İlk bölümü oylayıp yorum yazarsanız çok sevinirim. Belirli bir okunma ve oy sınırına ulaşınca bastıracağım. Desteklerinizi esirgemeyin. Merve'nin çektikleri boşuna olmasın, oysuz yorumsuz kalmasın. Sizde takipçilerinize ve mesaj panonuzda önerirseniz emeğiniz boşa gitmez. Teşekkürler!
~Betül
Giriş
*Çok aydınlık karanlığım.*
Ben Merve. İçine kapanık sıradan bir kız, hayatı boyunca onu değiştirebilecek hiçbir olaya inanmayan o kız. Hep kendi gerçekleriyle yatıp kalkan, kendi kelimelerini kullanan, yeni bir sabaha yalnız "merhaba" diyen kızım. Merve Yılmaz... Bu benim hayatımı değiştiren o olayın hikâyesi. Okuyunca uzayda kaybolacağınız inanılmaz hikâye.
Ne zamandır önümdeki gerçekleri kendi ellerimle itiyormuşum meğer... Bana gerçekleri göstermeye çalışanları duymazdan geliyormuşum. Nasıl bilebilirdim hayatım boyunca beni kendine çeken bir bataklığın içinde olduğumu? Benim hayatıma giren o insanlar, bataklık beni yutacakken çekip aldı onun ellerinden. Hayır, onlar annem veya babam değil. Olmalarını beklemiyorum. Beni umursamazlar.
Her gece gözlerimden akmak isteyen birkaç gözyaşını, ben hapsediyormuşum gözlerime. Yaşadığım çaresizliği, yalnız ben bilmiyormuşum, bunu öğrendim. Ne kadar kör olduğumu öğrendim bu hikâyede. Sende şunu öğreneceksin; ben bunları nasıl öğrendim. Bu hikâyeyi benim kelimelerimle okuyacaksın. Kimi zaman belki sen de beni anlamayacaksın. Ama eminim, beni yargılamazsın.
Her gece odamı aydınlatan Kutup Yıldızı'nın Ay ile yaptığı ortaklık, aydınlattı gerçeklerimi. Yakınımda olan, - hem de çok yakınımda- benim bir türlü göremediğim, bakmayı aklıma getiremediğim bir yerde, öğrenilmek istiyormuş! Belki bana acıyacaksın bu satırlarda. Belki kızacaksın okurken kelimelerimi. Ama en son beni tebrik edeceksin. "Çok aydınlık olan karanlığımda, gerçekleri nasıl öğrendim. Etrafımı kaplayan kalın duvarların arasından, sertçe esen rüzgârın ellerindeydim. Gördüm gerçeklerini. Ve onlar... Bana gözlük oldular bir nevî..."
Belki yetersiz, belki gereksiz bulacaksın gerçekler uğruna verdiklerimi. Belki "yazık oldu" diyeceksin, duyunca uğruna kaybettiklerime. İşte buyum! Gerçekleriyle yüzleşmeyi yeni öğrenen kız, duvarları yıkmak için çıplak ellerini kullanıp, yumruğundan akan kanları gülerek izleyen kız. Kendi elleriyle yıktığı duvarların enkazı altında kalıp, yardım isteyen kız. Merve Yılmaz...
Odamın kapısını açtığımda, sanki Ay'dan gözyaşlarımı saklamak ister gibi ellerimle kapattım yüzümü. Geçip yatağıma oturdum, evimin içindeki evime. Titreyen ellerimle açtım penceremi, izledim göğü saatlerce.
Huzurlu geçen birkaç saatin ardından bana yatmam gerektiğini söyleyen alarmıma aldırmadan, izlemeye devam ettim.Yüzüme çarpan ılık rüzgâr, gözyaşlarımı kurutmuştu. Ve yine aynı rüzgâr, "yatağına" der gibi kapattı penceremi. Onun sözünü dinledim bende. Yatağımın üstündeki ince çarşafı açtım ve içine girdim sıcak yatağımın. Ona sıkıca sarıldığım oyuncağım ve bana masal okumasını beklediğim Ay Dede. Bekledim. Ne kadar geçti bilmiyorum, yavaş yavaş kapandı göz kapaklarım. Son Bir kez araladım onları, Ay Dede'ye baktım hüzünle. Sonra tekrar kapanmalarına izin verdim. O gün, Ay Dede bana masal okumamıştı, her gece olduğu gibi. Hıh! Nerden bilebilirdim bu yalanın bana uyumam için söylendiğini? Daha küçüktüm. Artık büyüdüm. Hâlâ içimde bir yerlerde o yalan... Kulaklarımda hiç yazılmamış o masal... Ve hiç sonlanmayacak bekleyişim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝗞𝗨𝗧𝗨𝗣 𝗬𝗜𝗟𝗗𝗜𝗭𝗜 || ASKIDA ||
Non-FictionBen Merve. İçine kapanık sıradan bir kız, hayatı boyunca onu değiştirebilecek hiçbir olaya inanmayan o kız. Hep kendi gerçekleriyle yatıp kalkan, kendi kelimelerini kullanan, yeni bir sabaha yalnız "merhaba" diyen kızım. Merve Yılmaz... Bu benim hay...