I

18 0 0
                                    

Geçmişte Herhangi Bir Gün

Bu sabah farklı bir yerde farklı düşüncelerle uyanmıştım.

Kollarımı iki yana açıp gerinirken dün gece kaldığım odayı çok incelemediğimi fark ettim. Gözlerimi iki kişilik yatağımdan ayırıp çevreye bakınmaya başladım. Bebek mavisine boyanan oda iki kişi için bile fazla genişti. Odanın sağ tarafında kocaman -devasa- bir gardrop tam yanında da bir makyaj masası ve pufu vardı. Sol tarafımda ise iki tane tek kişilik çiçek desenli berjerler birbirlerine bakacak şekilde yerleştirilmişti, ortasında ise küçük bir sehpa vardı. Anlaşılan burası, ev sahiplerinin yatak dışında keyif aldığı bir başka köşeydi. Ancak en güzel yeri sona bırakmıştım. Tam karşımda iki yana açılan sürgülü bir kapı, ardında da boş saksılarla döşenmiş bir balkon bulunuyordu. Eğer burada yaşasaydım kesinlikle bu balkonu boş bırakmazdım, çiçeklerle önce saksıları doldurur sonrasında ise sallanan koltuğumda oturur tüm gün dışarıyı seyrederdim. Kısa sürede hayallerden gerçeğe dönüş yaptım.

Ne bu odaya ne de bu eve aittim.

Ait olduğum bir yer yoktu.

Bana ait olan yerler vardı.

Babam beni 23 senelik hayatım boyunca yanında nereye sürüklediyse oraya gitmiş, orada büyümüştüm. Şehir şehir, ilçe ilçe dolaşıp her yerden kendimize bir iz bırakıyorduk. Çok yer gezmemize rağmen bir yeri terk etmeden önce oradan mutlaka kendime bir hatıra alırdım orayı unutmamak için. İster istemez gözlerim, odamın bir köşesinde duran sandığıma kaydı. Küçüklükten beri topladığım eşyalar neredeyse bir koleksiyon olmuştu. Bu dürtümü hiçbir zaman engelleyememiştim ama böylece benim oluyordu o yerler, bana ait olan bir şeyler oluyordu.

Sızlanarak yatağımdan kalktım. Bir insan neden uyanır uyanmaz bunları düşünür ki? Omuzlarımı silkerek banyoya doğru ilerlemek istedim ancak banyonun nerede olduğunu bilmiyordum. Söylenerek koca villanın içinde babamı aramaya başladım.

"Babaaaa!" Neredeydi bu adam?

Annem yoktu, tanımıyordum. Babam benim doğumumdan sonra annemin ikimizi de bırakıp gittiğini ve bir daha da uğramadığını söylemişti. Doğruyu söyleyip söylemediğini bilmiyordum babamın, babam çok az doğruyu söylerdi. Evin salonuna tesadüfen geldiğimde duraksayarak duvardaki kocaman aynadan kendi yansımama baktım. Üst dudağım yukarı doğru kıvrılmış, bıyık altından sırıtıyordum aynada kendime.

Evet, ben de babama çekmiştim.

İçeri giren babamı gördüğümde dikkatimi ona çevirdim. Yüzünde kocaman bir gülümsemeyle bana bakarak yanıma geliyordu. "Aman da benim güzel kızım uyanmış mı? Gel bakayım günaydın öpücüğü ver babana." İnsanlar sabah uyandıklarında nasıl bu kadar mutlu olabiliyor diye düşünüyordum dudaklarımı babamın yanağına kondururken. Birden babamın hep mutlu olduğunu fark ettim, onun sözünü dinlediğim sürece.

Ki ben hep onun sözünü dinliyordum.

"Baba ben burayı sevmedim, çok büyük. Banyonun yerini bile bilmiyorum. Ararken kayboluyordum az daha." Babam sahte bir kırgınlıkla bana baktı. "Dün gece burayı bulana kadar canım çıktı kızım sen de biliyorsun. Hasan Amca'n olmasa sokakta kalıyorduk dün gece hatırlarsan." Sonra hatırlamış gibi devam etti. "Banyo merdivenlerden aşağı inince soldaki ilk kapı ayrıca."

Derin bir iç geçirerek babama cevap vermeden banyoya doğru yol alırken dün geceyi düşünüyordum. Dün gece evimizin asıl sahipleri biz evdeyken evi basmıştı. Oysaki her şey emlakçı denen o Hasan olacak adamın suçuydu, bize o evin sahiplerinin yurt dışında olduğunu, kolay kolay gelmeyeceklerini ve orada bir süre oturabileceğimizi söylemişti. O öyle söylediği için hiçbir tedbir almamış ya da bir B Planı da yapmamıştık. Sonuç olarak sopalarla bizi kovalayan ev sahiplerinden kendimizi arabaya atarak kurtulmuştuk. Acele bir şekilde çıkmamıza rağmen arkamızda hiçbir şey bırakmamıştık. Bırakacak fazla bir eşyamız yoktu zaten, kıyafetlerimizi ve tek varlığım olan sandığımı arabamızda saklamıştık. Bu şekilde olayı atlatmıştık atlatmasına ama yine Hasan Amca'ya sığınmak zorunda kalmıştık. Bu villayı bize ayarlayan da yine o adamdı.

Para MeselesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin