- - - - - - - - - -jeongguk askılıktan eline gelen ilk ceketi kaptığı gibi, üzerine geçirip doğruca taehyung'un dairesine gitmişti. kapıyı birkaç kere tıklattıktan sonra ise açılmasını beklemişti. taehyung kısa bir süre sonra çıplak üst bedeniyle kapıyı araladığında, jeongguk'un gözleri esmer bedende takılı kalmıştı.
"jeongguk?"
küçük olan, esmer gencin bedeninden gözlerini ayırdığında henüz fark edebilmişti, taehyung içeri geçmesi için kapıyı sonuna kadar aralamıştı.
"içeri geçmeyecek misin?"
sevgilisinin yönelttiği soru ile yavaş adımlarla içeri girmiş ve ardından kapının kapanma sesi gelmişti. taehyung biraz şaşırmış olmalıydı ki, hemen sormuştu;
"neden geldin?"
jeongguk gözleriyle sevgilisini süzüyorken çıt çıkaramamıştı. bunun üzerine taehyung tekrar konuşmuştu.
"yanlış anlama. istediğin zaman gelebilirsin ama duşa gireceğimi söyledim ya, o yüzden. istersen bekleyebilirsin duştan çıkmamı. kısa sürer."
jeongguk gözlerini yavaşça sevgilisinin yüzüne çıkarmış ve;
"hm?"
mırıldanmıştı. neden geldiğini kendisi de bilmiyordu ki ne cevap verecekti? sadece açık pencereden gördüğü esmer tenini daha yakından görmek istemişti.
"bir şey mi söyleyecektin diyorum. hem ceketini neden çıkarmıyorsun?"
jeongguk transtan çıktığında, ancak taehyung'a cevap vermesi gerektiğini idrak edebilmişti. kafasında bahane üretmeye çalışırken elleri, istemsizce geniş ceplere girmişti.
üzerindekinin taehyung'un ceketi olduğunu fark ettiğinde ise hemencecik bir bahane uydurmuş ve aralamıştı dudaklarını;
"ben... ben ceketini getirecektim sana. bir de konuşuruz falan diye düşündüm."
sonlara doğru sesi düşmüş ve gözlerini kaçırmıştı. taehyung ise anlayamamış bir ifadeyle yüzünü buruşturmuştu.
"ceketin sende kalacağına dair anlaştığımızı sanıyordum."
jeongguk bu sefer de dudaklarını kemirmeye başlamış ve aynı şekilde cevap verememişti sevgilisine. taehyung ise daha fazla uzatmamış ve;