Düğün

909 59 59
                                    

Sevgili arkadaşlar, bu hikayeye başlamadan önce şunu bilmenizi istiyorumki bu kitap watty de görüp görebileceğiniz en kaliteli kitaplardan biridir. Lütfen bu kitabı okuduğunuz diğer kitaplarla karıştırmayın. Zaten sizler okudukça bu kitabın diğerlerinden ne kadar farklı ve özgün olduğunu anlayacaksınız.

Keyifli okumalar dilerim.

"Sizi karı koca ilan ediyorum.."

Belediye başkanı imzalamamiz için büyük kara kaplı defteri uzatırken hala bunun olduğuna inanamıyordum. Defteri büyük bir ivedilikle imzalayıp Ömer' e doğru verirken heyecandan ölmek üzereydim.

Kısa bir andan sonra artık şaiterde imzasını atmıştı. Ömer ve ben nikah cüzdanını almak için ayağa kalktığımızda belediye başkanı da oturduğu yerden kalkıp tam önümüze kadar gelmişti.

Ikimizide tebrik edip cüzdanı bana verdiğinde eş zamanlı salondan büyük bir alkış koptu. Tıpkı sevecen ve aşık bir damat gibi davranan Ömer, beni belimden tutup kendi bedenine doğru çekti. Güçlü elleri belime dolanırken kafasını kafama yasladı. Sırtım olduğu gibi onun sert bedenine yapışmıştı. Bu yakınlık muhtemelen bu geceki şovun bir parçası bile olsa onun kollarında olmak gerçekten güzel hissettiriyordu .Her ne kadar kendime itiraf etmek istemesem bile Ömer'e yakın olma fikri beni artık rahatsız etmiyordu. Benim için rahatsız edici olan bu gerçeğin farkına yakın zamanda varmıştım. Üstelik daha fenası son zamnlarda bunun için utanç verici bir beklentiye bile girmiştim. Zaman zaman böyle bir beklentiye girdiğim için kendimden nefret ediyor , anlaşmanın şartlarına riayet etmediğim için her fırsata kendimi kınıyordum.

Fakat belkide böyle hissetmek benim elimde olan bir şey bile değildi. Çoğu zaman hemcinslerimden birçok konuda farklı olduğumu düşünsemde gerçekler çok acı ve farklıydı. Temelde diğer tüm kadınlarla yüzde doksan dokuz oranında aynı veya benzer DNA dizilerine sahiptim. Yani ne kadar aykırı olduğumu düşünsemde hemcinslerimle birçok konuda ortak ya da benzer davranışlar sergilemek benim genetiğimde vardı. Ömer'in varlığıyla sarmalanmak ise her kadının isteyeceği bir şeydi. Yakışıklıydı, zekiydi. Yönetmek için doğmuştu. Herhangi bir insanin onun boyunduruğu altına girmesi için onunla konuşması yeterliydi.

Sadece benim duyabileceğim bir ses ile kulağıma doğru fısıldarken ürpermeme engel olmadım. Üzerimdeki etkisi muazzamdı. Beni de tıpkı çevresindeki herkes gibi manipüle ediyordu. Bunu hissediyordum fakat buna engel olmak için hiçbir sey yapmıyordum. Tek yaptığım şey bana yapmaya çalıştığı şeyi sessizce izlemek ve buna boyun eğmekti. Kocaman bir denizdeki yanlız bir gemi gibi onun rüzgarında onun istediği yöne doğru savruluyordum.

"Tatlım benim için elindeki cüzdanı havaya kaldırıp salar mısın? Tıpkı diğer tüm mutlu gelinler gibi..."

Tabikide bunu da düşünmüştü. Aklımın ucundan bile geçmeyen bu küçük ayrıntının onun radarından kaçması imkansızdı. Ondan aldığım bu nazik emre itaaten cüzdanı havaya kaldırıp birkaç kez salladım.

"Harikasın.. "

Eğilip açık omuzlarımın üstüne tüy gibi hafif belli belirsiz küçük bir öpücük kondurdu. Oldukça tuhaf ve karmaşık hissediyordum. Öptüğü yerden dudaklarının değdiği o minicik alandan sanki kıvılcımlar yükseliyordu. Onun için hiçbir mana ifade etmediğinden emin olduğum öpücüğün beni bu kadar heycanlandırmasına içten içe kızdım. Oysaki Onunla "evlilik anlaşması" nın şartlarını konuşmak için masaya oturduğumuzda beni olacaklar için baştan uyarmıştı. Kameraların karşısında ve kalabalık yerlerde bana karşı göstereceği ilginin gerçekte hiçbir şey ifade etmediğini, bunun sadece yaptığımız anlaşmanın bir parçası olduğunu yanlış anlamam gerektiğini söylemişti. Ben de zaten böyle bir şeyin hiçbir durumda gerçekleşmeyeceğini, ona karşı bir şeyler hissetmemin mümkün olmadığını, bunun bir iş anlaşması olduğunun en az onun kadar bilincinde olduğumu söylemiş hatta biraz da sert çıkmıştım. Ömer ise sadece kendinden emin bir şekilde öfkeli halimle dalga geçercesine gülümsemişti.

