Kara kedi'nin Uğur Böceği'nde ilk fark ettiği şey saçları oldu.Vay canına,diye düşündü kendi kendine;Gerçekten yakışmış.Sonra yavaş yavaş ortağının ona ne kadar sinirli olabileceği aklına gelmeye başladı,zaten bakışlarından da bunu anlamak mümkündü.Aklından''saçına iltifat et''diye geçirdi,ve Uğur böceğine;''Saçın güzel olmuş.''dedi,ama galiba yanlış kelimeleri seçmişti.Çünkü lacivert saçlı kız artık daha da sinirli bakmaya başladı.Sonra Uğur böceği artık dayanamamış olacak ki,hiçbir şey demeden Kara kedinin yanından geçti ve yo-yosunu atıp gecenin içinde kayboldu.
***
Ertesi gün Marinette çalan alarmın sesiyle aniden kalktı,ve bunu yapar yapmaz pişman oldu.Çünkü Tikki odanın karşısına savrulmuştu ve boynu fena halde acımıştı.Yataktan yavaş bir şekilde kalkarken alarmını kapattı,Tikki ye baktı ve şaşırmasına engel olamadı,çünkü Tikki duvara çarpmasına rağmen hala uyuyordu. Marinette anlamsızca şeyler mırıldanarak gardırobunun karşısına geçti ve giyebileceği bir şeyler aramaya başladı.En sonunda da siyah bir sweatshirt,siyah kot,lacivert bir kaban ve ayakkabı olarak ta uzun Harley botlarını(Neden mi? çünkü bunlar benim favori botlarım) giymeye karar verdi giymeye karar verdi,saçını da açık bırakmıştı.Bu sırada da Tikki sonunda uyanıp yanına geldiğinde Airpods'larını da taktı ve beraber dışarı çıkıp okula doğru yürümeye başladılar.
Marinette sınıfa geldiğinde tamı tamına yarım saat erken geldiğini gördü,sınıfta kimse yoktu.Bu yüzden de en arkaya geçip başını sıraya koydu ve uyumaya başladı...
***
Adrien sınıfa girdiğinde ilk başta yanlız olduğunu düşündü,ama sonra en arka sırada lacivert saçlı bir kız olduğunu gördü.Başta kim olduğunu anlayamasada,sonradan onun Marinette olduğunu farketti.Ve istemsizce kızın yanına gidip çantasını koydu ve sıraya oturup düşünmeye başladı.
Marinette gerçekten gizemli bir kızdı; 3 ay önce sınıfta etrafına mutluluk saçarken,aniden kimseyle konuşmamaya başlamıştı. Hiç kimse bunun sebebini bilmiyordu.Ne olmuştu bu lacivert saçlı kıza böyle? Onu böylesine hayata küstüren şey neydi?
Adrien aniden başını Marinette'e doğru çevirdi ve onu incelemeye başladı.Aniden bir şey fark etti,Marinette saçlarını kestirmişti,normalde saçını sadece kırıklarını aldırmak için kestiren Marinette,saçını omuzlarına bile gelmeyecek şekilde kestirmişti.
Adrien zilin çalmasıyla aniden kendine geldi.Bu sırada da telefonuna gelen bildirim sesini duyarak arka cebinden telefonunu çıkarttı.Ama mesaj kendisine gelmemişti.Bu sesi Plagg'ında çıkartmayacağını bildiğinden,etrafına bakındı ve sesin Marinette'in telefonuna gelen mesajdan geldiğini anladı ve sıranın üzerindeki telefonu eline alıp istemsizce okumaya başladı.
Adrien mesajı okudukça giderek şoka girerken,birinin ona seslendiğini farketti:
-Sence de başkalarına gelen mesajları izin almadan okumak yanlış değil mi,Adrien?
***
Merhaba Canlarım!
Evet,biliyorum bölüm biraz geç geldi.Zaten bu bölümü de bugün atmayı düşünmüyordum,ama sabah işlerimi bitirmek için biraz erken(05.00) kalktım ve (şu anda üstümde pembe pofidik terliklerim,kedili pijamalarım,müthüş atkuyruğu saçım ve asla takmadığım ikinci gözlüğümle -evde tek olmanın rahatlığı-bölüm yayımlıyorum,kıymetimi bilin) bilgisayarımı açınca bölümü yayımlamak aklıma geldi.Aslında bölüm zaten hazırdı ama ben düzenlememiştim. Bende sizin için düzenledim,Umarım beğenmişsinizdir-Ve sende Mislina,umarım beğenmişsindir çünkü bu bölümü sana ithaf ettim:)
~Bu arada mesaj sizce kimden geldi?~
~River
![](https://img.wattpad.com/cover/226367115-288-k299858.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blue Star~Adrienette
Fanfiction"Bence..Bence sen çok cesursun"."Neden?Bir sorunun varken sadece var olmak cesaret işi mi?"."Hayır.Çünkü bazen var olmak bile cesaret işidir".. ...