24 - Eski zamanlar

209 18 2
                                    

Damla'nın açısından:

Efe'yi birden duyunca herşeyi unutmuştum sanki. Onu kaybetmekten gerçekten çok korkuyordum. Nihayet herşey eskisine dönmüştü ve onu geç olduğu için evine göndermiştim. Odama girip yatağıma uzanıp huzurlu bir uyku çekmiştim. Sabah tam annemlerin odasına tıklayıp uyandıracakken, dün sabah gittiklerini hatırlamıştım. Çok fazla alışmıştım onlara. İştahım kaçmıştı birden. Evden çıktığımda kapıyı iki kere kilitleyip otobüs durağına yürümüştüm. Geçikeceğini anladığımda Yeliz'i arayıp beni almasını söylemiştim, yolunun üstüydü zaten. Geldiğinde arabasına binip üniversiteye doğru yol almıştık. Yeliz herzaman ki gibi müziği full volume açmıştı ve benimde morelim düzelmişti. Şarkının nakaratını bağıra bağıra söylüyorduk birlikte. "Yıkıla yıkıla gezip dolaşalım. Eskiyi unut, gel barışalım. Gözünü gözüme değdir o zaman. Kalbime dokun, aşk konuşalım." Biliyorum bizim gibi hanım hanımcık kızlara yakışmıyordu böyle hareketler, ama neşemiz iyice yerine gelmişti. Okula vardığımızda bakışları üzerimize çekmiştik. Yeliz ile bir özelliğimiz vardı. Hiç alkol kullanmadanda baya bi kafa bulabiliyorduk. Birbirimize baka baka gülmeye başlıyorduk. Arabayı park etmişti ve anca kendimize gelebilmiştik. Mert ile Hamza yanımıza geldiğinde hep birlikte içeri girmiştik. Yeliz ile Hamza başka yöne gitmişti ve ben Mert'in koluna girmiştim. Mert "Hayırdır kuzu? Neşelisin baya bi" diye sorduğunda, "Barıştık" demiştim ve Mert'in de yüzünde bir tebessüm oluşmuştu. Bütün gün Leman teyzenin, yani Yeliz'in annesinin düğününü konuşuyorduk. Yeliz ile okuldan sonra annesinin yanına, butiğe gitmiştik. Mert işini halledip bize katılacaktı. Leman teyze "Aa kızlar, hoşgeldiniz" diyerek karşılamıştı bizi. Daha sonra koltuklara oturup söylediğimiz kahvelerimizi yudumluyorduk. Ara sıra Yeliz ile elbiseler hakkında konuşuyorduk. Daha sonra Mert'te bize katılmıştı. Sohbet edip gülüyorduk, aynı eski zamanlarda ki gibi. Mert birden bir kolunu Yeliz'in diğer kolunu ise benimkine atıp "Canlarım, dostlarım, bacılarım, çok seviyorum la sizi. Herşeyimsiniz siz benim." demişti. Mert öyle deyince, aklıma çocukluğumuz gelmişti, onlarla birlikte geçirdiğim 17 senem. "Sende iyiki varsın serseri, bizde seni çok seviyoruz." deyip yanağını sıkmıştım. Uzun süre sonra Leman teyze tekrardan yanımıza gelmişti. "Çok heyecanlıyım. Yarın evleniyorum!" Yerinde duramıyordu. Şimdi ki gençler kadar büyüktü heyecanı. Hepimiz tebessüm etmiştik. Sonra Mert "Sen takma kafana Leman teyzem, herşey çok güzel gidecek." demişti. Akşama doğru Mert ile butikten çıkıp mahalleye gitmiştik. Evin önüne gelince Mert "Kuzu, hadi sen girde yarına kadar iyice dinlen. Oturamayacaksın bütün gün oynamaktan." demişti. "Mertcan, sen bu düğünü bizimkilerle karıştırma istersen. Bildiğin sosyete düğünü olacak." Mert'in adına Can'ı eklemem normaldi. Biz genellikle iyi olduğumuz kişilerin adına bu ismi eklerdik.

-"Ben gelmeyeyim o zaman ya. Fenalaşırım falan mazallah."

"Abartma serseri. Hadi üşüdüm ben ya. Giriyorum."

-"Tamam kuzu hadi görüşürük. İyi geceler efendim."

"İyi geceler bayım."

Yüzümdeki tebessümle Mert'i uğurlayıp çantamda ki anahtarımı çıkarıp eve girmiştim. Sessizlik. Birşey yemeden yatağıma yatıp uyumuştum.

Sabah Efe'nin upuzun günaydın mesajını okuyup kendime gelmiştim. Onu aradığımda ilk dediğim şey "Günaydın sevgilim"'di. "Günaydın balım." Balım mı? Tabikide balım. Balım varken aşkım niye? "Yoksa uyuyor musun sen hala?" demesiyle yavaşça kapanan gözlerimi açmıştım. "Yoo, çoktan uyanmıştım ki ben." demiştim ve terasın kapısına tıklandığını duymuştum. Yatağımdan kalktığımda Efe'yi karşımda görüyordum ve "Öyle mi?" demesi beni gülümsetmişti. Hemen kapıyı açıp sarılmıştım ona. Elindeki simitlerin sıcaklığını hissedebiliyordum. "Ay canııım,simitte alırmış" dememle torbayı bana uzatmıştı.

"Balım sana afiyet olsun, ben gidiyorum."

-"Aa, Efe nereye? Sen bi dursana iki dakika."

"Ne oldu ki?"

-"Ya sen dur"

Hemen mutfağa gidip sallama çayı hazırlamıştım. Bir tepsiye Efe'nin sevdiği beyaz peynirden ve zeytin koymuştum. Geldiğimde gülümseyip "Ne gerek vardı aşkım?" diye sormuştu. Bende itiraz etmemesini söyleyip terasa çıkmıştım. Teras dışarıdan hiç gözükmüyordu, o yüzden Efe ile burada buluşunca içim rahat oluyordu. Yere iki minder koyup ortayada yer masasını kurmuştum. Tepsiyide ortaya yerleştirmiştim. Torbadan bir simit çıkarıp arasına peyniri koyup Efe'ye yedirmiştim. "Balım biliyor musun, ben seni her gün biraz daha seviyorum" dediğinde elimi yanağına koyup "Bende sana her geçen gün biraz daha aşık oluyorum." demiştim. Kahvaltımızda fazla seçenek olmasada, Efe ile çok güzeldi herşey. Saatin 10 olduğunu fark ettiğimde hemen ayaklanıp "Canım bugün Yeliz'in annesi evleniyor. Hazırlanmam lazım." demiştim. Efe'nin de çıkması gerekiyordu ve gitmeden "Damla hanım, fazla süslenmeyiniz. Bilirsiniz Efe bey çok kıskanç biridir. Sizden çıkmadan önce kendinizin fotoğrafını çekmenizi ve ona bizzat göndermenizi rica ediyor." demişti. Öpüp evden çıkmıştı. Hemen odama koşup dolabımdan çıkardığım sarı elbisemi giyinip saçlarımı maşa yardımıyla kıvırcık hale getirmiştim. Makyajım fazla abartılı değildi, ama pek sade de değildi, tam olması gerektiği gibiydi yani. Mavi taşlı kolyemi takıp, hazırlanmış halimle fotoğrafımı çekip Efe'ye göndermiştim. Birden zile basıldığını duyup aşağı inmiştim. Kapıyı açtığımda Mert damatlıklarıyla karşımda duruyordu. İkimizde aynı anda ıslık çalıp birbirimize iltifatlar etmiştik. Sonra taksiye binip düğün yerine doğru yol almıştık. Yeliz daha gelmemişti, ama zamanla bir kaç arkadaşımızı görüp konuşmuştuk. Saat üçte davetliler gelmeye başlamıştı ve gelin ile damat bekleniyordu. Geldiklerinde herkes sandalyesinden kalkıp alkışlamaya başlamıştı. Yeliz'de yanımıza gelip bizimle oturuyordu. Mert müziğin sıkıcılığına dayanamayıp "DJ"in yanına gidip birşeyler fısıldamıştı. Geri geldiğinde birden Ankaran'ın Bağları çalmaya başlamıştı ve herkes ortaya birikmişti. Daha sonra geri masamıza geçmiştik. Mert takım elbisesinin yakalarını yukarı doğru kıvırıp eline tesbihini alınca Yeliz fotoğrafımızı çekmek istemişti.

Akşam tekrardan Leman teyzeyi tebrik edip eve gitmiştik Mert ile. Böylelikle bugünde bitmişti.

Kaderimin Oyunu (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin