Bar

127 4 2
                                    


Multimedia Gece

Gece'den

Benim gözlerim deniz mavisi değil ki su yeşili.

Aklımdan bu geçiyordu işte. Ben ne dedim öyle ya. Tam bir malım. Neyse çocuğun nefesini kestim ya o bana yeter. Böylece onunda benim kontrolüme girdiği anlaşılır. Dinler beni karşı gelmez. Sorun yok. Yani umarım.

Gerçi Gündüz biraz değişikti. Sanki abim ve annemden aldığım o huzur verici koku ondada vardı. Onu görünce aklıma abim geliyordu. Abimin kaşında olduğu gibi onunda dudağında siyah halka bir piercing vardı. Yakışıklıydı. Belki o farklıdır diye düşünmüştüm ama kesin o da öbür erkeklerden farksızdır. Sonuçta hepsi birer dümbük değil mi? Hayatımda farklı ve gerçekten iyi kalpli birkaç erkek tanıyordum. Biri ölmüştü. Öbürü de bizim barda çalışan Mert abiydi. Mert abi, abimin sevgilisiydi. Abim öldükten sonra ise kimseye aşık olmamıştı.  Bu yüzden onu çok severdim. Bana abimden kalmış biri olarak görürdüm. Bizim barda barmen olarak çalışıyor ve tüm arkadaşlarım onu tanıyor. Bunları düşünürken araya Gülce girdi:

- Gece, Geceeee kızım okul bitti kalksana mal. Bara yetişicez daha.

- Aynen biraz seri hadi aslanım hadi.

Bu konuşanda Yağmur. Kendisi hiçbir şeyi ciddiye alamamakla meşurdur. Sabah Gündüz'e şakayı da o yapmıştı. Kendimi tutmaya çalışsamda istemsizce gülmüştüm.

Gülce ise en mantıklı olanımız. Ayrıca bizim gibi sap sap dolaşmıyor etrafta. Sevgilisi var. Hatta o kadar sadık ki bu yıl 2. yılları. Sevgilisi Ateş. Ateş'in birde ikizi var. Alev. Ateş ve Gülce çıkmaya başladığından beri Alev'i de sık sık görüyoruz. Bu yüzden o da bir nevi bizden sayılır. Hatta bizden.

Sıramdan ağır ağır kalktım.  Otura otura götüm uyuşmuş lan. Yağmur:

-Bugün kendine yeni bir hedef seçtin mi Gece hanım?

Dedi.

Düşündüm.  Aklıma biri gelmedi. Bande kafamı iki yana salladım. Böyle söyleyince kolunu omzuma attı.

-Vayyy yılların kazanovası Gece Özdemir'in de bazen molaya ihtiyacı oluyor demek ki.

Ters ters baktım.  Tam adımın kullanılmasını sevmediğimi biliyorlar. Sonuçta şuan beni babama bağlayan sadece o var. Ve ben o piçle aynı soyadı taşımaktan nefret ediyorum. Üvey abimin aynı soyadı taşımasından nefret ediyorum. İkisinden nefret ettiğim kadar kimseden nefret etmiyorum. Hatta Sevgi orospusu ve yanındaki sürtükler bile benim için daha değerli. Bu yüzden farklı bir eve taşınmam için babamı zorladım. Her şeyi herkese anlatırım dedim. Sonuçta abim intihar ettiğinde cesedinin fotoğrafını çekmiştim. 14 yaşında bir kız için normal bir şey değildi bu. Ama o zamandan hayal etmiştim neler yapacağımı. O beni tehdid etmişti bende onu. Yağmur bunları düşündüğümü anlayınca özür diledi. Kafamı salladım. Bana sarıldılar. Kardeşim sayılırlardı. Bara doğru gittik bizde.

Gündüz'den

Ateş beni aramıştı. Hemen hazırlan demişti. Bende siyah bir t-shirt ve kot pantolon giyip deri ceketimi de üstüme geçirip aşağı inmiştim. Evime baktım. Yalnız yaşıyordum. Ailemi geçindirmeye çalıştığım onca yıldan sonra kendime bir apartman alabilmiştim. 1+1 küçük bir dairem vardı. Aşağı indiğimde siyah bir spor araba gördüm. Önünde arabaya yaslanmış bir Ateş ve sürücü koltuğunda bir Alev vardı. Beni görünce Ateş beni selamlamış ve Alev'in yanına oturmuştu. Bende arkaya geçince araba  hareketlendi.

-Nereye gidiyoruz Ateş?

-Bizim okulun takıldığı bara.

-Ama ben içki içmem ki.

Alev gülmeye başladı. Ateş'te. Ben bozulmuştum ama çaktırmadım. Bara ulaşmıştık. Barın adı Pluto Bar'dı. Barın adı tuhaf gelmişti. İçeriye girince alkol kokusu burnumu deldi geçti. İçerde Mika'nın Relax Take It Easy şarkısı çalıyordu. Yavaş bir şarkı olduğu için pistte fazla insan yoktu. Barı biraz süzdükten sonra farkettim. Hasiktir! Burası benim çalışmaya başladığım bardı.

Okunma olmazsa yazasım gelmiyo. Böyle kötü bölümler yazıyorum. Okuyucular arkadaşlarınıza tavsiye ederseniz mutlu olurum. :)

Siyah YıldızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin