۝ İ: MLBY | 3

946 71 16
                                    

-3-

Aynanın önünde saçlarını tararken yatmaya hazırlanan kocasının uzandığı yataktan dirseklerinin üstünde yükselip kendisini seyrettiğini gördü. Merakla "Neye bakıyorsun öyle?" diye sordu tebessüm ederken.

Omuz silkti Burç. "Karıma bakıyorum. Bakamaz mıyım?" Kendisine gülen kadının keyifli oluşu kendisine de bulaşmıştı. Onun mutlu olması ger zaman genç adamı da mutlu ediyordu. Yaşadıklarını düşündü. Ne kadar aptalca şeylere çocukça tepkiler verip yanlış anlaşılmalarla vakit kaybetmişlerdi. Oysa şimdi hiçbirinin bir anlamı kalmamıştı. Keşke zamanında anlayabilselerdi ne kadar hata ettiklerini. Birbirilerine karşı dürüst olup birbirilerini anlamayı daha erken öğrenselerdi. Olsun, dedi kendi kendine. Zararın neresinden dönersen kârdır. Şimdi yaşanan her şeyi bir kenara bıraktığı zaman çok mutlu olduğunu düşünüp rahatlıyordu. Evliliğin böyle bir şey olacağını hiç düşünmemişti. Onun gözünde hep sorumluluklarla dolu çok sıkıcı bir evlilik canlanmıştı. Kendi derin düşüncelerinden koptuğunda karşısında dalgın bir biçimde saçlarını taramaya devam eden kadının ne düşündüğü onun için merak konusuydu. "Ne düşünüyorsun?"

"Taçmin'i düşünüyordum."

"Ne olmuş ki Taçmin'e?"

Omuz silkti Alara. "Bir şey olmadı." Taçmin'in internette gizemli biriyle flörtleştiğini öğrendi öğreneli içine doğmuştu kadının, bu ilişki ciddi bir yola girecekti. Genellikle sanal mecrada başlayan ilişkiler pek de sağlıklı olmuyordu, bu doğruydu. Ancak devir değişmişti ve nadiren de olsa insanlar ruh eşlerini sanal ortamda bulabiliyorlardı. Taçmin neden o şanslı insanlardan biri olmasındı ki? Hissediyordu, o adam genç kıza çok iyi gelecekti. Kim bilir, belki de Bay Yalnız onun hayatının aşkıydı. Durum böyle olunca düşündü, taşındı ve bu konuyu direkt olarak Burç'a söyleyemese de onu bu fikre alıştırması gerekiyordu. Bu yengesi olarak Alara'ya düşerdi. Kocası her ne kadar eski bir çapkın olsa da onun kız kardeşine karşı oldukça kıskanç ve sahiplenici biri olduğunu biliyordu. O nedenle bu iş biraz zordu ve zaman alacaktı. Önce Burç'un bu fikre ısınmasını sağlamalıydı yavaş yavaş. "Bak, biz ne kadar mutluyuz Burç."

"Evet aşkım, çok mutluyuz." Gülümsedi adam. Gerçek anlamda mutluydu. Böyle bir kadınla evli olduğu için kendini her gün şanslı sayıyordu. Ona evliliği bile sevdiren bir kadınla birlikteydi. Bir erkek daha ne isterdi ki? "Gerçekten mutluyuz. Geç bulduk birbirimizi ama tam manasıyla kavuştuk, mutlu olduk." İlk düğünlerinden birbirilerini daha tanımadan kaçtıkları o günleri hatırlayıp güldü. Ne komik olaylar, ne inanılmaz tesadüflerdi... Ama bir dakika. Bu konuşmanın ana fikri bu değil gibiydi. Öyle görünüyordu. Alara'nın ima ettiği ya da anlatmaya çalıştığı başka bir şey var gibiydi. Düşündükçe kendisini mutlu eden bu konu ise asıl mevzuya giderken kullandığı bir basamaktı sadece. Şüpheci bir biçimde gözlerini kıstı, meraka düştü. "İyi de bunun Taçmin'le ne ilgisi var?"

Kocasının bir hayli zeki olduğunu biliyordu. Bu işin altından bir şeyler çıkacağını hissetmişti, bunun da farkındaydı. Bu yüzden lafı fazla dolandırmak istemedi. "Diyorum ki..." Hiçbir şey olmamış gibi saçlarını taramaya devam etti Alara. Usul usul aklına girecekti. Burç zekiyse, kendisi de armut toplamıyordu sonuçta. Kadınların attığı akıllıca adımlarla geliştirdiği ikna yeteneği herkesçe bilinen bir şeydi. Erkeklerin üzerinde hep olmasa da çoğu zaman olumlu etki bıraktıkları da açıktı. "Taçmin de şöyle doğru dürüst, kendine uygun, yakışıklı bir prensle aşk yaşasa..." İmalı bakışlarla ekledi. "Playboy olmayan biriyle tabii."

Kahkaha attı Burç. "Güzel şakaydı." Çünkü bu durum genç adama göre ancak şaka olabilirdi şu aşamada. Henüz Taçmin'i biriyle ilişki yaşayacak olgunlukta görmüyordu. Hâlâ birileri tarafından kolayca kandırılabilir, kırılabilirdi. Abisi olarak üzülmesini hiç istemiyordu.

"Şaka yapmadım ki ben."

"Nasıl şaka yapmadın?" Şaşkın bakışlarla karısına bakıyordu. Ne yani, Alara şimdi ciddi miydi bu konuda? Kısa ve sessiz bir bakışma geçti aralarında. "Ya rica ederim saçmalama Alara! Kızın yanında da böyle konuşup aklına böyle şeyler sokma."

"Niyeymiş o?"

"Daha küçücük de ondan."

Gülmemek için kendini zor tuttu kadın. "E yuh! Küçülsün de cebime girsin. Taçmin'le neredeyse aynı yaştayız Burç, maço abiliğin tuttu yine!" Olaya duygusal yaklaştığı için gerçekleri göremiyordu. Taçmin'in artık büyüdüğünü ve genç bir kadın olduğunu mesela.

Küskün bir çocuk gibi omuz silkti adam. Kardeşiyle alakalı bu fikir hiç mi hiç hoşuna gitmemişti. Sanki küçükken bahçede oynadıkları zamanlar daha dün gibi yakındı. Hazır değildi onun hayatına birinin girmesine ve onun evlenmesine. O daha küçüktü Burç'un gözünde. Hem belki de Burak gibi kadınlarla sadece gönül eğlendiren biriyle karşılaşıp kırılacak, üzülecekti. Hayır, hayır buna hiç gerek yoktu. Taçmin henüz doğru adamla yanlış adamı ayırt edecek kadar olgunlaşmamıştı. Henüz pişmesi gerekiyordu.

Kocasının konu hakkında sabit fikirli tavrı üzerine onu bu konuya öyle düşündüğü kadar kolay alıştıramayacağını anladı Alara. Kıvama gelmesi için çok uğraşması gerekecekti.

●●●

Gecenin ilerleyen saatlerinde barda Mete'yle oturan Burak, adamın sürekli saatine bakıp durduğunu fark edince güldü. "Ne oldu Mete, uyku saatin mi geldi?"

"Ha ha ve ha, Burak. Çok komiksin." Gözlerini devirirken karşısındaki adamın kendisine gülüşüyle pek ilgilendiği söylenemezdi. Düzen ve nizam sahibi bir adamdı o. Buraya tatil için gelmişti ama tek amacı bu değildi. İşleriyle de ilgileniyordu. O sebepten normal düzenini bozmak istemiyordu. Dolayısıyla Burak gibi sorumsuz, aklı beş karış havada, kadınlarla kafayı bozmuş lay lay lom peşinde olan bir adamın kendisiyle alay etmesi onu ilgilendiren bir şey değildi. Sürekli telefonuyla içli dışlı olan adamın bu defa hangi kadının canını yaktığını düşündü. "Geçen gün bahsettiğin kadınla mı yazışıyorsun?"

Onaylarcasına başını salladı Burak. "Aynen." Bir yandan telefonun diğer ucundaki kadına cevap yetiştirirken diğer yandan Mete'yle konuşuyordu. "Buluşma teklifi ettim hatuna."

"Eee, ne dedi?" Gözlerini devirerek "Buluşmayı reddederse kadını anlarım, cidden." dedi adam. Zira Burak'ı sevmesine rağmen onun böyle kadınlara karşı yılışık tavırları hiç hoşuna gitmiyordu. Ona göre bir şey değildi bu. O net bir adamdı. Bir kadına nasıl davranılması gerektiğini bilirdi. Sadece bu zamana kadar şansı pek yaver gitmemişti hepsi bu. Ruh eşini henüz bulamamıştı. Neyse ki Burak gibi ruh eşini aramaktansa her çiçekten bal alıp kaçmak değildi niyeti. O kadar yüzeysel biri olamazdı. Ciddi ilişkilerin adamıydı.

Omuz silkip yüzünü buruşturarak "Aman, sen de!" demekle yetindi Burak. O an keyfi tekrar yerine geldi. "Yarın gece için teklifte bulundum. Başta reddeder gibi oldu böyle naz yaptı, erken merken dedi ama sonra kabul etti."

"Yarın buluşuyorsunuz yani."

"Kesinlikle." Mete'ye göz kırparken en kendinden emin ifadesini takınmıştı. Yarın gece için harika planları ve hayalleri vardı. Ona göre uzun zamandır uzak kalmıştı bu mevzulara. Burç ve Alara'nın arasını bulacağız diye kendi hayatını bile unutmuştu. Açıkçası bir an kendisi bile umutsuzluğa düşmüştü. Alara ve Burç... İkisi de öyle inatçı ve öyle çocuksuydu ki onları bir araya getirmek neredeyse imkânsız bir hâl almıştı. Sonunda zor da olsa nihayet başarmışlardı. Kardeşi Burç'u böyle mutlu görmeye değerdi. Tabii bir zamanlar onunla çeşitli çapkınlıklar yaptığı göz önüne alınırsa özlüyordu eski günleri. Yalnız kalmıştı. Ancak Burç'un mutlu olduğunu bildiğindendir ki içi rahattı. Şimdi her şey yoluna girdiğine göre yeni yeni toparlıyordu Burak. Sıra kendisindeydi. Yeni ufuklara yelken açmakta gecikmemişti. Keyfi gayet yerindeydi. Yarın akşamın ona ne sürprizler hazırladığından ise tamamıyla habersizdi.

...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 29, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İZMİR: Meraklı Leydi Ve Bay YanlışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin