Donup kalmıştık ikimizde Cemal düşünceliydi ben de şakın en iyisi bu geceyi burda bitirmekti
"Cemal"
"Nisa"
İkimizde aynı anda konuşmuştuk tebessüm ettik sonra Cemal
"Önce sen söyle"
" ben sadece iyi geceler diyecektim yarın taksi ile de giderim senin uyanmana gerek yok birlikte yaşama konusunu da babamla konuşurum ama hoş karşılar mı bilmiyorum:/"dedim Cemal çok düşünceliydi sözümün bittiğini anladığında kafasını salladı ve
"Seni korkutmadım dimi biz sadece arkadaşız bunu defalarca konuştuk zaten:)" demişti sadece kafamı salladım ama bunu duymak canımı yakmıştı sonra ayaklandım tam koridordan sapıyordum ki
"He bir de taksiyi unut ben bırakıcam bu konu tartışmaya kapalıdır" diyip mutfak tarafına doğru gitti bende odama
Bir türlü uyku tutmuyordu sağa dönüyordum olmuyor sola dönüyordum olmuyor en sonunda kalkmıştım yataktan mutfağa girdim kahve Makinesinin yanında duran fincan şeker ve kahveyi gördüm Allah'a kısa çaplı bir şükür duası ettikten sonra kahvemi yaptım salonun manzarası fazla güzeldi bu gece dolunay da vardı camı gören koltuğa oturup kahvemi yudumluyordum ama düşünceliydim cidden biz arkadaş mıydık?yoksa flört mü?hayatımda hiç Türk arkadaşım yoktu ve bu işin kültürünü bilmiyordum bizim orda gayet arkadaşça olsa da burda sanırım işler biraz daha farklıydı sen benim ruhuma iyi geliyorsun diyen biri cidden arkadaş mıdır ki? çok fazla bilinmeyeni olan bir denklemin içinde sıkışıp kalmıştım resmen son yudumumu alıp fincanı yavaşça yere bıraktım birden ışık açıldı refleks olarak direk arkama baktım Cemal bir gözünü ovuşturarak
"Uyku tutmadı mı nisom" dedi
"Evet ya çok tutmadı " diyebilmiştimbirden telefonum çalmaya başladı gece saat 3:30 da beni kim arardı ki ekranda çıkan yazıyı gördüğümde sevinçten havalara uçmuştum resmen gizem facetime arıyordu o elendikten sonra direk Amerika'ya geçmişti bir defile için en azından bize denilen oydu hemen yanıtladım
"GİZOOMM!"
"Nisa nasılsın bebeğim"
"İyidir sen"
"Bende iyi ama burası sizin eve pek benzemiyor nerdesin sen?"
"Baaaaak burdayım" diyerek canın yanına gittim
Canı gören gizem biraz garip olmuştu ama afallamadan
"Ne kadar kalıcaksın?"
"Yarın uçağım var ama Cemal bana bir teklifte bulundu ailem de uygun görürse burda yaşıycam" gizem epey endişeli gözüküyordu
"Aaaa öyle mi ne güzel ben de işte 2 güne geliyorum"
"Ciddi misin çok özlemiştik seni"
" orda şimdi geçtir hadi bb"
"Bb"
Telefonu kaparım yanıma koydum cemal " bir kahve de benimle içmek ister misin?"
"Bu Şeref'e laik görülmek onur verir mr.Canseven " dedim bunun üstüne bir tebessüm etti ve mutfağa gitti bende ardından "nasıl içersin?"
" şekerli"
Ben daha fazla mutfağı incelerken yerdeki kilim birden ayağımın altından kaydı gitti ve bende dengemi kayıp ettim tam düşücekken bir el belime dolandı tahmin etmesi zor değil Cemal beni tutmuştu "teşekkür ederim" demiştim ama hala bırakmıyordu gözlerimin içine bakıyordu sonra bakışları biraz daha alta dudaklarıma kaymıştı birden kahve anonsu geldiği için irkilmişti beni bırakıp kahveleri servis edecekti beni çok pis ateş basmıştı ama işin garibi bende istemiştim başım dönmeye başlamıştı "ben salondayım" diyebilmiştim güç bela koltuğa oturduktan sonra anlıma masaj yapmaya başlamıştım kahveleri getiren cemale " uykusuzluk bende baş ağrısı yapıyor" demiştim
"biliyorum" demişti tabi ya bizim yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmemişti ki hep birlikteydik çokça şey paylaşmıştık ama o zaman duygularımı bu kadar yoğun yaşamıyordum ne zamanki acun bey final günü cemalin adını haykırmıştı işte o zaman tokat yemişçesine kendime gelmiştim resmen ilk başlarda gurur duygusu falan diyordum ama işler değişmişti yavaş yavaş ona olan hislerim gün yüzüne çıkıyordu bundan korkuyordum belki de yeni şehir bir yalandı belki de bilmiyordum
Cemal'in ağızımdan;
Kahveleri yaparken gelen sesle arkamı döndüm nisa düşüyordu o anki refleksle belinden kavrayabilmiştim yüzünde tatlı bir korku vardı gözleri çok güzeldi o kadar kısık ve parlaktı ki bir kömür madenindeki Elmas gibiydi sonra burnu okka gibiydi minikti ona çok yakışıyordu hele o dudakları doğal bir kırmızıya çalan pembedendi ve bu renk dudak biraz zor bulunurdu şekili kalem ile çizilmiş gibiydi muntazam resmen "beni öp" diyordu o kadar zor bir durumdaydım ki zaten ruhuma iyi geliyorsun podunu kırmıştım bunu da yaparsam nisanın yüzünü bir daha görür müydüm bilmem ha bir de arkadaşız falan dedim kıza ama ben onu asla öyle görmemiştim 4-5 ayda tanıdığım bir insana asla bu kadar fazla değer veremezdim ben gözünü içine bakıyorum resmen yarışmada bile o dudaklara karşı verdiğim savaşı bir ben bir allah bilir gerçekten evrim bunu fark edip bin kere imalarda bulunmuştu haklıydı da yarışma bittiği için herkes çok mutluydu ama ben
Tam aksineydim her sabah o uyurken melek yüzünü en ince ayrıntısına kadar inceleyemeyecektim deniz kenarında dertleşemeyecek birbirimize tezahürat yapamayacaktık sayı aldı alamadı bahanesiyle öpemeyecek sarılamayacaktım o yüzden aynı evde yaşmayı teklif etmiştim ama bu aşk mıydı yoksa takıntı mı veya alışkanlık? işte hiçbir şeyden emin olamadığım için korkuyordum ondan değil kendimden ya kendimi tutamazsam ya o istemeden bir şeyler yapmaya kalkarsam kendimi nasıl affederdimGece bölümün saldım inş hoşunuza gitmiştir açıkçası ben diğer ship kitapları gibi yok öpüştürmem yok seviştirmem nazına girmem isterseniz her şeyi yaparım MEMCLWLCLWLCLL yoruma bekliyorum vote atmayı unutmayın💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ev Arkadaşı?|CemNis
Teen FictionYarışma bittikten sonra sadece Cemal ve Berkan kalmıştı yanımda fakat biz Cemal ile ayrı bir eve çıkmıştık bu çok eğlenceliydi, ama artık bazı şeyler yolunda gitmiyordu bakışlar hal ve hareketler değişmişti kabullenmek zordu ~Biz eğleniriz diye...