Katiller Ve Polisler *Bangtanpink* {ASKIDA}

1.7

bts ve blackpink'in M/V'si aynı zaman da çıkıyormuş yandık amk mal blinkler ve mal armyler rekabete girecek tek isteğim hiç birinin üzülmemesi bence ayni gün çıkması cokta kötü olmadı bangtanpink'i aynı gün görebilicez ehehhe

ay kaç zamandır söylicem unutuyorum
bin olmuşuz ayol

SINIR +9

bu arada NEDEN BEYNİM ÇALIŞMIYOR BEN BU KADAR İĞRENÇ YAZMIYODUM AMK

evet buyrun bölüme geçin

iyi okumalar😘

Kim Jisoo

"Jennie biraz sakin ol,lütfen. Böyle yaparak daha da işimizi zorlaştırıyorsun."

Jennie"Siz Lisa'yı bulmaya çalıştığınızı falan mı sanıyorsunuz. Bu rahatlığınızın sebebini anlayamıyorum."

"Sadece biraz mantıklı düşünmelisin. Jungkook'ta ortalıklarda yok. Büyük bir ihtimal ile Lisa Jungkook ile ve-"

Jennie"Peki Jungkook ile güvende mi? Onları daha yeni tanıyoruz nasıl güvenebilirim ki?"

Rosé"Bak Jennie ben normalde böyle sakin kalacak birisi değilim ama Jisoo'nun anlattığı ihtimaller beni rahatlatıyor. Sen de bunu denesen iyi olacak."

Jennie"Sakin olmak istemiyorum."

"Gelsenize siz benimle bir odaya. Ortalıkta konuşuyorsunuz."

Kızları peşimden sürükleyerek odaya getirdim.

Onlar yatağa otururken ben ise karşılarında dikiliyordum. Bugün patron tarafından bize bir sürü iş verilmişti ama hepsini aksatmıştık.

Eğer Lisa sırf depresyon da diye kaçıyorsa o zaman ben onu öldürecektim zaten.

Ama mantıklı olarak düşününce Lisa kendi isteği ile gitse neden yardım çağrısı göndermişti?

En önemlisi şuan neredeydi ve ne yapıyordu?

Elinde ki peçete ile gözyaşlarını silen Jennie'ye baktım.

Rosé yanında ona sarılmış ağlamamasını söylüyordu.

Kızlara karşı çok rahat görünüyordum fakat içim asla böyle değildi.

Lisa bir şey olacak olması bile beynimi karıncalandırmaya yeterken ölmesi demek bana kafayı yedirtebilirdi.

Ne kadar kötü bir şey olmayacağını rahatlamam gerektiğini kendime söylesem de bu zor oluyordu.

1 gün önce Kim Namjoon:

Namjoon telefonunu cebinden çıkarmış ve bu işi yapamayacağını bildirmek istemişti fakat bunu için çok geç kalmıştı. Ölmek onun hiç bir zaman istemediği bir şeydi. Şimdi göz yumarak ölemezdi.

(off namjoon'u öldürmeye kıyamıyorum~)

Burnunu çekti ve Lisa'yı aramaya koyuldu.
Bipolar hastası gibi hissediyordu kendini.
İki tarafta kalmıştı.
Şuan arafta gibiydi.
Ya cennete ya da cehenneme gidecekti.
bu kadar yaptığı şeyden sonra cennete gitmesi tuhaf olacaktı.
Yani yolun sonuna gelmişken hedefine ulaşmışken zaten cehennemin bir köşesine sürüklenmişken neden cennet için uğraşacaktı ki?
Hayır asıl yanlışta buradaydı.
Hiç bir zaman vazgeçmemeliydi.
Tanrı,her şekilde affedebilirdi.
Önemli olan insanların kendisini affetmesiydi.

Hem düşünüyor hem ilerliyordu.
Ne yapıyordu?

O kızları öldürürse baş koltuğa oturacak ve erkekler ile bir daha asla görüşmeyecekti.
O kızları öldürmezse baş koltuk hayali gidecek,ölmüş olacak ve yine erkekleri asla görmeyecekti.
ama şu ihtimali düşünmüyordu.
O kızlara bir şey yapmadan ölürse herkesin gözünde iyi biri olarak kalabilirdi.
Böylece insanlar küçüklüğünde babasının ondan nefret ettiği gibi nefret etmeyebilirdi.

Son kez düşündü..

o kapıdan girecek miydi?

Ve o bir kez daha şeytana uydu..

o kapıdan içeri girdi artık geri dönüşü olmadığını bile bile.

🏹🏹🏹
nasılsınız ayol

unutmadan şunu söyleyeyim bir önceki bölüm bu bölümün önceki günü
yani;
bu bölümde günlerden salı ise bir önceki bölüm de pazartesi'ydi.
arada gün farkı var unutmayın yoksa hikayeyi kaçırırsınız.

Namjoon'a çok üzülüyorum ya:*(
ama biri ölmek zorunda ki hikayeyi dönüş yaptırabileyim..

BU CÜMLEYİ ASLA UNUTMAYIN!!
biz masumları öldürmeyiz

bu hikayemizin dönüş noktası

neyse fazla uzattım

sizi seviyorum
kendinize iyi bakın
öpüldünüz🐰

yoonnie fav.1
liskook fav.2
jinsoo fav.2
jirose fav.2

31.05.2020
vay be gece yarısı olduğunu unutmuşum diyorum bugün 30 mayıs değil miydi")