürdükten sonra masadan depar atarak kalktım.

"Eline sağlık Safiye Sultan!Ben yukardayım.Elif yemeğini bitirince kamon beybisi."dedim.Merdivenlerden üçer üçer çıktım.Dolabıma bakmak için açtığımda sonuç harikaydı.Birileri dolabımı yenilemişti.Özenle harika kıyafetlere bakarken içeri Elif daldı.

"Önemli değil,değil.Evet ben ve teyzen düzenledik."dedi.Koşarak üstüne atladım.

"Kalk lan üstümden!"diye cırladı Elif.

İkimizde ayağa fırladık.

"Elif?"

"Ha gülüm?"

"Ya beni bir kuaföre götürsen saçıma şekil felan verdirsen canısı?"dedim.

"Tamam gideriz."dedi.

Ertesi gün Hasan Abi - şöförümüz olur kendisi - kuaföre fırlattı.Saçlarım baya baya uzundu ama cansızdı ve kırıklardan dolayı uzamıyordu.

"Ben karar vereceğim."dedi Elif.

"Boyundan elletirsen döverim."dedi sakince.Bu hareket her zaman korkutmazmıydı?Elif küçük dağları ben yarattım edasıyla kuafôre girdi.

2 saat sonra - abartısız - saçım şekil almış ve aralara mavi boya attırılmıştı.Elif,mavi rengine aşıktı bu yüzden o da aralara attırdı.Elif'i beklerken telefonum çaldı.Eren arıyordu.

"Alo?"

"Birileri bizi unutmuş.."

"Qes Eren.Ereğn!"

"Efendim canısı?"

"Ben seni çok özledim kıvırcığım."

"Bende seni fıstık.Nerdesin?"

"Elifl'e kuafördeyiz."

"Ben kaçayım o zaman.İkiniz oraya girdiyseniz çıkamazsınız."dedi.Kahkahayı bastım.

"İşimiz bitti.Gel bizi kaçır pikaçu!"dedim.

"Tamam.Dur tahmin edeyim.Mavi Yıldız'dasınız?"

"Hehe gel hadi."

∞...∞
Merhaba,merhaba.Öncelikle benim için 1 okur,bir yorum ve bir vote çok önemli.
İnşallah bir gün OJA! diye bağırırım.Şimdilik 1 vote sınır.Umarım beğenirsiniz.

Yeniden °düzenleniyor°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin