Aslı Halis

335 20 62
                                    


Sevgili arkadaşlar hepinize merhabalar. Uzun bir süreden sonra beraberiz. Aktif okuyucularım umarım iyisinizdir ❣ Hepinizi çok seviyorum.❣Size iyi haberlerim var. Artık çalışma koşullarım çok daha iyileşti. Yani aktif halde bölüm atabilirim. Lütfen değerli yorumlarınızı esirgemeyin ..Ve oy vermeyi de unutmayın 💞

"Ne teklifi ne iyi haberi.. Sinan ne diyorsun sen? İyi mısın?.."

Derin , Sinan'ın bu garip ve tuhaf hareketleri karşısında oldukça sinirlenmişti. Önce çevresindeki hiç kimseyi aldırmadan hunharca gülmüş , şimdi de anlamsızca konuşmaya başlamıştı . Amacı onunla ve yaşadıklarıyla dalga geçmek miydi? Yoksa sahiden kederden kafayı mı yemişti?

Sinan onun bu gergin ve öfkeli halini görünce Derin'e hak vermeden edemedi. Bir an mutluluktan vücudunun bütün kontrolünü kaybetmişti. Hala bile kıpır kıpırdı. Oturduğu yerden kalkıp Derin'e sıkıca sarılmak suratına "Kurtulduk Derin, sonunda kurtulduk !" diye haykırmak istiyordu. Fakat şimdilik Derin'i daha fazla korkutmamak için kendini azıcık dizginlemeliydi.

"Biliyorum Derin senin de kafanı karıştırdım.. Bak şimdi.. Her şeye baştan başlıyoruz.."

"Neye baştan başlıyorsunuz?.."

Arzu Derin'in yanındaki sandalyeyi çekip oturdu. Şüpheyle Sinan'a doğru bakıyordu. Az önce üzüntüden kahrolmuş , bulduğu ilk fırsatta canına kıymayı düşündüğünü söyleyen bu adam şimdi tam tersi bir şekilde gayet keyifli görünüyordu.

"Hoşgeldin hayatım kusura bakma fark etmemişim geldiğini..Aslında bakarsan tam zamanında geldin.. Senin de burda olman çok iyi oldu.."

Arzu şaşkınca Sinan'ı izliyordu. Masadan sadece ama sadece on dakika ayrı kalmıştı. Bu kadar kısa sürede Sinan'ı böyle değiştirecek ne olmuş olabilirdıki?

"Allah aşkına biri bana burada gerçekten ne olduğunu açıklayabilir mi? Sizi sadece on dakika yanlız bıraktım. Bu kısacık sürede ne değişmiş olabilir lütfen söyler misinız?.."

"Bende bir anlasam Arzu.. Anlaşılan başıma gelenler Sinan'ı oldukça eğlendirmiş olacak.." Derin kızgınca araya girdi. Gözlerini Arzu'nun üzerinden çevirip   büyük bir hayal kırıklığıyla hemen karşısındaki Sinan'a doğru bakmaya başladı. Bugün başına gelenlerin üzerine Sinan'ın az önce yaptıkları tuz biber olmuştu .Buna daha fazla katlamamak için gitmeye karar verdi . Eğer burada kalmaya devam ederse elinden bir kaza çıkacaktı. Sinirleri yay gibi gerilmişi. Sandalyenin üzerine asılı çantasını alıp masadan kalktı.

"Derin lütfen bir saniye dur.." Sinan da onunla eş zamanlı yerinden kalktı. Hızlıca Derin'in bulunduğu tarafa geldi. Onun tam önünde durdu.

"Lütfen özür dilerim.. Her şeyi yanlış anladın Derin.. Az çok beni tanıyorsun artık, sence ben böyle alçakça bir şey yapar mıyım? Hiç mi tanıyamadın beni.. Rica ediyorum lütfen otur.."

Derin bir an yerinde kararsızca durdu. Gitmekle kalmak arasında kalmıştı. Gerçekten de Sinan'ı gayet iyi tanıyordu.. Kendisini kırmak istemediğini, duygularını incitmeyeceğini biliyordu. Fakat sabahki kötü tecrübesi onun insanları tanıma konusunda henüz oldukça cahil olduğunu göstermişti. Bir hata daha yapmak, yanılmak ona pahalıya mal olabilirdi. Zaten insanlara olan güveni büyük bir yara almıştı. Gelecek yeni darbe onu bütünüyle yıkabilir, tamamen kabuğuna çekilmesine neden olabilirdi.

"Ben... bilmiyoru.." diyemeden cümlesi oldukça sert bir şekilde kesilmişti.

"Yeter artık! kinizde oturur musunuz? Bizi herkese rezil ediyorsunuz , görmüyor musunuz?"

ANLAŞMA'LI AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin