sekiz

204 20 4
                                    

O kadar da uzun zaman olmamıştı sanki. Onu gördüğüm günden beri geçen günler elbet çok fazlaydı ama onun olmam için gereken süre daha fazla olur diye düşünüyordum. Hatta öyle ki, yıllarca onun olmayı bekleyeceğim, o başkasıyla olduğunda onu izlemek zorunda kalıp sayamadığım kadar çok acı çektikten sonra tanrının bana acıyıp, yalvarışlarımla bizi kavuşturacağını sanmıştım.
Öyle olmadı.

Sözüme ve sadakatime karşılık erkenden verilmiş bir hediyeydi o bana. Minnettardım. Hiç etmediğim kadar dua ediyordum tanrıya. Annem beni görseydi Wonwoo'ya o kadar çok dua ederdi ki kesinlikle cennete gideceğinden emin olurdum.

Bunun gibi pek çok şeyi değiştirmişti. İlk günümüzden yaklaşık iki ay geçmişti. Oldukça mutluydum ama canımı sıkan tek şey bana 'sevgilim' dememesi veyahut sevgilisi olduğumu söylememesiydi. Takılıyor değildik. Beni o kadar çok seviyordu ki, uykuya dalmadan önce kısılmış gözlerimin ardından beni izlediğini görebiliyordum. Böyle zamanlarda beni öpücüklere boğuyor, ellerimle oynuyor ve başını göğüsüme koyup karnıma daireler çiziyordu. Bu tür sevgi gösterileri dışında, bana vakit ayırıyordu. Sevdiği mekanlara beni götürüyor, yeni açmış çiçekli yollarda yürürken ellerimi tutuyor ve müziklerini bana dinlettikten sonra sözleri bile çeviriyor, bazen de sadece benim sesimi duymak istediğini söylüyordu.

Benim için yemek yaptığında, kıyafetlerimi üzerinde gördüğümde mutlu oluyordum. Tarif edilemez bir mutluluktu bu çünkü sevgilim demese de benim bir parçam olmuştu. Gözlerime baktığında benim için ne hissettiğini görebiliyordum ki bazen üzerime uzanıp saatlerce gözlerimi izliyor ve o derinliği asla kaybetmiyordu. Sadece biraz sinirliydi o. Zaman zaman çekilmez bir öfkesi çıkıyordu ortaya. Yalnız kalıp beni sınırları dışına çıkarmadan da geçmiyordu. Kibarlığıyla öfkesini dengeliyordu bu haldeyken bile. Bana ve kimselere anlatamadığı bir derdi var gibiydi.

Bununla ilk başa çıkmam gerektiğinde yalnız kalması gerektiğini ısrarla söylediği halde dinlemediğim için ilk kavgamızı etmiştik. Oldukça küçük bir sebepti. Bana yemek hazırlarken, işine karışmamamı söylediği halde parmaklarımı işin içine sokunca kıyametim kopmuştu. Sanki çok büyük bir günah işlemişim gibi beni azarlıyor, ve biraz da gerçek olmayan şeyler söylüyordu. Sonrasında sınırları içine girmeye çalıştığımda ise, gerçekten kalp kırıcı şeyler söylemişti ve bu sefer bunların gerçek olup olmadığını anlayamamıştım.

Varsın kalbimi o kırsındı ama aramda onunla mesafe olduğunda yaşayamayacak gibi hissediyordum. Gözlerime tekrar bakmasını, ellerini ellerime kenetlemesini, benimle konuşmasını istiyordum. Gülüşünü istiyordum ve bu ayrılık bir kaç gün kırgınlıkla sürünce, yapmam gerekeni yapıp öfkeli olduğunda onu kendisiyle baş başa bıraktım. Bir kaç saat onsuz kaldıktan sonra, kedi gibi yanıma gelip bana sırnaşıyor, kendini affettiriyordu. İşte o an dünyanın en mutlu insanı oluyordum. Biraz mesafe sonrası daha da yakınlaşıyor, birbirimiz olmadan yaşayamayacağımızı söyleyip duruyorduk. Tekrar beni kendinden uzaklaştırır diye neden sevgilisi olduğumu söylemediğini soramıyordum.

Bu konuda çok ısrarcıydım çünkü yapboz gibiydik işte, parçalarımız birbirini tamamlıyordu ama Wonwoo son parçayı yerine koymuyor, neden koymuyorsun dersem tüm yapbozu bozacak gibi duruyordu. Yine de olsun diyordum. İnsanlara sadece arkadaşız dememize rağmen birbirimize çok fazla şey ifade ediyorduk. Wonwoo bana bunu gerçekten hissettiriyordu. Gençliğimin aykırılığını, ağır başlılığım almıştı onunla. Düzenliydim. Vücudum bile iyileşmişti. Huzurlu uykular uyuyor, sağlıklı besleniyordum. Bir sorunla karşılaşınca kızıp bağırmak yerine çözmeye odaklanıyordum. Kendimi koyvermiyordum. Sanırım büyümüştüm. Biz beraber büyümüştük.

Aslında sadece arkadaşlıktan birbirimizi sevmeye doğru ilerlemiştik. Deli gibi birbirimizi nasıl sevdiğimizi anlatıyor ama asla sevişmiyorduk.
Bu konuda etrafına camdan bir duvar örmüş gibiydi. Bana açık açık söylemiyor ama reddediyordu beni. Sebebini bilmiyordum. Elbette beni sevdiği için buna zorunlu değildi ama beni bazen öyle bir öpüyordu ki kesinlikle hatrı kalıyordu.

Bye Bye My Lover | Meanie ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin