Umarım beğenirsiniz ^^
"Ateş,ben mahvetmek istemezdim ama..tedirgin oldum işte."dedim Ateş'e.Gülümseyerek bana döndü.Bu gülümseme sanki o kadar tanıdık ve anılarıma o kadar benziyordu ki..
"Sana özgü değil.Bu benide tedirgin etti."dedi.Bu sefer ben gülümsedim.
"Hava kararmadan dağ evine varalım."dedi ve elimden tutup arabaya götürdü.Beni kaybetmekten korkar gibi endişeli,elinden kayıp gideceğimi düşündüğü için sıkıydı beni tutuşu.
"Dağ evi daha güvenli."dedi arabayı çalıştırırken.Kafamı salladım ve müziği açtım.Ayarlanmış gibi şarkı başladı.Teoman-Kupa Kızı Sinek Valesi.Şarkı eski olsada benim için her zaman en sevdiğimdi.
Bir iskambil falında,
Çıkmıştık birbirimize.
O güzel kupa kızıydı,
Sinek valesiydim bense.
Gece yarısı o perşembe,
Rastladım köprü üstünde.
Ağlama dedim o ağladı.
Trabzanlardan indiğinde.Ayağıma ritim tutarken Ateş,Teomana ayıp olmasın diye eşlik etti.
"Saçların mı ıslak yoksa ıslak mı yaşamak dedim,senin için rüzgarda hep yağmur mu var?Gözlerin mi daldı yoksa sıkıldın mı sorulardan hiç geçmez mi gözlerinden bu sonbahar?"derken ben devam ettirdim.
"Bir kartanesi ol kon dilimin ucuna,bir kar tanesi eri ağzımda.Sırılsıklamdı,soyundu.Vücuduma dokundu.Biraz prüzlü tenimde,yaşam hücrelerimi buldu.Mutluydum,uyudum sarıldım sayıklarken.."derken araba durdu ve Ateş dağ evine baktı.Bir araba vardı."Annengil felan mı?"dedim.O gergindi.Bende.
"Sanmam."dedi ve indi.Arkasından onu takip ettim.Kapının anahtarını çıkardı ve kapıyı açtı ve hızla içeri girdi.Elimi sıkıca kavradı ve seslerin olduğu yöne doğru merdivenlerden çıkmaya başladı.Soldan ilk kapıdan ses geliyordu.Yaklaşıp dinlemeye başladık.
"Bırak lütfen,en mutlu günümde yapma!"diye biri bağırdı ve ağlama sesleri geldi.Bu ses,bu ses Eylül'ündü.
"Şşh,lütfen ağlama.Sana zarar vermiyeceğim...''dedi bir erkek sesi.
"Dokunma bana!Bana yaklaştığında,dokunduğunda bana zarar veriyorsun zaten.Pisliğin tekisin!"diye bağırdı Eylül.Ateş dayanamayıp kapıyı açtı.Mert,Eylül'ü köşeye sıkıştırmış duruyordu.Her şey çok hızlı oldu.Ateş hınçıyla Mert'e yumruk attı.Eylül köşeye sindi ve ben,ben boş çabalarımla onları ayırmayı denedim.Ve sonrası tam bir muamma.Ateş Mert'i apar topar kapı dışarı etti ve gelip Eylül'ün yanına oturdu.Daha büyük bir kavga olmadığına seviniyordum.Eylül şok etkisiyle yere bakıyordu.
"Hastaneden,nasıl çıktın?"dedi Ateş.
"Çıkış günümdü.Sizi aradılar ama telefonunuz kapalıymış.Annem ve babam iş seyahatı için dışardaydı.Mert geldi aldı beni ve buraya getirdi."dedi Eylül.Fazla saf ve korumasızdı.Ama asıl kıyamet şimdi kopacaktı.Ateş,ne konuştuklarını soracaktı.
"Peki,bizimle dağ evinde kalacak mısın?"diye sorunca şaşırdım.Eylül başını yukarı aşağı salladı.
"Odanda kalabilirsin."dedi Ateş ve odadan çıktı.Eylül derin bir iç çekti.
"Abim öğrenirse ne olacak ?"diye sordu Eylül.
"Bilmiyorum.Mert'i öldürebilecek kadar ileri gidebilir.Çünkü sana herkesden çok değer veriyor."dedim.Anlamışcasına kafasını salladı.
"Hadi odana git.Yorgunsundur."dedim hafif tebessüm ederek.Odasına gidince derin bir nefes aldım.Ateş neredeydi bilmiyordum.Aşağı mutfağa indim.Girerken görmüştüm.Mutfakta değildi.Mutfak,gerçekten çok güzeldi.Ada mutfakları hep sevmiştim.Duvarda resimler asılıydı.Bakmaya başladım.Tabikide bir kızla fotoğrafını görmedim.Ailesi ile fotoları vardı.Eylül ile.Mert ile.Fotolara baktıktan sonra yukarı çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeniden °düzenleniyor°
ChickLit"Seni kaybettim sandım.."dedim,deli gibi ağlıyordum.O güven verici bir şekilde bana sarıldı. "Seni asla bırakmam demedim mi ben?"diye sordu. Başımı salladım ve onun 2 yıl geçsede değişmeyen güven verici kollarına kendimi attım. ∞ Tüm gerçeğin bu olm...