yirmi dokuz¡ [final]

2.1K 235 46
                                        

birkaç hafta sonra;

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

birkaç hafta sonra;









"neden daha önce bir resitale geldiğimizi söylemedin ki? ona göre giyinirdim, hazırlanırdım. of taehyung, cidden."

jeongguk koca salona girmeden önce homurdanarak konuşmuş, taehyung ise kıkırdamıştı.

"kim zaten takım elbiseyle dondurma yemeye gider ki?"

taehyung'un şıklığı ve jeongguk'a sürpriz olması için büyüğünün nereye gideceklerini söylememesi, yürüdükleri koridor boyunca jeongguk'un mızmızlanmasına ve hazırlanamadığı için homurdanıp durmasına sebep olmuştu. taehyung ise stresli hâlini yenmeye ve jeongguk'un bu hâlinin keyfini çıkarmaya çalışıyordu.

gitgide bir kapıya yaklaşıyorlardı ancak kalabalık sesi kulaklarına bir türlü gelmiyordu. koca bir salonda çıt bile çıkmaz mıydı? henüz resital başlamamıştı ve illa ki en azından birkaç konuşma sesi duyulurdu.

"taehyung, yoksa başladı mı? hem ne resitali bu, kimin resitali? off. beni dondurma yemeye diye çıkarmadın mı sen?"

"jeongguk. sakinleş, beni de geriyorsun."

jeongguk cevap verecekken taehyung onun lafını ağzına tıkıp, önlerindeki kapıyı aralamıştı. küçük olan oflayarak içeri baktığında, gördüğü manzarayla dumura uğramıştı.

bomboş bir resital salonuydu burası.

"biz burada ne yapıyoruz?"

kelimeler istemsizce dudakları arasından döküldüğünde bakışları da taehyung'a dönmüştü. taehyung ise cevap vermeden onu arkasından ittirmiş ve salona girmesini sağlamıştı. sahneden uzak ancak güzel bir yere jeongguk'u oturtmuş, şu zamana kadar susmayan jeongguk'a hiçbir şekilde cevap vermemişti.

"su almaya gideceğim, tamam mı? birazdan başlayacak."

taehyung gitmeye yeltenirken, jeongguk onu durdurmuştu.

"bekle. neden kimse yok? tek başımıza mı izleyeceğiz?"

"sadece soru sorma."

jeongguk meraklı ifadesini büyüğünden çekip yerine oturduğunda, taehyung hızla salondan çıkmıştı. etrafa meraklı bakışlarını gönderiyor, çıt çıkmayan salonu gözleriyle keşfediyordu.

birkaç dakika boyunca yalnızca loş ışıkların salonu aydınlatmasını izleyerek vakit geçirmiş, üzerine giydiği fermuarlı uzun kollusunun kürsörüyle oynamıştı.

etrafa baktıkça geriliyor taehyung'un gelmesi için saniyeler sayıyordu. etraf öyle sessizdi ki, kendi nefes alışverişlerini bile duyabiliyordu. gitgide tedirginleşiyor, bu koca salonda tek başına oturmak onu biraz ürkütüyordu. ne taehyung'un gelişine dair bir ses ne de başka bir insanın varlığını hissedemiyordu.








violinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin