Siyah Yıldız

Kıskanç

Multimedia Buse ve bölüm şarkısı ( Of Monsters and Man - Little Talks) var. İyi okumalar :).

Buse'den:
Bu sene farklı bir okula başlayan birkaç kişiden biriydim bende. Geçen seneki okulumun orospusuydum. Bu seneye başlarken farklı olacak demiştim kendime ama egoma zarar veriyordu bu. Ego fazlalığı olan kişiler bu gerçeği genelde kabul etmezler ama benim kendi egomdan haberim var. Notlarımı iyi tutamıyorum. Yetenek deseniz her şeyden azcık var. Hiç tam bir yeteneğim yok. Bir şey hariç. Orospuluk. Böyle söyleyince saçma oluyor biliyorum ancak yaptığım şeyin tam tanımı bu. Okula başlayalı yaklaşık bir ay olacak benimse tek tük ezik arkadaşlarım var. Bu durumda kalamam. Bu yüzden bir karar aldım. Hazırlanın millet! Popüler Buse dönüyor.
Öncelikle okul başladığından beri taktığım gözlüklerimi çıkarttım. Gözlerim çok bozuk değildi sonuçta bir ara lens alırdım. Sonbaharın getirdiği soğuktan korunmak için giydiğim kalın külotlu çorabı çıkardım. Eteği kıvırıp götümün hemen altına gelecek şekilde çektim. Gömleğin iki üç düğmesini açıp biraz dekolte verdim. Saçlarımı yaptığım sıkı topuzdan kurtarıp düzleştirdim. Okulun makyaja fazla kaçmadıkça izin vermesinden yararlanarak doğal makyaj gibi görünen ama kafanı boya kutusuna sokmuş gibi makyaj yapılan bir video açıp kadının dediklerini yaptım. İyi görünüyordu. Kendimi tebrik ettim. Sonra aynanın karşısına geçip tekrar kendime baktım ve nefes verdim. Hoşgeldin Buse.
Ayakkabılarımı giydim ve çantamı takıp okula yürüdüm. Benim bir geleneğim vardır. İlk başta kendime bir hedef seçerim. Onu tavlamadan da devamını getirmem. Hiçbir zaman bu konuda zorlanmadım. Bu yüzden sorun olmaz diye düşünüyorum.
Sınıf kapısından girdiğimde gözlerimi kapattım. Açtığımda gördüğüm ilk kişi ilk avım olacak. Gözlerimi açacakken biri bana çarptı. Yere düştüm ve gözlerimi açtım. Karşımda sarı saçlı mavi gözlü bir çocuk bana elini uzatıyordu. Öbür yandan eteğim düşünce açılmıştı. Bu yüzden kafamı çevirdiğimde bana bakan çiftlerce farklı göz vardı. Umursamadan çocuğun elini tutup kalktım. Aynı anda ilk avımın tipsiz olmadığı için içimden mutluluk dansları yapıyordum. Çocuk elini ensesine koydu ve gülümsedi.
- İyi misin? Bir yerin acıdı mı?
Evet bir zamanlar bir yerim hep acırdı. Bir şey olmamıştı ama bu çocuğu çabuk ele geçirmeliyim. Kafamı iki yana salladım. Sonra normal gidiyor gibi yapıp düşme taklidi yaptım. Tabiki refleks olarak beni tuttu. Bende yakınlığımızdan yararlanarak ellerimi göğsüne koyup ona masum masum baktım.
- Çok teşekkür ederim.  Çok naziksin.
- Gurura gerek yok. Hepimiz arkadaşız zaten. Gel seni hemşireye götürelim.
Kafamı onaylarcasına salladım. Arkadaşız kısmını arka sırada bize çatık kaşlarla bakan kıza bakarak söylediğini fark ettim. Kızın benim rakibim olduğunu anlayarak kendimi yere attım.
- Şey, sana zahmet ama dizim çok acıyor beni taşır mısın?
- Tabi.
Başta şaşkınca bakmıştı. Bir an kabul etmeyecek sandım. Gerçi bu çok saçma olurdu. Hiçbir erkek benim gibi birini taşımak gibi bir seçenek varken hayır demezdi.
Bu sefer biraz zorlanacağım gibi geliyor ama hallederim.

Gece'den:

Gündüz kızı taşırken içimde kıvılcımlanan ateş kor halinde yanmaya başlamıştı. Aynı zamanda gözüm kızın belini tutan elinin üzerindeydi. Dışarı öfkemi vurmuyordum ama o el biraz aşağıya inecek olursa Gündüz'ün başına kötü şeyler gelecekti. Kızsa sanki bana inat yaparmış gibi habire yerinde zıplıyor Gündüz'ün elini kıçına deydirtmeye çalışıyordu. Kız çıkarken bana göz kırptı. Bende ona her ne kadar umursamaz bakış atmak istesem de bu kızın Gündüz'ün iyice içine düşmesini sağlayabilir diyerek Hoplamayı zıplamayı bırakmazsan o el götüne girecek. bakışı attım.

Gündüz dersin ortasında geldiğinde hocaya durumu anlattı ve yanıma oturdu. Dersten sıkılmış olacak ki bana seslendi:
- Gece?
-Gece?
-Gecegecegece. İstediği kadar seslenebilir almayacaktı o kızı kucağına. Ne düşündüğümü fark ettiğim anda kendime kim olduğumu ve erkekler hakkında ne düşündüğümü hatırlattım. Şuan yaptığım şeyse kıskançlıktı. bu yüzden hemen mal mal kıskançlık yapmayı kesip duymamış gibi yapmaya çalıştım ama bir faydası yoktu. O kızı Gündüz'ün kucağında hayal ettiğim anda sinirleniyordum. Yaptığım en iyi şeyi yaptım bende, duygularımı dışa vurmadım.  Yan gözle Gündüz'e baktım. Bana bakıp piç gülüşü yapıyordu. Sonra sessizce mırıldandı:

- Kıskanç.