Otobüs durduğunda aceleyle indim. Okula doğru yol aldım. Vardığımda, arkamdan koşa koşa gelen Yeliz'i karşıladım.
"Damla! Nerde kaldın kızım? Hoca sabahtan beri seni soruyor herkese."Hoca dediği, bizim "yakışıklı, karizmatik" Levent hoca.
-"Off ya vallaha hiç sorma Yeliz, yine uyuya kaldım" diye karşılık verdim derin bir iç çekerek.
"Kızım senin bu çarşamba'ya karşı bir sendromun mu var?" İkimizde güldük.
-"Galiba ya, hadi neyse tutma beni, Levent hocayı daha fazla bekletmeyeyim ben." diyerek matematik hocamızın odasına doğru yön aldım. Kapısına tıklayıp içeri girdim. Beni görünce "Damla, nerede kaldın?" diye sordu. Bende "Pardon hocam, bi işim çıktı, o yüzden geciktim biraz." dedim. -"Tamam önemli değil, otur hadi seninle konuşacaklarım var." Şaşkın şaşkın hocaya baktım.
"Ne konuda hocam?" Hoca çok ciddi bakıyor. Benide o bakışları yüzünden bi korku bastı.
"Damla, nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum, ama...", hocanın ciddi bakışları birden pozitifleşince ve ardından bende gülümseyince, sözlerine devam etti "Bu gidişle okulu birincilikle bitirme ihtimalin çok yüksek." Donup kaldım. Ne diyeceğimi bilemiyordum. Vay be, ben neymişim! Birden bir sevinç dolmuştu içimeme. Tam şu anda ona sarılmak istiyordum. "İnanmıyorum hocam, siz ciddi misiniz?" diye sorduğumda -"Tabikide." diyerek tebessüm etti. Kendimi tutamayıp, Levent hocaya sarıldım. Adam şaşırmış olmalı ki, ne diyeceğini bilemedi. Bende hemen ardından pişman olup özür diledim. Beklemiyordum, ama güldü. İnsan gülerken bu kadar mı yakışıklı olurdu ya?
Hemen teşekkür edip odasından çıktım. Yeliz'i aradım, ama bulamıyordum. Görende olmamıştı ve ben telefonunu çaldırmaya başladım. Allah Allah, nerede bu kız ya!
Tam telefonumu çantama koyacakken, elim bi kağıda değmişti. Hemen çıkarıp benim olmadığını farkedip okudum.Şu sözler yazıyordu: Bizi birliştirmek için dönüyor dünya. Kendi etrafında ve bizim etrafımızda, ta ki bizi bu rüyada birleştirene kadar...
Oha, bu nasıl girdi çantama? Kendi kendime tekrarlıyordum bu soruyu.
Aklımda bir tek soru dolaşıyordu: Kim di o?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimin Oyunu (DÜZENLENİYOR)
Romansa2002 - Kızılcahamam "Gidiyorsun demek, ha?" Üzücü bir ses tonuyla sormuştum Damla'ya. Herzamanki gibi hayal kurup sırlarımızı paylaştığımız o ağacın altında oturuyorduk. İlk defa böylesine aşık olmuştum. O benim ilk tutkum olmuştu ve ben ondan nası...