Göz kapaklarımın ağırlıklarıyla zar zor açabilmiştim. Solumda duran işkence dolu sesiyle kulağıma dolan alarmı kapatıp ayaklarımı yüksek yatağımdan aşağıya sarkıttım. Bir kaç dakika boş boş durup kendime gelmeyi bekledikten sonra ayağa kalkıp tuvaletteki rutin işlerimi halledip, odaya geçip hazırlanmam 10 dakikamı aldı.
Son kez saate bakıp koşar adımı dış kapıya doğru ilerlemişken annemin arkadan gelen sesiyle birden durdum "Bişi yemeden mi gideceksin?" Dediğinde bıkkın bir nefes verip " Geç kalıcam" dedim ve kapıyı açıp çıktım.
Otobüs durağında 10 dakika bekledikten sonra otobüs gelmişti bu saatte işe ve okula giden çok olduğu için tıka basa doluydu. Zar zor içeri girdiğimde bir çift göz ile göz göze geldim. Beyza. Bana muzipçe gülümsediğin de ben de baş selamı verdim. Okula geldiğimizde birlikte içeri girmemiştik rahatsız olur diye de ben de onunla konuşmamıştım. Sınıfa girdiğim de Kerim ve Emre birlikte sıraların da karton bardaktan kahve içiyorlardı. Yanlarına giderek selam verdim onlarda aynı şekilde selam vermişlerdi.
Arkamdan dokunulan elle arkamı döndüğüm de "Yağız, biliyor musun? Dün gece Beyza ve Kerim tüm gece mesajlaşmışlar." Alay dolu sesle bana gülümseyen Emre'nin ensesine bir tokat yemesiyle gülüşü silikleşti. Ben de biraz kıkırdadıktan sonra " Hayırlı olsun Kerim Allah utandırmasın" diyerek gülümsedim. Kerim bıkkın bir nefes vererek " Oğlum sen de mi ya?!" Diyerek saçlarını karıştırdı.
Tüm gün sınıfta durmuş dışarı çıkmamıştık. Gün içerisin de dünkü Beyza'nın eski sevgilisi olan kişiyi de araştırmış kim olduğunu da öğrenmiştik. Cemal 11.sınıflardan olan biriydi ve öfke kontrolü olmayan biriydi. İdare de onunla ilgili onlarca dilekçe ve disiplin cezası duruyordu. Yani belanın tekiydi. Kerim onu bu kadar gözümüzde büyütmememizi söyleyip es geçmişti.
Öğlenden sonra kantine indiğimizde Beyza ve bir kaç arkadaşıyla konuşurken gördük. Kerim'in Beyza'yı her gördüğün de yumuşayan yüz hatları ona ne kadar değer verdiğini gösteriyordu bence. Sonradan Emre bize kantinin diğer ucun da oturan Cemali gösterdi. O da birkaç arkadaşıyla beraber oturuyor ve sadece Kerim'e bakıyordu. Öfke ve kıskançca bakıyordu. Beyza Kerim'i böyle sinirli görmüş olucak ki hemen yanımıza geldi "Lütfen sakin ol. Sadece seni sinirlendirmeye çalışıyor." dediğin de Kerim Beyza'ya sertçe bakarak "Beceriyor şerefsiz." dedi dudaklarından öfkeyle çıkan tıslayarak. Sonra yanımıza Cemal gelmiş ve "Ucuz malın alıcısı çok olurmuş derler." dedi bu dediğinin Kerime olduğunu anlamıştım. Tabi ben anlayana kadar Kerim onu yakasından tutup duvara yapıştırmıştı bile. "Ne dedin it? Tekrar etmek ister misin?" bu dediği bir öneri değil resmen bir tehtiti. Çocuk onun kolundan kurtularak," Bu çıkışta arka parkta ol." bu resmen bir meydan okumaydı. Kerim bunu duyduğuna mutlu olmuş ki dudakları iki yana kıvrıldı"Geç kalırsan benden daha fazla dayak yemek zorunda kalıcaksın." İşte oldu. Çıkışta bir kavga vardı
Kantinden çıkıp sınıfa doğru yürümeye başladık. Kerim içinde hırs biriktirircesine alt durağını ısırıyor yumruğunu sıkıyordu. Kerim mutlu olmuştu meydan okumayı duyunca. Kerim okulun en güçlü çocuğuydu ona karışan pişman oluyordu.