İçimden artık Ömer'den etkilenmeyeceğime dair yüksek sesle yemin ederken o sanki bunu hissetmiş gibi boynumu zarifçe öptü. Onun bu hareketi salondan daha kuvvetli bir alkış dalgası yükselmesine neden oldu. Bu öpücük insanların bile boşuna gitmeşe benziyordu. Benim durumum ise daha fenaydı. Ne kadar istemesem de ondan etkilenmemeyi düşünmek saçmaydı. Boynumda hala onun hafifçe uzamış sakallarının etkileyici baskısını hissediyordum. Orada bıraktıkları his muhteşemdi. Kontrolümü kaybediyordum ki yalnız değildim. Tüm salon da benimle birlikte kendinden geçmişcesine Ömer'in kurguladığı bu aşk oyunu seyrediyordu.

Alkış sesleri kesilince belediye belediye başkanı eline tekrardan mikrofonu aldı. Onun da az önceki gösteriden etkilendiğini anlamak zor değildi. Sinsice ve hatta biraz kıskançlıkla beni süzüyordu. Bunun nedenini tabiki biliyordum. Ömer'in her fırsatta dibinde biten şımarık kızı için harika bir damat adayı olduğunu düşünüyordu. Bense ona göre gelip işinin içine çomak sokmuştum. Hal böyle olunca benden nefret etmesi tabiki kaçınılmazdı.

İmali bakışları bir an sonra Ömer' i bulduğuna başıma gelecek şeyi anlamıştım. Beklenen an gelmişti. Gelini öpme zamanıydı. Heyecanla ve gerginlikle bu olayın nasıl şekilleneceğini düşünüyordum. Artık Belediye başkanının üzerimde gezinen nefret ve kıskançlık dolu sinsi bakışları bile umrumda değildi. Şu an için odaklanmam gereken daha büyük bir sorunum vardı.

"O halde gelini öpebilirsin Ömercim.."

"Büyük bir zevkle efendim.."

İçimi ılık ılık titreten bir sesle konuşuyordu. Ağzından çıkan her bir sözcüğün sanki tuhaf bir büyüsü vardı. Yine etkilenen sadece ben değildim. Salondan bir anda "Hadi öp" nidaları yükselmeye başlamıştı. Hala Ona arkam dönüktü. Güçlü elleri beni kendine doğru çevirken içimde büyüyen gerilim , heyecan belki korku ne kadar yadsısamda beklenti.. artık had safaya ulaşmıştı.

Gözleri gözlerimle buluştuğu anda içim büyük bir korkuyla doldu. Az önce hissettiğim hiç bir şeyi artık hissetmiyordum. Sadece büyük salt bir korku.. Emindim..Salondaki pek çok insan için bu bakışların aşık, sevecen bir adamın karısını ne kadar çok sevdiğinin bir göstergesi olduğunu düşünüyordu.. Ama yanılıyorlardı. Bu bakışları tanıyordum. Geçen hafta işe yeni giren sekreteri Hülya'ya, Yeni ortağı Emre'ye , Evindeki yeni aşçısına.. Hepsine böyle bakıyordu.. Yaydığı enerji saldırgan ve buyurgandı.. Hayatına "yeni "giren insanlara efendinin kim olduğunu anlatıyor gibiydi. Komik olan bunun için konuşmasına gerek bile yoktu.. Sanki .. sanki bakışlarıyla hipnoz ediyordu.. Tıpkı şuan beni yaptığı gibi.. Artık nefes bile aldığımdan emin değildim..Kuşatılmış hissediyordum.. Beynimin her köşesindeydi..

Şimdi bakışları daha yoğundu.. Ne olacaksa olsun bitsin istiyordum.. Dayanamıyordum.. Salonda bulunan herkesin de tıpkı benim gibi gerildiğini hissediyordum .. Hadi öp diye bağıran patavatsızlar bile susmuştu. Belli belirsiz anlamsız mırıltılar duyuyordum.Yaydığı güçlü enerji herkesin üzerine sirayet etmişti.. Herkes pür dikkat bize odaklanmış gibiydi. Belki de zihnim artık etraftaki sesleri bile anlamlandırmayacak kadar ona odaklanmıştı.

Bir an sonra bu gergin bekleyişe son verdi. Bakışları gözlerimden ağır bir şekilde dudaklarıma kaydı. Kollarıma tutunmuş elleri başımı her iki yandan kavradı. Beni kendine doğru çekerken zihnim tamamen uyuşmuştu.. O an için cansız bir konu mankeninden hiçbir farkim yoktu. Vücudumu destekleyen güçlü kolları olmasaydı muhtemelen bulunduğum yere yığılıp kalacaktım.

Fakat beklediğim şey gerçekleşmedi. Dudaklarımız arasında belki bir milim kala durdu. Çok kısık ama net bir sesle "Nefes al tatlım..." dedi. Bunu idrak etmem yaklaşık birkaç saniye sürdü .. Bana nefes almayı bile unutturmuştu . Üzerimdeki etkisi korkunçtu. Ben onun varlığıyla büyüklenmişken , onun zihni tamamen açıktı. Çevresindeki her değişimi algılıyor , buna kısa sürede adepte oluyordu.

Emrine itaaten derin bir nefes aldım . Aynı anda sıcacık dudakları heyecandan ve bilinmemezliğin verildiği korkudan buz gibi olmuş soğuk dudaklarımı buldu.

ANLAŞMA'LI AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin