Akşam olmuştu ve Yeliz çoktan evine gitmişti. Annem komşumuz Sebahat teyzeye gitmişti. Leyla'yı da götürmüştü. Yalnızdım evde, canım sıkılıyordu. Levent hoca'nın bana verdiği Laptop ile son araştırmaları yapıyordum. Yaklaşık iki aydır matematik hocam ile çalışıyorduk. Babamdan para istemekten çekindiğim için, hocama iş verme konusunda danışmıştım. Sağolsun oda hemen birşeyler ayarlamıştı ve bölümüme uygun, yani mimarlığa uygun bir iş vermişti. Levent hoca gerçekten çok iyi birisiydi. Hem hocalığı, hemde kişiliği özeldi. Yeliz ve bütün diğer kızlar arkasından bakarlar. Yakışıklı derler hep, ama ben hiç farketmemiştim. Onlardan farklı düşündüğüm için olabilirdi. Pazartesi ve salı günleride bir cafede çalışıyorum. Fakat çok iş olduğunda, genellikle hep öyle oluyor, gece saat 1'e kadar çalışabiliyoruz. O yüzden sanırım Yeliz'inde dediği gibi çarşambaları hep geç kalırım okula. Patronum babamın bir arkadaşı, o yüzden beni hep o geceleri eve kadar bırakır. Babamı bu iş konusunda ikna etmek kolay değildi, ama Galip Usta sağolsun bir şekilde ikna etmişti onu. İş yoruyordu, ama başka çarem yoktu. Babamın zorlandığını görüyordum. Bir yandan annemin tedavi masrafları, bir yandanda benim okul masraflarım. Onu daha fazla yormamak için çalışmak zorundaydım. Aslinda durumumuz o kadarda kötü degildi, babam bunu hep söylüyordu, ama haciz konusunun acildigini duydugumdan beri elimden geldigince harcamalarima dikkat ediyordum. Alisveris yapmak büyük zaaflarimdan biri oldugu icin, kolay degildi ne yalan söyleyim.
Bilgisayarda işim bitmişti ve hemen uyuya kalmıştım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimin Oyunu (DÜZENLENİYOR)
Romance2002 - Kızılcahamam "Gidiyorsun demek, ha?" Üzücü bir ses tonuyla sormuştum Damla'ya. Herzamanki gibi hayal kurup sırlarımızı paylaştığımız o ağacın altında oturuyorduk. İlk defa böylesine aşık olmuştum. O benim ilk tutkum olmuştu ve ben ondan nası...