11 Haziran 1964
Hinata gözlerini araladı ve sızlayan kemiklerine küfür ederek esnedi. Uykulu bakışlarını etrafta gezdirdi. Etrafta herhangi bir vahşi hayvan göremediğinde çantasını da alarak aşağı indi.
Karar vermekte aceleci davranmıştı fakat haberi yoktu henüz gencin.
Yavaşça ilerlemeye başladı. Her adımında uykusu biraz daha açılıyor, içinde ki endişe büyüyordu.
İçinde takip edildiğini bağıran endişe tohumları yavaş yavaş zihnini ele geçirirken elleri tiremeye başlamıştı bile.
Çantasının kollarına daha sıkı asılarak koşmaya başladı. Rüzgar, turuncu saçlarının arasından geçerken kalbi adeta göğüs kafesini delmek istercesine atıyordu.
Nefes nefese kalan çocuğun bacakları titreyerek tuttukları hızlı tempoyu sonlandırdığında Hinata'nın gözleri dolu doluydu. 'Ne olurdu bir kere annemi dinleseydim?' demeden edemiyordu, şu son dakikalarında bunu düşünmeyi hiç istemiyordu.
Sırtını yavaşça ağaca yasladı Hinata ve gözlerini kapadı. Katili ile karşılaşmak isteyecek kadar keçileri kaçırmamıştı.
Toprağı döven adım sesleri iyice ona yaklaştı, aralarında tahminen 10 santimlik bir mesafe kaldığında genç ilk olarak yüzüne üflenen bir nefes hissetti. Ardından, şu sesleri duydu;
"Aç gözlerini ve bana ormanımda ne halt yediğini açıkla."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wolf Heart // KageHina
Fantasy"Şu efsaneyi duymuşsundur, ailelerin çocuklarının ormana gitmesini önlemek için anlattığı hani, işte biz orada ki kurtlarız turuncu kafa. Atalarımızın soyunu devam ettirmek için bu ormanı koruyoruz."