Kendine ilk gelen kişi Alya oldu.Erkekler arabaya ve Marinette'e boş boş bakarken,Alya dışarı çıktı ve lacivert saçlı kızın yanına giderek koluna girdi ve beraber kafenin içine girdiler.Bu sırada da Nino ve Adrien da yenin yeni toparlanmaya başlamıştı.Sonuçta her gün babası 'bir zamanlar' fırıncı olan bir kızın son model bir arabaya bindiğine şahit olmuyorlardı...
***
(1 saat önce)
Marinette telefonuna gelen mesajın sesiyle başını yastığından kaldırdı.Dün gece neredeyse hiç uyumamıştı.Gece,müthiş kedili pijamalarıyla ve şoktan ölmüş gibi görünen bir adet Tikki ile (Marinette bir ara gerçekten öldüğünü zannedip onu cimciklemişti ve evet,yaşıyordu) sabaha kadar dolaşmış ( Nede olsa Marinette bir araba tutkunuydu),bir ara uykusu geldiği için önünden geçtiği ilk kafenin önüne arabasını park edip kahve almak için durmuştu.Kafe bayağı bi lüks görünüyordu ve içeride olan kişiler Marinette içeriye girdiğinde ona sanki pijamalarıyla uzaydan gelmiş gibi bakmışlardı.Ama Marinette her zamanki gibi umursamamış,kendi için sütlü kahve ve Tikki içinde biraz kurabiye almıştı. Kafeden çıkıp arabasına doğru yürürken de de arkasından bir kız grubu ona laf atmıştı.Zaten Marinette arabasına bindikten sonra hepsi susmuştu...
Şu anda ise,Alya ona Nino,Adrien ile kafeye gittiklerini söylemiş ve onuda davet etmişti.Marinette ilk başta kararsız olsa da,gitmeye karar verdi.Hem okulda da pek görüşmüyorlardı ve bu buluşmak için iyi bir fırsattı.Tikki'yi uyandırmadan dolabının önüne geçti ve giyebileceği bir şeyler aramaya başladı...
(Şu an,Kafede)
Marinette rahatsız olmaya başlamıştı,Adrien ve Nino sanki ölü gibi birbirlerine bakıyorlardı ve Alya ve Marinette dışında kimse konuşmuyordu. Marinette Alya'ya dönerek:''Onlar iyiler mi?Ölü gibi görünüyorlar da.''Alya da gülümsemeye çalışarak:''Evet,erkekler işte,boşver.Her neyse,ben bir şeyler almaya gidiyorum.Sende NİNO ve ADRİEN ile konuş biraz''dedi ve Marinette'i erkeklerle yanlız bıraktı.Bu sırada da onlar da Alya'nın kendi adlarını bağırarak söylemesinden dolayı kendilerine yeni yeni geliyorlardı,ilk toparlanan Nino oldu ve Marinette ile sohbet etmeye başladı.Daha sonra da sohbetlerine Adrien'da katıldı ve okul hakkında konuşmaya başladılar.
Bu sırada da,Marinette tam da konuşmaya dalmışken,arkadan birinin gözlerini kapattığını hissetti ve aynı anda Alya,Nino ve Adrien ''İYİKİ DOĞDUN''diye bağırmaya başladı.Açıkçası Marinette şaşırmıştı ve böyle bir şey beklemediği yüzünden okunuyordu.Sonrada Adrien yanında getirdiği ve Marinette'in o ana kadar fark etmediği yanındaki poşeti Marinette'e uzattı. Marinette de kısa bir an poşeti almakla almamak arasında gidip gelse de,sonunda aldı ve yanına koydu.Bu sırada da Alya ve Nino da hediye almadıkları için Marinette'e savunma konuşmalarını yapıyorlardı.Ama Marinette için zaten hediyenin bir önemi yoktu,önemli olan arkadaşlarının onu düşünmüş olmasıydı...