Sınıfta sırama oturup hep yaptığım gibi sınıfı takip etmeye başladım. Ece yanıma oturdu. "Bunlarla fazla takılma, sen zararlı çıkarsın (!) " Bunu demesi ile oturması bir oldu. Ben afallamış bir şekilde yüzüne baktım. Ece' nin yanına geçen gün fısıldaştığı yakın arkadaşı gelip, benim ile tanışmak istediğini söyledi. Bunu diyince küçük bir gülümseme ile adımın Yağız olduğunu söyledim. Adını Rümeysa olduğunu söylerken, yüzündeki tatlılık ve hoş sesi gerçekten hoşuma gitti. Benimle konuşurken, yüzündeki gülümsemeden rahatsız olan Ece, onu dürtüyodu. Belli ki Ece bana karşı birşeyler hissediyordu. Bunu anlamış ama belli etmemeye çalışıyordum. Daha öncede bu başıma gelmiş ve bundan rahatsızlık duymuştum. Bunu bi daha yaşamak istemiyorum.bunu ona anlatmam zor. Çünkü üzmek istemiyorum.sırtımı yaslanıp,Kerim'in çıkıştaki kavgasını düşünmeye başladım. Acaba kerim, Cemal'e cezasını verecek mi? Yoksa, Cemal Kerim'i dövebilecek mi? Çok merak ediyorum bunu
Beklenen o an geldi. Kerim, ben ve emre okulun arkasındaki parka gittik.
Turuncu ve kırmızı kaydırağı, iki tane salıncağı ve spor aletlerinin olduğu parka geldik. Zemindeki yumuşakığı hissedebiliyorum. Cemal yanındaki 3 arkadaşı ile bizi bekliyordu. Kerim ve Cemal göz göze gelmiş birbirlerine laf atıyor küfür ediyordu. O sırada,Beyza Kerim'in kokundan tutup;" yapma! lütfen. Bırak ne hali varsa görsün!" Dedi. Ama Kerim onu dinlemeden kolundan tutup kenara çekilmesi için uyardı. Beyza kenara çekilerek, ağlamaya başladı. Kerim, onu öylece bırakıp Cemale yöneldi. Kerim'in Cemal'e sert bir yumruk atması ile kavga başladı. Emre, Cemalin solundaki, iri orta boylu çocuğa saldırmaya başladı. Bana sağında duran uzun boylu,esmer,hafif sakallı Çocuk aniden yüzüme yumruk attı. O an sarsıldım ve neye uğradığımı şaşırdım. Etrafımda okulun diğer öğrencileri bizi izliyor,ayırmak akıllarından bile geçmemişti. Ece'nin ağladığını gördüm ve bana dedikleri geldi aklıma 'onlarla takılma zararlı çıkarsın ' lafı ama iş işten geçmişti. Benim,ikinci yumruğu yemem ve gözümün dönmesi bir oldu. Karşımdaki çocuğa önce yakasından tutup yumruk atmaya başladım. Yere düştük. Ben yerde yumruklamaya devam ettim. O anki sinir'i hayatımda yaşamamıştım. Kafamı kaldırıp, Kerim ve Emre'ye baktım. Emre'nin iki kişiye karşı zor idare ettiğini gördüm. Kalkıp Emre'nin üstündeki iri orta boylu olanı çekip yüzüne vurmaya başladım. Emre rahatlamıştı. Kerim'e karışmak istemedim. Çünkü onların arasında başka mesele vardı. Okulun müdür'ü kağan bey, yanında Ece ve bi çocuk ile geldi. Çocuk eceye çok benziyordu. Kardeşi sanırım. Müdür bizi ayırdı ve bağırmaya başladı. Beni görünce şaşırdı. Çünkü okula daha yeni geldiğim 3 gün olmadan kavga etmiştim. Utandım o anda yüzüne bakamıyorum. Cemal ve arkadaşları zor olsada kurtulmuşlardı.Kerim,ben ve Emre bir banka oturup dinlendik herkes etrafımızda bekliyordu. Çünkü okulun en nadir ve en güzel kavgasını izlemiş gibilerdi.
Emre birden gülmeye başladı. O sırada bana dönüp; " Yağız,sende de ne varmış be oğlum?" Dedi. Alaycı bir ses tonu ile, ne yaptığımın hala farkında değildim. Daha önce böyle bir kavgaya katılmadım. Kerim bize dönerek; "beyler eyvallah yardımcı oldunuz bana" diyerek ellerini omzumuza koydu. Emre hala gülüyordu benim yaptıklarıma. Haklıydı da ben sakin biriyim. Kimse ile kavga edecek biri değilim. Kalkıp otobüs durağına doğru yürümeye başladık. Ağrı içinde tabi! Sağ elimin serçe parmağı şişmişti sebepsiz yere.
Acaba yumruk atarken mi oldu?Durağa vardığımız da, Beyza orda Kerim'i bekliyordu. Özür dilemek için.
Beyza, Kerim'in gözlerinin içine bakarak;" özür dilerim" dedi. Kerim, beyza'ya gülümseyerek; "hadi sen eve git dinlen " dedi. Otobüs geldi. Beyza bindi. Bende binmek için hareketlendim. Kerim bana teşekkür ettiğini ve minnet duyduğunu söyledi. Bende gülümseyerek;" ne demek her zaman yaparım." Dedim ve otobüse bindim.Vote ve yorum yapmayı unutmayın ❤️❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELİZEKALILAR
РазноеYağız,17 yaşında karahan koleji'nin yeni burslu öğrencisidir. binbir güçlükle geldiği bu okul'da bursunu layığıyla kullanma hedefindedir.Taa ki spor salonunda ki O vahşeti görene kadar. Bu zorlu durumda yaşadığı psikolojik durumlar ve kara kutu gibi...