***
Marinette aniden sıkılmaya başladığını hissetti.Eline telefonunu aldı ve saate baktı,bakmasıyla da küçük bir şok yaşadı.Saat 23.34 olmuştu.Artık kalmayı düşünürken,aniden Nino'nun ona bakarak bir şey sormaya hazırlandığını gördü ve geri yerine oturdu. Nino;sanki Marinette geldiğinden beri bunu sormayı planlamış gibi,ki planlamıştı da,''Marinette,sana bir soru sormak istiyorum ama yanlış anlama lütfen''.Marinette peki dercesine başını salladı ve Nino devam etti:''Bu gün buraya müthiş bir arabayla geldin,o araba senin miydi?''
Marinette ,aniden kendini patlamış bir balon gibi hissetti.Uzun zamandır bu kadar mutlu olmamıştı ve şu anda,tam şu anda,kendini yeniden mutsuz hissetmeye başlamıştı.Elbette,diye düşündü;Nino merak edebilir,ben olsam bende merak ederdim.Diye kendi kendini düşünerek teselli etmeye çalıştı,gerçi pekte başarılı olduğu söylenemezdi.
Marinette düşüncelere dalmışken,aniden yanında oturan Alya onu omzundan dürterek iyi olup olmadığı sordu. Marinette aniden omzunda müthiş acı hissetti.Hala tam olarak iyileşememişti,sonuçta o olayın üstünden 1 hafta bile geçmemişti.Marinette kendine gelmeye çalışarak ''Evet Nino o babamın bana doğum günü hediyesiydi.''Diye yanıtladı.Tam bir şey daha söylemek üzereydi ki,Alya elini omzuna attı ve karşılarında oturan oğlanlara laf atmaya başladı.Onlar konuşurken Marinette aniden omzundan aşağıya doğru sıcak bir şeyin süzüldüğünü hissetti.Sargıları açılmıştı.Aniden oturduğu yerden kalkarak''Her şey için çok teşekkür ederim,ama şimdi gitmem lazım.Okulda görüşürüz''dedi ve koşar adımlarla kafenin çıkışına doğru ilerlemeye başlamıştı.
Şu an istediği tek şey;tek başına bağıra bağıra ağlamaktı.Arabasına binerken,tabii ilk sargıyı da değiştirmeliyim, diye de düşündü.Yavaş yavaş üstündeki ceketi çıkarttı,sonrada bluzünü de çıkarttı ve eşyalarını kumaştan bir top haline getirerek koltuğunun omuz kısmına koydu,ne de olsa arabasında kan lekesi görmeyi hiç kimse istemezdi.Arabada sakin bir müzik açtı ve ,çünkü Tikki uyuyordu,ve sadece üzerinde atletle ve iç çamaşırıyla olmasını umursamadan (klimayı açmıştı) arabasını park yerinden çıkarmaya başladı.Bu sırada da ona doğru koşarak gelen birini fark etti,yağmurdan dolayı net göremiyordu.
O figür yanına gelince Adrien olduğunu anladı ve üstünde kanlı bir atlet olduğunu unutarak camı açtı,ve açtığı anda da pişman oldu.
Çünkü Adrien,elinde Marinette'e aldığı poşetteki hediye ile arabanın camının yanında durmuş,doğrudan Marinette'in omzuna;beyazdan kırmızıya dönüşmüş sargılarına bakıyordu.
Marinette onun nereye baktığını fark etmeden önce hafifçe gülümsedi.Daha sonra,Adrien'ın nereye baktığını fark ettikten sonra;Ah,diye mırıldandı.''Galiba sana bir açıklama yapmak zorundayım.''
***
Merhaba Canlarım!
Umarım bölümü sevmişsinizdir,hikayeyle ilgili merak ettiklerinizi de sorabilirsiniz.
Yorumları Unutmayın Lütfen!
~River
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blue Star~Adrienette
Fiksi Penggemar"Bence..Bence sen çok cesursun"."Neden?Bir sorunun varken sadece var olmak cesaret işi mi?"."Hayır.Çünkü bazen var olmak bile cesaret işidir".. ...